Türkiye Kupası | Bir Galatasaray klasiği..

Son yıllarda ambargo koyduğu Spor Toto Kadınlar Türkiye Kupası'nı üst üste 5. kez kazanmak için sahaya çıkan Galatasaray Odeabank ezeli rakibi Fenerbahçe'yi 76-70 yenerek başarısını yineledi. Bir ara 15'e kadar çıkan farkın sonlarda erimesine izin vermiş olsak da çok fazla hata yapmadan galibiyeti almayı bildik ve son yıllarda olduğu gibi yine Fenerbahçe'yi yenip kupayı aldık. Maç boyu hiç çıkmadan oynayan kaptan Işıl Alben 15 sayı - 5 ribaund - 3 asistle maçın oyuncusu seçilirken yine 40 dakika sahada kalan Zellous 15, Sancho da 14 sayıyla oynadılar.

Karşılaşmanın ilk dakikalarından itibaren tempoyu düşük tutup Fenerbahçe'nin istediği açık alanı bulmasına izin vermeden oynayan Galatasaray Odeabank iki taraf için de işi yarısaha hücumlarına kitledi. Bu tempoda giden oyunda rakibi fena savunmasak da farkı çok fazla açamadan ilk bölümü 19-15 önde geçtik. İkinci çeyrekte savunma direncimiz sürse de sonradan oyuna dahil olan Isabelle Yacobou'nun pota altındaki etkili oyunu onları maçın içinde tuttu. Tüm buna rağmen oyunun kontrolünü ele alan takımımız devreye 38-32 önde gitti. İlk yarıda iki takım da çokça faul çizgisine gelirken sahaiçi isabet anlamında Sancho'yu iyi kullandığımızı söyleyebiliriz. İkinci yarıya da savunmada çok iyi başladık. Fenerbahçe uzun bir süre sadece 2 sayıda kaldı ve bu bölümlerde farkı açma fırsatımız doğdu. Ancak hücumda bir türlü doğru tercihleri yapamayınca 12'ye çıkan fark daha fazla büyümedi ve çeyrek sonunda Fenerbahçe'nin bir parça toparlanmasıyla skor 50-40'a geldi. Son 10 dakikalık çeyrek ise müthiş bir çekişmeye sahne oldu. Aslında çeyreğin başında yine çok iyi oynayan ve farkı 15'e kadar çıkaran bir Galatasaray izledik. Buna rağmen Işıl-Zellous'un hiç çıkmadan oynamasının getirdiği yorgunluk ve rakibin daha geniş rotasyonla oynamasının dezavantajıyla birlikte oyun dengelendi. Fenerbahçe'de Angel devreye girerken Esmeral de ona destek verince fark kısa bir süre içinde eridi ve bir ara 3'e kadar bile düştü. Ancak bu dakikada Işıl'ın attığı çok zor bir dış atış isabet buldu ve biraz olsun rahatlayıp önde olmayı sürdürdük. Son 36 saniyeye girerken 71-63'le farkı 8'e kadar da çıkardık. Ancak maç boyu suskun olan Cappie Pondexter çok kısa bir sürede öyle bir sekans oynadı ki bir anda maç yeniden ortaya geldi. Cappie'nin 7 sayı üretmesi sonrasında beraberlik fırsatı da yakalayan Fenerbahçe bunu kullanamayınca tekradan avantaj bize geçti ve daha sonrasında iş taktik faullere kaldı. Son 3.6 saniye kala takımımız 76-70 öne geçince rakip takım taraflar sahaya girerek oyunun durmasına sebep oldu. Sonrasında Fenerbahçe tribünleri boşaltılırken oyunun geri kalan formalite kısmı oynandı ve biz de galibiyetimizi alarak kupaya uzandık.

Maçın ilk 3 çeyreğine baktığımızda oyunun bizim istediğimiz gibi gittiğini söyleyebiliriz. Düşük tempoda, rakibin ritm bulmasına izin vermeden oynayan bir Galatasaray Odeabank vardı ancak bu 3 çeyrekte biraz daha iyi hücum edebilirdik. Özellikle Zellous savunmadaki iyi performansına rağmen hücumda tam olarak doğru oyunu sahaya koyamadı. Bu sebeplerden çok daha farklı bitebilecek ilk 3 çeyrek 50-40'la geçildi. Son çeyreğe de aslında istediği gibi başlayıp farkı iyice açan ve kopma noktasına getiren taraf bizdik ama rakip oradan geri dönmeyi başardı. Tabi bizde özellikle hiç çıkmadan oynayan bazı oyuncular iyice yorgunluk belirtileri gösterdi ve rakip bu dakikalarda daha geniş ve kaliteli kadro avantajını sahaya koyup bize yetişti. Tüm bu olumsuzluklara, dar rotasyona ve Alba'sızlığa rağmen son bölümde ayakta kalacak hamleleri yine de yaptık. Işıl kritik bir isabet buldu, maç boyu iyi oynamayan Zellous sonda sorumluluk aldı ve kenardan gelen Esra&Yasemen de katkı verince karşılaşmayı galip bitirmeyi başardık. Işıl'ın maç genelindeki performansı iyiydi ve 15 sayıyla birlikte maçın MVP'si oldu. Zellous maçın önemli bölümünde Birsel'e karşı çok iyi savunma yapsa da hücumda son dakikalar hariç çok etkili olamadı ama yine de maçı 15 sayıyla tamamlamayı başardı. Sancho da yine önemli sorumluluklar alırken 14 sayıyla oynadı ve son olarak Alba'nın yokluğunda 3 numara rotasyonunda üstünde büyük bir yük olan Şebnem özellikle ilk 3 çeyrekte Angel'ı çok iyi savundu ve hücumda da 4/5 isabetle 11 sayılık katkı verdi.

Üst üste 5. kez bu kupayı müzemize götürmeyi başardık ve bu toplamda 11. Türkiye Kupası Şampiyonluğu'muzu elde ettik. Ekrem Memnun elindeki şartlar ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın işine bakmayı, çözümler bulmayı ve en sonunda da önümüze böylesine karakterli bir takım koymayı başarıyor. Bu turnuvada da takımın en büyük 2 yıldızından biri olan Alba Torrens yoktu mesela, ama o yine de işin içinden çıkmayı başardı. Ufak-tefek hataları oluyordur ama resmin büyüğüne baktığımızda hakikaten müthiş bir koçluk becerisi gösteriyor Ekrem Hoca'mız, ona sahip olduğumuz için şanslıyız. Ve tıpkı geçen sene olduğu gibi bu sene de zorlu bir mücadeleden sonra kupayı bize getirmeyi de başardı. Darısı lig şampiyonluğunun başına olsun! Tekrardan bu başarı için en başta hocamızı, sonra tabi ki oyuncuları ve takımdaki geri kalan herkesi kutlayalım. Tebrikler Sarayın Sultanları..


Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0