BBL | Mücadele, savunma ve Ender; derbi bizim!

Günlerdir herkesin heyecanla beklediği ve sonucunu merak ettiği derbi neticelendi: Galatasaray galip! Beko Basketbol Ligi'nin 9. haftasında Fenerbahçe Ülker'i Abdi İpekçi'nin muhteşem atmosferinde ağırlayan Galatasaray Liv Hospital müthiş bir mücadele sergilediği maçı baştan sona önde götürerek 72-62 kazanmayı başardı. Pek çok yönden öneme sahip bu maçı galibiyetle kapatan takımımızda Ender Arslan 18 sayı - 4 asistiyle birlikte maçın adamı oldu. Bonsu ve Macvan da 10'ar sayıyla oynadılar. 

Maça taraftarının müthiş desteğiyle birlikte çok iyi bir giriş yapan takımımız özellikle savunmada rakibini çok iyi yavaşlattı. Çeyreğin büyük bölümünü 6 sayıyla geçirmek zorunda kalan Fenerbahçe Ülker karşısında hücumda ise rakibin pota altına getirdiği yardımlara karşı topu çok iyi çevirip boş atışları bulup bunları da yüzdeli atınca istediğimiz skorlara çıktık. Başta Macvan ve Cenk'le olmak üzere 5/8 üçlük attığımız bu çeyreği 23-12 önde geçtik. İkinci periyotsa bizim adımıza iyi geçmedi. Fenerbahçe'de kenardan gelen Mccalebb bu çeyrekte tam 10 sayı buldu. Özellikle alan savunması yaptığımız dakikalarda onun atışlarını riske edince cezayı yedik. Öte taraftan kenardan gelen oyuncular da özellikle hücum üretimi anlamında aynı etkinliği sürdüremeyince sayı üretmek de sıkıntı oldu ve fark 2'ye kadar da düştü. Ancak sonlarda Ender ve Bonsu'nun hücumda biraz kıpırdanmasıyla devreye 35-31 önde girmeyi başardık. Bu bölümde özellikle etkili olmayı beklediğimiz hücum ribaundlarında çok öne çıkamadık ama ikinci yarı görüntü değişti. Üçüncü periyodun ilk 5 dakikalık bölümü karşılıklı gelen basketlerle geçildi ve aradaki fark çok değişmedi. Ancak Ender'in oyuna tekrardan dahil olması dengeleri bizim lehimize bozdu. Onun kenardan getirdiği enerji ilk olarak hücuma olumlu yansıdı belki ama bunun devamında savunmada da Fenerbahçe'yi kitledik. Rakibi sadece 9 sayıda tuttuğumuz bu çeyreğin sonuna doğru yakalanan seriyle birlikte son periyot öncesi skoru 53-40'a taşımayı başardık. Maçın son 10 dakikalık bölümü ise biraz gelgitli oldu bizim adımıza.. Farkı korumayı bir şekilde başarsak da özellikle Arroyo'ya gelen baskı hücumda bizi yine yavaşlattı. Bu yüzden kenara aldığımız Ender'i çok kısa süre geçmeden oyuna dahil ettik. Bu arada Bogdanovic'in art arda gelen iki üçlüğü farkı bir ara yine 4'e indirdi. Ancak Ender'in son dakikalarda yeniden sorumluluk alması ve deliciliğini kullanarak hem sayılarıyla hem asitleriyle üretim sağlaması bizi rahatlattı ve bir anlık tehlikeye girer gibi olan maçı kurtardı. Tecrübeli oyuncumuzun maç sonunda da yıldızlaştığı bu karşılaşmayı 72-62'lik skorla kazanmayı başardık.

Maçın hikayesi bu şekilde oldu. Kötü günleri atlatma anlamında artık bir çıkış kapısı olarak görebileceğimiz bu maçı kazanırken, galibiyetin en dikkat çekici yönlerine bakarsak takımın ortaya koyduğu karakteri başa yazmak gerekir tabi. Maçın ilk dakikasından itibaren ele aldığı üstünlüğü maç sonuna kadar koruyacak kararlılığı gösterdi. Rakibinin tüm yaklaşma çabalarına rağmen 1 kez bile öne geçmesine izin vermedi. Öyle ki bu maçta 14 top kaybı yapmamıza ve dönüşlerinde bazen hızlı hücum sayıları da yememize rağmen bunların seriye dönüşmesine hiç izin vermedik. Tabi rakibin hücumda ritm bulmasını engellerken savunmada gösterdiğimiz müthiş direnç ve konsantrasyonun da hakkını vermek lazım. Özellikle boyalı alanı savunma konusunda baya etkili olduk. Sadece zaman zaman Kleiza&Bjelica'nın birebirleri ve ikinci çeyrekte Mccalebb devreye girebildi. Rakibin en önemli silahlarından Bogdanovic&Emir ikilisi de bu savunma direnci içinde etkisiz kaldılar. Emir 7 asist üretse de 1/5 isabetle 2 sayıda kaldı. Bogdanovic ise sonda attığı 2 üçlük haricinde hiç ön plana çıkamadı. Hücumda doğru yaptığımız şeylere gelince; rakibin Vidmar'sız oynamasını iyi değerlendirdik diyebiliriz. Maç boyu, ilk olarak ikili oyunlar üzerinde çok etkili olduk. Burada Fenerbahçe'nin özellikle içeri yardım getirme çabalarını iyi cezalandırdık. İkinci yarıda ise switch yaparak oynamaya başladılar daha çok.. Bu bölümlerde ise Ender uzunlarla olan birebirlerini şut-pas-penetre her şekilde cezalandırdı. Öte taraftan ribaunlardaki 40-29'luk üstünlük de belirleyici oldu tabi. Eğer Vidmar oynasaydı Fenerbahçe'nin işi daha kolay olabilirdi kabul ama Vidmar'ı da belli dakikalarda sahada tutabiliyor Obradovic, çünkü Sloven uzunun da hücum yönü çok sorunlu. Ve eğer oynasaydı sınırlı dakikalarda süre alacaktı ve biz yine maç içinde bir çözüm bulacaktık muhtemelen.. Yani Fenerbahçe'nin mağlubiyetini tamamen Vidmar üzerine yıkmak da biraz ucuza kaçmak olur onlar açısından..

