THY Euroleague | Hesabı galibiyetle açtık..

1 sezonluk aradan sonra tekrar katıldığı ve bu sezon daha iddialı olduğu Euroleague'de ilk maçına Siena deplasmanında çıkan Galatasaray Liv Hospital rakibini 84-75 yenmeyi başardı ve bu sezonki Eurolague hesabını galibiyetle açtı. Euroleague standartları gereği önceki yıllardan alışık olduğumuz Palasport'da değil Floransa'da oynanan maçta ilk dakikalardan itibaren kontolü ele alan takımımız maç boyu üstünlüğünü korurken gruptaki ilk maçını kazanmış oldu. Bu önemli galibiyette Carlos Arroyo 21 sayı - 4 asistle yıldızlaşırken, Jamont Gordon 18 ve Erceg de 15 sayıyla dikkat çeken isimler arasına girdiler.

Maça Siena'nın istediği tarza zıt bir şekilde düşük tempolu bir şekilde oyuna dikte ederek başladık. İlk dakikalarda Erceg&Arroyo ikilisinin birebirleri üzerinden yaptığımız üretimle skorda öne geçen takımımız daha sonraki bölümde özellikle Ersin'in hücum ribaundlarından süpürdüğü toplarla skora tutundu. Erceg'in dış şutları da devreye girince çeyrek için istediğimiz skorlara çıktık ancak rakipte Erik Green'in ekstra performansı onları oyunun içinde tuttu ve bu bölümü 20-16 önde geçtik. İkinci periyodun ilk dakikalarında da denge çok bozulmazken ilerleyen dakikalarda kenardan oyuna giren isimlerle birlikte hücum ritmimiz arttı ve o dakikalarda üçlük yağmurumuz başladı. Domercant, Arroyo, Cenk, Erceg ve Jamont'la ardı ardına dış atış isabetleri bulan takımımız savunmada çok büyük bir sertlik göstermeye gerek kalmadan farkı açtı ve devre bitmeden 51-33'lük skorla bunu 18'e kadar çıkardı. İlk yarının özellikle son dakikalarında farkı açan ve soyunma odasına gitmeden rahatlayan takımımız ikinci yarıya ise tutuk başladı. Siena'nın yakaladığı seriyle farkın 10'a inmesine engel olamasak da Ergin Ataman'ın aldığı mola, Arroyo'nun 1'e 1 hücumdaki ekstra basketi ve sonrasında hücumda Jamont&Furkan'ın performanslarıyla toparlayıp daha fazla yaklaşmalarına izin vermedik. Yine de rakip Hackett'la oyuna tutunurken son periyoda 63-52 önde girdik. Maçın final çeyreğinde özellikle Domercant'in de skora katkı yapmasıyla birlikte kontrolü hiç kaybetmeyen takımımız Heckett'ın savunmasında yetersiz kalmaya devam etti. Ancak buna rağmen son dakika hariç farkın 10'dan aşağı düşmesine hiç izin vermeyen takımımız son dakika içinde de hata yapmayınca maçı 84-75 kazanmayı bildi.

Siena deplasmanında takımımızın performansına baktığımız zaman özellikle ikinci çeyrekte olmak üzere maç genelinde 12/22 ile üç sayılık isabet oranı yakalamamız önemli bir faktör oldu. İki sayılık atışlarda ise düzen atışlarından daha çok birebirler üzerinden giden Ergin Ataman'ın öğrencileri bazı anlar hariç genel anlamda dengeli hücum etti diyebiliriz. Ayrıca karşılaşmayı sadece 3 top kaybıyla tamamlamamız da Siena'nın tempoyu arttırma girişimlerini engelleyen noktalardan biriydi. Tabi bu maçta özellikle pota altını daha etkili kullanabileceğimizi düşünüyordum ama Ataman şu an rakibin zaaflarının üstüne gitmektense kendi güçlü olduğumuz yönleri ortaya çıkartmayı tercih etmiş. Bu da anlaşılabilir bir durum tabi ki.. Ancak ileride hücumlarımızın iç-dış dengesini oturtabilmemiz adına boyalı alana bu maçtakinden daha fazla girmemiz gerekecek. Tabi Jawai'nin hala formunu kazanamamış olması da bu konuda önümüzde duran önemli bir engel. Savunma anlamında ilk yarının neredeyse tamamında ikinci yarının da hatırı sayılır bir bölümünde iyi performans gösterdik. Oyunun hızlanıp rakibin istediği şekle girmesine çok az izin verdik. Yalnız bu maçta özellikle Heckett'ın oynadığı ikili oyunların savunmasında yaşadığımız sıkıntı üzerine gitmemiz lazım ileriye yönelik, bu da bir dip not olsun..

