Malik Hairston resmen Galatasaray Liv Hospital'da!

Sezona sakatlık sorunlarıyla giren ve ilk önce Jawai'yi sonrasında da Markoishvili'yi kaybeden Galatasaray Liv Hospital sezon içi 2. transfer hamlesini Malik Hairston'ı alarak yaptı. Gürcü oyuncumuz Markoishvili'nin sakatlığından sonra 3 numaraya hamle yapması gereken takımımız en son olarak İtalyan ekibi EA Milano'da forma giymiş olan Amerikalı yıldızın transferini sonlandırdı. Hairston'un Milano'yla varolan tek yıllık sözleşmesi üzerinden gidilen anlaşmada, 1.4 milyon doların yarısını biz yarısını ise onlar ödeyecek ve Hairston sezon sonuna kadar bizde forma giyecek.


NBA'DAN İTALYA'YA UZANAN KARİYER
Tam ismi Malik Samory Hairston olan yeni oyuncumuz 23 Şubat 1987 tarihinde Amerika'nın Detroit şehrinde dünyaya geldi. Babası ve abisi de basketbolcu olan Malik, onları örnek alarak çocuk yaşlarda eline aldığı basketbol topunu bugüne kadar bir daha da bırakmadı. Okul takımlarında da sürekli oynayıp kendini gösterirken lise için tercihini kendi şehrindeki Renaissance High School'dan yana kullandı ve orada da basketbol oynamaya devam etti. 2004 yılında sıra üniversiteye adım atmaya geldiğinde Oregon Universty'de öğrenim ve kolej basketbolu kariyerine başladı. Siyasal Bilimler dalında öğrenim görürken bölümünü 3 yılda bitirmeyi başardı. 4 sezon süren kolej kariyerindeyse daha ilk yılından itibaren Oregon Ducks'ın en önemli isimlerinden biri oldu. Sadece 2006-07 yılında yaşadığı ufak tefek sakatlıklar olurken onun haricinde başarılı bir kolej kariyerini geride bıraktı. Son 2 sezonunda üç sayılık atışlardaki yüzdesini %40'ın üstüne taşırken çok yönlü oyun yapısı ve skorer kimliğiyle draft öncesi dikkat çeken bir isim haline geldi. 2008 yılında katıldığı draftlarda Phoenix Suns tarafından 2. tur 48. sırada seçildi. Ancak sonrasında San Antonio Spurs'e takas edildi. Oyuncu araştırması konusunda belki de NBA'in 1 numarası olan Spurs, Hairston'a rotasyonunda görev alabilecek bir oyuncu olacağına inandı ve onu kadroda tuttu. Ancak Hairston'dan NBA seviyesinde tam olarak beklenen katkıyı alamayıp D-League'deki takımları olan Austin Toros'a gönderdiler. 2008-09 ve 2009-10 sezonlarının ikisinde de bunu uygularlarken Malik, D-League'de gösterdiği müthiş performansla dikkat çekti. İlk sezonunda 22.9, ikinci sezonundaysa 29.1 sayı ortalamalarıyla oynarken NBA kalibresinde tutunması kolay olmasa da daha alt bir seviyede önemli işler yapabileceğinin sinyallerini verdi ve sonrasında da Avrupa'nın yolunu tuttu. 