Maçın yıldızı olarak gösterebileceğimiz 1 numaralı isim tartışmasız Ender oldu. Haftaiçi Malaga karşısında Arroyo'yla birlikte maçı getirmişlerdi ama bu karşılaşmada Arroyo'nun Mccalebb'ın savunmasıyla zorlandığı bölümlerde de büyük sorumluluk aldı. Sahaiçinde neye ihtiyaç varsa onu yerine getirdi ve sadece 21 dakika oynamasına rağmen 18 sayı - 4 asistlik bir katkı verdi. Arroyo, özellikle sonlarda etkisini kaybetti ama yine de maçı 9 sayı - 5 asistle tamamladı ve galibiyette önemli pay sahibi oldu. Hairston, belki şut ritmini henüz bulamadığı için hücumda sadece penetre üzerinden birşeyler üretebiliyor ama sahaya koyduğu emek tek başına bile çok değerli. Savunmaya getirdiği sertlik, özellikle ikinci yarıda ribaundlara yaptığı müthiş katkı da dikkat çekiciydi. İlk çeyrekteki bir pozisyonda mücadelesiyle adeta yoktan var edip Macvan'a attırdığı basket onu anlatmaya yeter. Macvan demişken de Sırp oyuncunun yine iyi oynadığını ve Erceg'in saklandığı bu haftalarda 4 numaradaki yükü çok iyi çektiğini de belirtelim. Özellikle ilk çeyrekteki hücum performansı daha çok ön plana çıktı ancak maç genelinde de savunmadan ve ribaund mücadelesinden kaçmadı. Cenk 3/5 üçlükle 9 sayılık bir katkı verdi ve aynı zamanda yine savunmada rakiplerin karşısında iyi durdu. Ve son olarak Furkan&Bonsu ikilisine değinmek lazım. Belki ilk yarıda rakibin boyalı alanında beklenen etkinliği sergileyemediler çünkü Fenerbahçe içeri sürekli yardım getirdi ama ikinci yarıda hem bireysel üretimleri hem de hücum ribaundlarındaki etkinlikleri arttı. Savunmadaki mücadelelerinin ve o bölgeyi rakip adına karartmalarının da pek tabi altını çizebiliriz. Bonsu 18 dakika süre alırken 10 sayı - 9 ribaund - 2 asistle oynadı. Tabi daha önemlisi 27 dakikada 9 sayı - 11 ribaund - 2 asist - 2 blok'la oynayan Furkan'ın performasıydı diyebiliriz. Zira Bonsu zaten geldiğinden beri formdaydı ancak Furkan'ın da bu formu yakalamaya başlaması 5 numaralar üzerinden rakiplere önemli bir üstünlük sağlamamızı ve Ersin'in de olmadığı haftalarda boyalı alan üstünlüğünü ele almamızı sağlayacaktır. 

Galibiyetin satır başları, dikkat çekenleri bunlardı. Takım-taraftar olarak müthiş bir sınav verdiğimiz ve ne kadar formda gelirlerse gelsinler Fenerbahçe'yi İpekçi'den eli boş gönderdiğimiz bu maç pek çok açıdan farklı anlamlar taşıyordu. Hem lig yarışı açısından kritik bir galibiyetti çünkü galibiyet derecelerini 6-3'le eşitledik. Öte taraftan sezonbaşı kaybettiğimiz rakibe karşı kazanmak psikolojik anlamda önemliydi ve Abdi İpekçi'ye tekrar gelirlerse bu atmosfer altında oynamak zorunda olacaklarını bilecekler. Ve tabi ki 2 hafta öncesine kadar sakatlıklar, sorunlar demişken herkesin moralinin dibe vurduğu noktadan kurtulmak adına da önemli bir galibiyet oldu. Bu galibiyette emeği geçen herkese, başta tabi ki Ergin Ataman olmak üzere teşekkürler.. Büyüksün Hocam! Tabi son sözü de bu sefer taraftara atfetmek lazım ki bu sezon Abdi İpekçi'nin en yoğun atmosferini oluşturdular. Hatta Abdi İpekçi tarihimizin en iyi birkaç tanesinden biriydi diyebiliriz, öyle ki maç içinde ıslık seviyeleri bazen kulakları yırtacak seviyelere çıktı. Herhalde bir desibel ölçümü yapılsaydı bu maçtan da bir rekor çıkartabilirdik. Bu çok güzel akşamın özel bir parçası olan taraftarımıza da ayriyeten tebrik&teşekkürlerimizi iletiyoruz. Cuma günkü Stelmet maçında görüşmek üzere!