Not Defteri: İtalyan'ın Gençlik İksiri..
Son 1.5 senedir en çok şikayet edilen iki şey Galatasaray'ın çok yaşlı bir takım olması ve Türk rotasyonunun dar olduğuydu. Mancini ilk geldiğinde beklentiler Manchester City döneminden dolayı onun pahalı ve yıldız oyuncular transfer edeceği şeklindeydi. Konuyla ilgili olarak başkan Ünal Aysal, Mancini'nin bu tarz transferler istemediğini söyledi. Başkan söyledi söylemesine de, kamuoyunda algı yine "çileklere" yönelik olunca pek birşey değişmedi. Ta ki, devre arasında yapılan transferlere kadar..
Önce Türk rotasyonunu genişletmek amacıyla Salih Dursun, Oğuzhan Kayar, Umut Gündoğan ve İzet Hajrovic transfer edildi. -İzet henüz yabancı kontenjanından oynuyor ama sanırım onu Türk kontenjanına dahil etmek için çalışmalar yapılacaktır.- Son olarak da Borussia Dortmund altyapısından yetişen Koray Günter takıma katıldı. Bu oyuncuların yaş ortalaması 20.5, Galatasaray'ın yaş ortalaması ise 28. Takımın yaş ortalamasını 1 yaştan fazla aşağıya çekiyor. Bu Türk futbolcuların yanında Alex Telles'in Gremio'dan transfer edilmesi takıma adeta gençlik iksiri etkisi yaşattı.
Alınan futbolculardan direkt olarak ilk 11'de başlayacak tek isim Alex Telles gibi görünüyor. Brezilya'lı oyuncu için Chelsea gibi kulüplerin de teklif yaptığını biliyoruz. Ülkesinin en iyi sol beki seçilmesi, gelirken Brezilyalı yorumculardan aldığı övgüler onun için umut beslememize yol açıyor. Salih Dursun yabancı kontejanı ve Sabri'nin kötü oyunundan dolayı ilk 11'de denenecektir. Umut Gündoğan hazırlık ve kupa maçlarında iyi bir görüntü çizerek katkı sağlayabileceğini gösterdi. Koray içinse ayrı bir kaç şey söylemek istiyorum. Bizim ülkemizin aksine yurtdışında futbolcuların eğitimi 13-19 yaş arasında önemlidir. Bu eğitim özellikle Alman kulüplerinde çok ciddi bir şekilde verilir. Arsenal altyapısında eğitim almış Oğuzhan'ın Beşiktaş'ta yarattığı etkiyi görünce yine çok kaliteli bir eğitim almış olan Koray için heyecanlanmamak mümkün değil. Koray'ın tek sıkıntısı son senelerde yaşadığı sakatlıklar. Umarım Mancini ve ekibi bunu göz önünde bulundururak ona en uygun şekilde program hazırlar ve gelişimine katkı sağlar.
Son 2 senedir Fatih Terim'le beklediğimiz hamleleri Mancini ile yaptık desek yeridir. Gelir gelmez scout ekibinden yararlanmak ve Türk oyuncuları kadroya katmak, en az son 3 senedir sağlam bir oyuncunun olmadığı sol bek mevkisine takviye yapmak güzel hareket. Bu kadar transferi yapmak güzel ama bir yandan da bizi çok önemli bir sürece itiyor. Bu süreç ise bu futbolcuların takıma adaptasyonu ve yönetimin kararlılığı. Bu yazıyı 1.5 sene önce yazsam buraya biz taraftarların da sabretmesi gerektiğini eklerdim. Fakat son 1.5 senede gördüklerim bizim taraftarımızın sabretmeye hiç yeteneği olmadığını anlamama yetti ve artık bunu beklemiyorum. Çünkü alınan kötü bir sonuç, oynanan kötü bir kaç maç taraftarı direkt olarak depresyona sokuyor ve küfürler, adam linç etmeler, senaryolar başlıyor. Onun için yönetim bu konuda taraftarı dikkate almayarak kararlı bir şekilde hamlelerini yapmaya devam etmeli.
Her seferinde yatırım, yapılanma, revizyon sözlerini sıklıkla duyuyoruz. Son seferinde şok edici bir şekilde ayrılık yaşadık. Lütfen bu sefer herkes sözlerinin arkasında dursun ve yine lütfen 2 senede bir yapılanmaya girmeyelim.
2008'de genç ve yerlilerden oluşan bir kadromuz vardı. Şampiyon olmuştuk. Sonra bir total futbol rüzgarı esti, bir sürü oyuncu geldi. Başarısızlık üzerine aynı başkan tekrar gençlik aşısından bahsetmeye başladı. Güya yıldız alan değil yıldızları çıkaran bir Galatasaray olacaktı. Sonra, sonra... Bugünlere geldik. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Şuan Galatasaray'da her şey planlanarak mı gerçekleşiyor? Hayır. Bugün genç oyuncular geliyor, yarın başarısızlık halinde gönderilir. Sonra yine yıldız pahalı yaşlı oyuncular transfer edilir. Ben şahsen sabrederim. Hatta bu yıl 5. olalım ama bu gençlerle oynayalım derim. Bu yapılanma devam etsin. Bununla birlikte tesisleşme hareketi başlasın. Galatasaray futbol takımının gerçek futbol sahası ebatlarında onlarca sahası olmalı her yaş grubunun antreman yapacağı. Alt yapının başına en az A takım antrenörü kadar değerli hocalar getirilmeli, eski futbolcular yurt dışı kurslarına gönderilip alt yapıda profesyonel bir ekip oluşturulabilir. Bu işin Hollandada Almanyada nasıl yapılıyorsa Galatasaray da öyle yapmalı. Alt yapıya gereken önemi gösterelim.
YanıtlaSil