2010-11 sezonu için İtalya ligini o dönemde domine etmekte olan Montepaschi Siena'ya imza atan Hairston ilk sezonunda iyi diyebileceğimiz bir performans gösterdi. Sezonun açılışından kısa bir süre sonra geçirdiği ufak sakatlık onu 3 hafta sahalardan uzak tuttu ama döndükten sonra etkili performansına devam etti. Özellikle Euroleague'deki çeyrek final serisinde takımının o sezonun kağıt üstündeki belki de en güçlü kadrosu olan Olympiacos'u 3-1'le geçmesinde başrolü oynayan isim oldu. 2. maçtaki 19 sayı-11 ribaund ve 4. maçtaki 25 sayı - 7 ribaund - 3 asistiyle takımını sırtlarken bu performanslarıyla Euroleague'de haftanın MVP'si seçildi. F-4 oynadıkları o sezonda finale kalamasalar da 3. olmayı başarırlarken öte taraftan İtalya Ligi ve İtalya Kupası'nı da aldılar. Ancak yine de sezon sonunda  yollar ayrıldı ve Hairston iddialı bir kadro kuran Milano'ya gitti. EA Milano'daki 2 sezonu açıkçası onun kariyeri açısından çok da iyi bir adım sayılmayacak ileri dönüp baktığımızda.. Aslında ilk yılında oldukça iyi oynayan ve Kasım-Ocak aylarında yaşadığı sakatlıklara rağmen geri kalan süreçte iyi bir bireysel performans gösteren Hairston vardı. Özellikle Euroleague Top 16'sında bir iddialarının olmadığı son maçta Fenerbahçe Ülker'e attığı 27 sayıyla sarı-lacivertlilerin çeyrek final bileti almasına engel olmuştu. Ancak Milano'nun takım kimyasında yaşadığı sorunlar ve koç Scariolo'nun takımın kadro kalitesi ölçüsünde bir basketbol oynatamamış olması onları yerel anlamda yine Siena'ya geçilmelerine sebep oldu. Hairston bu sezonu Euroleague'de 13.9 sayı (%63 sahaiçi isabet yüzdesi), ligde 12.7 ortalamayla oynadı. Geride bıraktığımız sezonda takım olarak aynı problemleri devam ederken bu sefer TOP16 bile göremeden Euroleague'den elendiler. Hairston'ın performansı da o sağlıksız yapılanma içinde biraz düşerken ligde 12.5, EL'de ise 11.9 sayı ortalamalarını tutturdu. Devamındaki bu yazda ise Siena'yla çok iyi işler yapan Luca Banchi'yi takımın başına getiren Milano yine Siena'dan 3 numara olarak görev alan David Moss'u alınca Hairston'la yolları ayırmaya karar verdiler. Moss-Gentile ikilisinin olduğu yerde forma verilmeyen ancak kontratı devam eden yıldız oyuncu genç takımla birlikte antrenmanlara çıkıyordu.

ALL-AROUND AMA BİR O KADAR DA SKORER:HAİRSTON
Herşeyden önce şuna değinmek lazım ki Hairston'ın da kariyerinde bazı sakatlıklar oldu belirttiğimiz üzere.. Ama bunlar onu en fazla 1 ay parkelerden uzak bırakan sakatlıklardı ki onların dönüşünde de üst düzey performans vermeye devam etti. Tabi, artık bu konuda hep çok dikkatli olmaya çalışıyoruz, ne var ne yok öğrenmeye çalışıyoruz ama Hairston'la ilgili endişe verici düzeyde bir sakatlık geçmişi de pek görülmüyor. Hemen her oyuncu zaten kariyerinde bu miktarlarda sakatlık yaşıyor. Bence Hairston'ın esas şanssızlığı son 2 sezonunu Milano'da geçirmiş olmasıydı. O Milano ki bu son 2 sezonun kadro kalitesi/oynanan basketbol kalitesi anlamında belki de en kötü takımıydı Avrupa'da.. Buna rağmen orada sivrilmeyi başaran Hairston'ın 2012 yazında CSKA'ya gitme ihtimali vardı. Hatta pek çok kaynak tarafından transfere bitti gözüyle bakılırken son anda Rus temsilcisi Sony Weems'i tercih etmişti ki eğer o transfer gerçekleşeydi kendi kariyeri adına pek çok şey farklı olabilirdi. Belki onun da Milano'da daha iyi yapabileceği şeyler vardı ancak esas sorunun çok net bir şekilde takım kimyasından kaynaklandığını gördük geçmiş 2 sezonda...

