THY Euroleague | Stelmet deplasmanına giderken..

Son dönemde zorlu günler geçiren ve sakatlıklar sonrası toparlanma çabası içinde olan Galatasaray Liv Hospital, Euroleague'de 4. hafta maçına Stelmet Zielona Gora deplasmanında çıkıyor. Kuralar ilk çekildiğinde grubun en zayıf takımı olarak gözüken ve ilk 2 maçında da böyle bir görüntü çizen Polonya temsilcisi geçen hafta ise evinde Siena'yı yenerek sürpriz bir sonuca imza atmıştı. Cuma akşamı saat 20:00'de başlayacak ve NTV Spor Smart kanalı üzerinden şifreli yayınlanacak maç öncesi iki takımın son durumlarına göz attık..

YENİLMEZ ARMADA YARALI

Sezona iyi bir başlangıç yapmasına rağmen Olympiacos maçının kaybedilmesi ve aynı gece Jawai'nin malum durumuyla birlikte başlayan olumsuzluklar serisi çok kısa süre içinde bir kaos havası estirdi takımın içinde.. İlk önce Aliağa deplasmanında alınan beklenmedik mağlubiyet ve daha sonrasında Malaga deplasmanının ikinci yarısındaki oyundan çok çabuk kopan görüntüyle birlikte farklı yenilgi moralleri bozdu. Geçen haftasonu ligde aldığımız Tofaş galibiyeti ise bize bir parça moral olurken Stelmet deplasmanından alınacak bir galibiyetle daha kötü günleri geride bırakma adına önemli bir adım daha atmayı planlıyoruz. Takıma yeni katılmasına rağmen çok çabuk uyum gösterdiğini gözlenen Bonsu'nun durumu ve Ender'in sakatlığından kurtulmuş olması gibi etkenler de bizim adımıza olumlu noktalar gibi gözüküyor. Cenk ve Furkan'ın durumları henüz tam bir netlik kazanmamışken oynayıp oynamayacakları maç günü belli olacak. Ama bu maç için riske edilmemeleri şimdilik daha güçlü bir ihtimal gibi gözüküyor. Engin de takımla çalışmalara başlamasına rağmen uzun sakatlığının üstünden kondisyonunu tam olarak geri kazanmadığı için bu maçta büyük ihtimalle oynamayacak. Arroyo, Jamont, Ersin, Erceg, Bonsu bu maçta en çok güveneceğimiz isimler olacak gibi gözüküyor. Tabi Domercant, Göksenin, Macvan, Sinan gibi isimlerden gelecek her türlü ekstra katkı da değerli olacaktır. 

TARİHİNDE İLK KEZ EUROLEAGUE ARENASINA ÇIKAN; STELMET

Stelmet Zielona Gora, basketbolda Avrupa arenasına yeni yeni çıkan bir ekip. Kuruluş yılı 1946 olmasına rağmen yerel anlamda zaman zaman yaptıkları çıkışlar hariç Avrupa genelinde isimlerini duyuran bir kulüp olamadılar. Bu durumu ise ancak geçen sezon bozabildiler. Tartışmasız biçimde tarihinin en iyi sezonunu 2012-13'te geçiren Polonya temsilcisi yerel mücadelelerde kupaları toplarken boy gösterdiği da beklentilerin üstüne çıkmayı başardı. İlk tur gruplarını biraz zorlanarak geçtikten sonra Top 16'da Unics Kazan, Panionios ve Oostende'nin olduğu gruplarda etkili bir görüntü çizdiler. Ancak gruptaki son maçlarını kaybetmekten kurtulamayıp averajla elendiler ve çeyrek final biletini kaçırdılar. Yine de sergiledikleri basketbolla iz bıraktılar ve kendi liglerindeki şampiyonlukla da birlikte kendi adlarına en iyi sezonu geride bıraktılar. Yaz dönemi ise onlar için  pek kadar iyi geçmedi. Takımı geçen sezon taşıyan 1 numaralı isim Walter Hodges'ı Laboral Kutxa'ya kaptırırlarken Quinton Hosley, Dejan Borovnjak gibi değerli isimleri de kaybettiler. Onların yerine ise ilk olarak genellikle Polonyalı oyuncuları toplarlarken burada en dikkat çekici transferleri Lukasz Koszarek oldu. Ayrıca yabancı oyuncu olarak 1989 doğumlu Christian Eyenga da yine dikkat çekici bir transferdi onlar için.. Sırp antrenör Mihailo Uvalin'in çalıştırdığı Stelmet bu sezon Euroleague'de ilk hafta kendi evinde Bayern Münih'e 93-74 kaybederken, ikinci haftada ise deplasmanda Malaga'dan 101-68'lik ağır bir mağlubiyet aldılar. Ancak buna rağmen geçen hafta konuk ettikleri Siena'yı sürpriz bir şekilde 73-65 yenerek kulüp tarihinin ilk Euroleague galibiyetini de hanelerine yazdırdılar. Kendi liglerinde ise geride kalan 4 haftada 3 galibiyet, 1 mağlubiyetlik bir dereceleri bulunuyor.

