Analiz: Antalya kampı ve THY Kış Kupası..

Galatasaray, Antalya'da başladığı devre arasını kampını THY Kupası ile süsledi, en önemlisi Avrupa'nın tanınmış ve tecrübeli takımları ile yapılan hazırlık maçlarında oynanan futbol, takımın durumu ve moral motivasyon herkesi memnun etti. Hajrovic dışında yeni transferlerin kampın sonuna yetişip yetişmeyeceği henüz netlik kazanmadı ancak takımın bu hali ile de ilk devreden daha iyi bir performans göstereceğini öngörmek mümkün. Yeter ki Tokatspor maçının Antalya'da oynanması talebini bile reddeden futbol dışı etkenler devreye girmesin.

İlk devrenin değerlendirmesini yaptığımızda önemli kaoslardan ve problemlerden geçmiş, ciddi sıkıntılar yaşamış, teknik kadro değişikliği yapmış, yabancı sınırı sebebiyle engellenmiş bir takımın aldığı neticelerle karşılaştırıldığında başarılı olduğunu ifade etmiştik. Fenerbahçe ile aradaki sekiz puanın da daha çok bir çok faktörün destek vermesiyle atılan son dakika golleri olduğunu, Galatasaray'ın geçen sene ilk devre aldığı puana yine ulaştığını da gözardı etmemek gerekir. Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid ve Juventus'lu gruptan ikinci olarak üst tura çıkmak ise bundan beş yıl sonra konuşacağımız uzun süreli ve istikrarlı başarı serüveninin önemli bir kilit noktasıydı, iki yıl üst üste gruptan çıkmak demek Şampiyonlar Ligi ve Avrupa'da sözü geçen bir takım olarak yeniden benimsenmek demektir, bu rakip takımları da etkiler, takımın kendi psikolojisini de etkiler. Maddi ve manevi kazancı da cabası. Dolayısıyla tüm bu verilerden, ikinci devre kritik noktalara yapılmış destek transferleriyle birlikte yeni başarılar kazanılmasının hayal olmadığını gösteriyor.

Başarı demişken, buna sadece puan farkını kapatmak olarak bakmamak gerekir. Zira o puan farkında futbol dışı çok etken var, sadece iyi oynayarak, istikrarlı galibiyetler alarak kapatmak mümkün değil. Oyunlar, planlar bir şekilde bozulursa ancak işler normale dönebilir. Dolayısıyla Galatasaray futboluna bakması ve ikinci olarak Şampiyonlar Ligi'ne gitmesi halinde adete şampiyon gibi algılanmalı. Öte yandan Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea gibi güçlü bir takıma elenmek başarısızlık sayılmaz, ancak Chelsea'yi elemek hem Galatasaray adının daha da popüler hale gelip sağlamlaşmasına katkı sağlar hem de iki sezon üst üste Avrupa'nın ilk sekizine girmek gelecek adına da dev bir adım atmak anlamına gelir.

Kampa gelindiğinde, kampın başından itibaren futbolcuların dinlenmiş ve hazır bir şekilde gelmeleri başlangıcın güzel yapılmasına sebep oldu. Morallerin ve motivasyonun üst düzeyde olduğunu hem açıklamalardan hem de çalışmalardan algılamak mümkündü. Mancini'nin ilk sezon arası kampında özellikle taktik çalıştırmaya çok önem verdiğini, hatta taktik çalışmalar esnasında heyecanına bakarak çok da sevdiğini söylemek yanlış olmaz, hazırlık maçlarında da etkisi gözlendi.

Ajax ve Celtic maçlarında göze çarpan en önemli noktalar; kadrodaki her futbolcunun, gönderileceği konuşulanlar ya da daha önce maçlarda hiç yer almayanlar dahil, son derece istekli ve motive oynaması, hücum varyasyonlarındaki çeşitlilik ve hücuma çok kalabalık çıkma gayreti. Galatasaray'ın ataklarında hızlı biçimde ileriye koşarak ve bir anda ceza sahası etrafında çoğalarak rakibi boğan futbolcular bitiricilik konusunda biraz daha başarılı olabilselerdi daha çok gol atılabilirdi, oturtulduğu takdirde gollere dönüşebileceğini düşünüyorum. Defansta verilen manasız pozisyonlara ise zaman zaman yine rastlanıldı, yine de iki maçta yenilen tek gol iyiye işaret. Neticede kupanın da kazanılması iyi geçen bir kamp döneminin eğlencesi ve süsü oldu, iyi oldu. Mancini'nin resmi olmasa da ilk kupası da böylece gelmiş oldu.

Yarın oynanacak Tokatspor maçıyla aslında hazırlık döneminin ikinci kısmının başladığı söylenebilir. Zira grup maçlarında oynanan takımlar da bir hazırlık kampında tam tercih edilebilir cinsten. Bu dönemde de başarılı sonuçların alınacağını ve hazırlığın moralli devam edeceğini umuyoruz. Son olarak, Hajrovic'in kendisini geliştirmesi durumunda çok faydalı olabileceğinin sinyalleri alınıyor, bu tip futbolcuları bulmak ve transfer etmek yavaş yavaş Galatasaray'ın geleneği haline gelirse gelecek adına çok sağlam adımlar atılmış olur.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0