BBL | Hairston'ın günü..


Beko Basketbol Ligi'nin 2. devresine art arda aldığı 2 mağlubiyetle giriş yapan Galatasaray Liv Hospital, 18. hafta mücadelesinde konuk ettiği Aliağa'yı ise 94-80 yendi ve ligde 13. galibiyetini aldı. Çok etkili bir giriş yaptığı maçın ikinci çeyreğinde düşüş yaşayıp rakibinin öne geçmesine izin veren ancak 2. yarıdaki performansıyla yeniden üstünlüğü ele alan takımımızda önceki maçlara göre farklı bir rotasyon kullandık. Bu rotasyon içinde Malik Hairston 24 sayı - 5 asistiyle birlikte maçın adamı oldu. 

Maça Engin - Domercant - Hairston - Erceg - Furkan 5'iyle başlayan takımımız özellikle dış oyuncuların yaptığı iyi baskı ve devamında hücumda bulduğumuz açık alan sayılarıyla birlikte bir anda öne fırladı. Bu dakikalarda özellikle Hairston skorer kimliğiyle öne çıkarken Erceg de ona yardımcı oldu. Sonrasında Aliağa oyuna biraz daha ısınıp daha rahat skor bulmaya başlasa da bizim hücum performansımız da düşmedi ve ilk çeyreği 31-17 önde kapattık. İkinci çeyrekte ise çok kötü bir performans sergiledik. Kenardan gelen Arroyo, Ender gibi isimlerle birlikte sürdürmek istediğimiz oyun üstünlüğü rakibe geçti. Savunmada düşmeye başlayan ve özellikle boyalı alanı korumakta zorlanan takımımız hücumda da hareketliliğini kaybedince Aliağa farkı yavaş yavaş eritti ve hatta devre bitmeden skorda da öne geçip 43-42'lik üstünlük yakaladılar. Bu periyotta Aliağa gibi bir rakipten yediğimiz 26-11'lik seri açıkçası kötüydü, özellikle kenardan dahil olan isimlerin oyuna bu kadar soğuk kalmaması lazımdı. Soyunma odasından dönüşte ise ilk yarıdakine benzer bir tablo vardı. Engin - Domercant - Hairston dış üçlüsü oldukça iyi baskı yapıp savunmayı yukarı çekerken yine başta Malik'le olmak üzere açık alanda gelen sayılar bir anda üstünlüğü ele alıp farkı açmamızı sağladı. Devamında kenardan gelen isimlerle birlikte fark 13'e kadar da çıktı ancak çeyrek sonundaki 4-0'lık Aliağa serisiyle bu bölüm 69-60 üstünlüğümüzle geçildi. Son çeyreğin ilk birkaç dakikasında ise Aliağa direnip farkın açılmasına izin vermemiş olsa da rakipte başlayan yorgunluk ve bizim kalite farkımız yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladı. Özellikle Göksenin bu dakikalarda hücuma iyi katkı verirken fark bir ara 17'ye kadar da çıktı ve maçın sonunda 94-80'lik skorla galibiyeti aldık. 

Aliağa karşısında ikinci çeyrekteki düşüş bir tarafa, ortalama olarak iyi bir performans gösterdik diyebiliriz. Zaten ligin en sorunlu takımlarından bir tanesine karşı böyle bir oyun oynamak olması gerekendi ve bunu yaparak 2 maç aradan sonra yeniden galip geldik ligde.. Ancak dikkat çeken birkaç nokta vardı tabi, özellikle Hairston'ın performansı. Önceki dönemde, Hairston'ı temposuz hücum ettiğimiz maçlarda beklentilerin altında görüyorduk. Ama ne zaman set temposu ve hücum ritmi biraz yukarı çıksa Malik'in etkinliği de artıyordu. Dün ise bu set temposunun yükselmesinden öte, özellikle maçın genel temposunun arttığı ve açık alan bulduğu bölümde de Hairston çok etkili olabileceğini gösterdi. Tabi hücumda bu açık alanları bulabilmemizin sebebi dün Engin'le başlayan savunma baskısının rakibi kötü hücum etmeye zorlaması ve devamında karşı sahaya çabuk gelebilmemizdi. Sonuç olarak, tek bir maçtan hele hele Aliağa gibi bir rakiple oynadığımız maçtan çok büyük sonuçlar çıkarmak doğru olmayabilir ama önceki gözlemlerimiz ve dünkü maçı bir araya koyduğumuzda mutlaka hücumda enerjimizin, set tempomuzun yukarı çıkması gerektiğini görüyoruz. Böyle olursa Hairston gibi bir önemli bir skorerden hakkıyla faydalanabiliriz. Yoksa set temposunun ve top dolaşımının iyice düştüğü maçlarda Malik'in 1'e 1 üretimi zayıf kalıyor. Zaten Arroyo'nun oynadığı bölümlerde topa baskıdan çok, pozisyonel savunma anlayışına gitmek zorunda kalıyoruz ve hücumda çok fazla açık alan bulamıyoruz. En azından yarı saha hücumunda bu tempoyu yeniden yakalayabilemek Hairston açısından daha iyi.. Zaten ilk geldiğinde de demiştik, bire birde ver topu yaratsın diyeceğin bir adam değil ama birkaç pastan sonra doğru bir set içinde topla buluşturursan pek çok şekilde bitirebilir. Bu anlamda fundementalı hakikaten geniş.. Dünkü maçın en önemli çıkarımı bu oldu bence, bunun haricinde Engin'in en sonunda rotasyona dahil olması ve skor olarak çok fazla öne çıkmasa da(6 sayı), sahaiçi organizasyona ve savunmaya yaptığı katkılar iyiydi. (5 ribaund - 6 asist - 1 top çalma)

Aliağa maçının özeti buydu, bu tarz maçlarda sonuçtan çok bireysel olarak kimlerden ekstra katkıları alabildiğin, kimleri işin içine dahil edebildiğin daha önemli. Zaten bu maçları kazanman gerekli.. Dün de bu açıdan başta Hairston'ın bizim formamız altında şu ana kadar gösterdiği en dominant oyun ve Engin'in 23 dakika sahada kalması olumlu taraflardı. Ataman'ın da maçtan sonra dediği üzere Engin artık rotasyonun içine daha fazla girecek ki pek çok sefer dediğimiz üzere takımın ona gerçekten ihtiyacı var. Şimdi sıradaki maçımızda Partizan'la deplasmanda karşılaşacağız. İsim olarak, "Partizan deplasmanı" zor gözüküyor tabi ve gerçekten de zor bir maç olacaktır ama Euroleague'de iddanı korumak istiyorsan kazanman gereken bir karşılaşma da olacak aynı zamanda.. Bakalım CSKA maçında yeniden hatırladığımız üst düzey mücadele anlayışı ve dünkü maçla birlikte farklı isimleri devreye sokabilme gibi olumlu noktalar Perşembe akşamına yansayacak mı?

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0