Bireysel performanslara göz attığımızda ise 5 dakikanın üzerinde süre alan herkesten hem skor hem asist katkısı almamız topun paylaşımı açısından çok iyi bir örnekti. Carlos Arroyo yine liderlik vasıflarını gösterirken özellikle hücumun sıkıştığı anlardaki birebirleriyle ön plana çıktı ve karşılaşmayı 21 sayı - 4 asistle tamamlayıp maçın yıldızı oldu. Şu ana kadar takımın en formda isimlerinden olan Jamont Gordon bu maçta da çizgisini korurken biraz tutuk başladığı karşılaşmada sonradan ısındı ve oyunun pek çok yönüne etki ederek 18 sayı - 4 ribaund - 2 asist - 1 top çalmayla oynadı. Zoran Erceg hücumda özellikle ilk çeyrekte çok iyi bir performans sergilerken maç boyu yaptığı akıllı savunmayla ve ribaund katkısıyla da dikkat çekti. Sırp oyuncu maçı 15 sayı - 11 ribaund yaparak double-double ile tamamladı. Kenardan gelen isimlerden Furkan aldığı sürelerde oldukça verimli olurken hem pota altını iyi doldurdu hem de ikili oyunlar sonunda boyalı alana devrilmeleriyle içeriden rakibi tehdit etti: 8 sayı - 9 ribaund... Ve son olarak bu maçta hepimizi ekstradan sevindiren nokta da Domercant'in performansıydı. Yıldız oyuncu son 2 maçın aksine fizik olarak daha iyi durumda görünürken bu oyununa da yansıdı ve 3/3 üç sayı isabetiyle toplam 11 sayılık bir katkı verip gecenin iyilerinden oldu.

Siena deplasmanındaki bu galibiyetle yeni Euroleague maceramıza yine galibiyetle başlamış oluyoruz. Özellikle ikinci çeyrekteki etkileyici dış atış performansımız ve maç boyu psikolojik olarak üstünlüğü elde bulundurup Siena'yı maça ortak etmeyişimiz galibiyetin en değerli yönleriydi. Tabi hep söylediğimiz eksiklikler konusunda hala alacağımız mesafeler var, ama takımımız kalitesi ve sahaiçinde hala koruduğu diğer alışkanlıklarla farkını belli ediyor. Şimdi en önemli beklentimiz Jawai'nin de formunu kazanıp dışarıdan bu kadar potansiyelli olan takımın içeriden de önemli bir etkinlik yakalaması olacak. Ki Nathan'ın formu savunma performansımıza da direkt etki edecek bir nokta... Ligde ve Euroleague'deki ilk maçlarımızı deplasmanlarda kazanmanın ardından şimdi ev sahibi olarak iki önemli maça daha çıkacağız. İlk olarak Pazar günü Beşiktaş'ı Abdi İpekçi'de konuk edecek olan takımımız daha sonra ise Perşembe akşamı Euroleague mücadelesinde son şampiyon Olympiacos'u ağırlayacak. Bu iki maçı da kazanmak sezona eksiklerimize rağmen yapılmış çok iyi bir başlangıç anlamına gelecek ve ne kadar iddialı olduğumuzun bir ispatı olacak. Yola devam aslanlar!