Peki Hairston nasıl bir oyuncu? 1.98 boyunda ve oldukça kuvvetli-atlet bir yapıya sahip Hairston için Avrupa standartlarında ideal pozisyon 3 numara. Sahaiçinde pek çok şeyi yapabilen ve oyunu tek yönlü olmayan bir isim kendisi.. En dikkat çeken tarafı tabi ki skorer kimliği diyebiliriz. Hücumda skora gitme konusunda hemen her türlü beceriye sahip. Kendi şutunu yaratabilen, ceza şutlarını iyi sokan, potaya gidip çok güçlü bir şekilde bitirebilen ve sırtı dönük kullandıldığında da fiziksel üstünlüğünü ön plana çıkarıp yine iyi bitiren bir oyuncudur. Sürekli muadil olarak tutulduğu Hawkins'le üç aşağı beş yukarı aynı ölçüde bir skorerdir ancak ona kıyasla gözüken en önemli eksiği belki de arkadaşları için de pozisyon üretme konusunda biraz eksik kalması. Asist ortalamaları bile bize bunu söylüyor tek başına.. Tabi buradan bunu yapamayacağı gibi bir anlam çıkmamalı ama şu ana kadarki kariyerinde ne Hawkins kadar takımı da bir yandan oynatan bir isim oldu ne de hücum kararlarındaki olgunluğunda o kadar üst düzeye çıktı. Burada, belki alacağı sorumluluğa göre bu tabloyu değiştirebilir. Öte taraftan savunma ve ribaundlara katkı konusunda da takım içinde ciddi katkılar verebilen bir isimdir. ''Hücumda sayımı atarım, savunmada yatarım'' kafasında bir isim değil ki günümüz basketbolunda oyunun iki yönünde de aktif olabilen oyuncuların değeri tartışılmaz bile.. Bu anlamda onu çok yönlü, komple, atlet ve sert bir 3 numara olarak tanımlayabiliriz.

Bizde alacağı sorumluluktan bahsetmiştik; eğer Jamont Gordon sakatlanmamış olsaydı Hairston'ı yeni bir Hawkins gibi değil kendisine hazırlanan pozisyonları bitiren bir oyuncu gibi kullanmanın daha doğru olacağını düşünüyordum. Çünkü topa yön verecek guard özellikli yeterince oyuncumuz olacaktı zaten ve Malik'in skora gitme anlamındaki farklı özelliklerini maçın gerektirdiği ana ve pozisyona göre devreye sokmak daha verimli olacaktı bizim açımızdan.. Bitiricilik demişken geçen sezon Markoishvili'yi çoğunlukla perdeden çıkarıp şut attırmamız ya da ceza şutlarını sokarken kullandığımız gibi değil daha farklı şekillerde de kullanarak(penetre-birebir-sırtı dönük) ama sonuçta bitiren bir isim olarak kullanmaktan bahsediyorum. Ancak şimdi Jamont'un da yokluğunda açıkçası bireysel yaratıcılık anlamında topu onun eline teslim etmek ve sayı-asist-delicilik ne gerekiyorsa onu yapmasını beklemek de bir yöntem olarak kullanılabilir Ergin Ataman tarafından. Çünkü bu şekilde ortaya yaratıcılık koyabilecek ve topu yönlendirecek oyuncu eksikliğimiz yeniden doğdu maalesef Jamont'un da sakatlığından sonra.. Zamanla bu konudaki gelişmeleri de göreceğiz.

Hairston'ı nasıl kullanacağız, tam olarak nasıl bir rol vereceğiz gibi sorular önümüzdeki günlerde cevap bulacak artık. Ancak şimdiden söylenebilecek olan şey çok önemli ve isabetli bir transfer yaptığımız.. Avrupa'nın en önemli ve en komple 3 numaralarından birini aldık. Milano'da oynamıyor oluşu kafaları karıştırmamalı, çünkü bu tamamen Milano'nun tercihi oldu. Oradaki zengin rotasyonlarına güvendiler ve Hairston boşa düştü. Tabi iyi bir kontratı olduğu için yazın onu oradan ayıracak ölçüde tekliflerin gelmemiş olması normal ama biz onun aynı parayı kazanabileceği bir anlaşma pakedini ortaya koymayı başardık. Kendi adımıza ekonomik anlamda da iyi bir hamle oldu.. Bu dönemde, bu şartlarda muhtemelen  bulabileceğimiz en iyi oyuncuydu. İnanıyorum ki sakatlık sorunlarıyla uğraşan bu kadroya sahip olduğu üst düzey özelliklerle büyük katkı verecektir. Hem ligde hem Euroleague'de koyduğumuz hedeflere ulaşabilmek için bize büyük yardımları olacak yeni bir isim daha artık aramızda.. Tekrardan hoşgeldin Malik!

FCN BLOG ekibi olarak Amerikalı oyuncumuz Malik Hairston'a hoşgeldin diyor ve Galatasaray forması altında şampiyonluklar yaşamasını temenni ediyoruz!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0