EUROLEAGUE YOLCULUĞUNDA KRİTİK VİRAJ

İlk haftaki Siena galibiyetinin ardından sonraki 2 maçımızı kaybetmemizle birlikte grupta en azından zirve yarışı için yara aldık. Ancak ilk 4'e girme anlamında hala bir sorunumuz bulunmuyor. Zaten Stelmet'in normalde çok zayıf bir takım olmasının yanında Siena da o kadar kötü bir başlangıç yaptı ki bu iki takımın ilk 4'e girmeleri çok zor görünüyor şimdiden.. Tabi sıradaki bu maçı kazanarak bu anlamda kafamızı rahatlatmak güzel olur yine de.. Stelmet tahmin etmenin zor olmayacağı biçimde sınırlı bir takım. Klasik bir Polonya temsilcisi olarak yüksek tempo yapıp yüksek skorlara çıkmaya çalışan ve bunun için de çabuk hücum eden bir takım. Tabi öte taraftan savunmaları bunu destekleyecek kadar güçlü değil. Bize karşı da farklı birşey yapmayacaklardır. Bu yüzden zayıf olan savunmalarını cezalandırmak ve devamında hücumda coşmalarına izin vermeyecek şekilde oynamamız lazım. Sırf bu bile maçın dengesini bize kaydıracak. Zaten ilk 2 hafta kaybettikleri maçlarda 94 ve 101 sayı yemeleri, kazandıkları maçta ise Siena'nın onlara sadece 65 sayı atabilmesi birşeyler anlatıyor. Stelmet'in attığı skorlar ise genellikle birbirine yakın aralıkta: 73, 68, 73.. Yani kısacası yarın tempoyu çok yükseltmeden 80 sınırında sayılara çıkabilmek ve savunmada saçmalayacak derecede kötü olmamak bile galibiyete yetecek. Öte yandan hücum düzenlerini yönlendiren 1 numaralı isimleri tecrübeli guard Koszarek onlar için.. İlk 3 haftada 6 asist ortalamasıyla oynayan Polonyalı oyun kurucuyu Arroyo'yla değil de daha iyi bir savunmacıyla eşleştirmek de onların hücumlarına bir darbe indirebilir. Ama tekrardan belirtmek gerek ki önemli olan kendi hücumumuzda çok düşmemek. Ki karşımızda da bizi Olympiacos ya da Malaga kadar bozacak bir takım yok. Kazandığımız takdirde hem Eurolague'de mağlubiyet serimizi bitirecek, hem grupta kafamızı iyice rahatlatacak hem de genel anlamda moralimizi düzeltecek bu maçta Ergin Ataman ve öğrencilerine başarılar diliyoruz. Alın gelin şu galibiyeti..