Sisteme Dair: Yeni Hoca, Yeni Sistem ve Yeni Transferler..
FCN Blog'da en son yazma imkanı bulduğum günden bu yana Galatasaray'da çok ciddi değişimler yaşadık. Bunların en önemlisi olan Hoca değişikliği haliyle bir sürü başka değişimi de beraberinde getirdi. Hoca tercihi sırasında kenarından köşesinden de olsa sürecin içinde bulundum, Fatih Terim'in kurduğu kadroya uygun bir ismin getirilmesinde ön ayak olmak istedim fakat yönetimin tercihi bu yönde olmadı ve Roberto Mancini ile anlaşıldı. Roberto Mancini kesinlikle kötü hoca olmamakla beraber o dönemki kadromuza uygun olmadığı için 2 Şubat gününün içinde dahi transfer devam ediyor. Bu yazıda Mancini ile gelen değişimleri, nedenlerini ve potansiyel sonuçlarını ele almaya çalışacağım.
Galatasaraylılar artık Fatih Terim'i ezberlediler, sisteminin ana unsurlarının hücum mentalitesi ve durmaksızın tam saha pres olduğunu bilmeyenimiz yok. Bu unsurlar çevresinde genelde kullanılan aktif beklerin bulunduğu dörtlü savunma anlayışı da malum. Fatih Terim 3. döneminde de bu mantık çevresinde bir takım kurdu ve iki sene üst üste şampiyonluk kazanmayı başardı. Bu sene başındaki mental eksiklik ve ayrılığı getiren sürece rağmen toplanılan puan hemen hemen geçen iki sene ile aynıydı. Terim'in ayrılmasıyla Galatasaray'ın önüne iki opsiyon geldi, aynı mentalite devam ettirilecek ya da geniş kapsamlı bir değişime gidilecekti. Bu tercihlerin ikisinin de olumlu ve olumsuz yönlerini değerlendirelim:
Eğer Terim mentalitesi benzeri bir hoca ile devam ettirilecek olsaydı, hali hazırda gözlemlediğimiz oyuncu rotasyonu muhtemelen yaşanmayacaktı yani şu an itibariyle altına girdiğimiz ciddi maddi külfet ortada olmayacaktı. Hücum prese dayalı aktif oyun devam ettirilecek ve muhtemelen ligde kadrosu oturmuş Fenerbahçe'den puan olarak bu kadar geride olmayacaktık. Fakat Terim'in motivasyon kabiliyeti olmadan O'nun sistem anlayışının devamı muhtemelen bizi Avrupa'da zor durumda bırakacak ve Juventus'tan aldığımız altın değerinde dört puanı alamayacaktık, büyük olasılıkla yolumuza UEFA Avrupa Ligi'nde devam ediyor olacaktık. Yönetimin tercihinin Mancini gibi tamamen farklı futbol anlayışına sahip bir Hoca üzerinde olması ise bize UEFA Şampiyonlar Ligi'nde devam imkanı sağladı fakat aynı zamanda Hoca'nın kadrodan memnun olmadığı için sürekli arayış içerisinde olması Galatasaray'ı liderin 10 puan gerisine kadar atmış durumda. Aynı zamanda ardarda yapılan, tam sayısının bile akıllarda kalamadığı bir sürü yeni transfer ve bunları alabilmek için gönderilen oyuncular nedeniyle de ciddi bir maddi yükün altına girilmiş durumda. Belli ki planlama uzun vadede başarı için ama kısa vadenin öneminin çok fazla olduğu Türkiye gibi bir ülkede atılan 5 senelik imzaların ters bir durumda kulübe getireceği yük de ortada. Kısacası bu riskten kurtulmanın tek yolu hem kısa hem uzun vadede başarı. Peki Mancini bu başarıyı elde edebilmek için hangi taktik formasyonu ve oyuncu tercihlerini planlıyor, inceleyelim:
Roberto Mancini bir İtalyan. İtalya'nın defansa öncelik veren, çoğu zaman tek golün dahi şampiyonluk getirebileceğini bilen mentalitesinin bir ürünü. Bu nedenle öncelikli isteği sağlıklı bir defans anlayışını oturtabilmek olduğunu garipsememek gerek. Galatasaray'ın önceki sisteminde defansın geri plana atılmış olması ve yetenek sıkıntısı çeken oyuncularla doldurulmuş olması en büyük sıkıntısı. Bu nedenle Mancini, 2 tane hücümcu bekle desteklenmiş 3'lü stopere dayanan bir sistemin peşinde ve bunu oturtmaya çalışıyor. Tabi 3-5-2 ve yerine göre 5-3-2 oynaması gerçekten zor olan sistemler. Özellikle stoper kaliteniz Galatasaray'daki gibi düşükse, bekleriniz adeta alay konusu haline gelmişse 3-5-2'yi işletmek imkansız. Mancini bunun farkına sezon içinde yaptığı denemelerle vardı fakat sistemi değiştirmektense oyuncu gurubunu değiştirme tercihine gitti. Yeni gelen oyuncularla beraber Mancini'nin defans kadrosu kalede Muslera, üçlü stoperde Koray, Burdisso ve Semih olacak. Ortada şu an gözüken sağdan sola Salih, Melo, Sneijder, Selçuk ve Telles. Salih'in yerine bazen Eboue ya da son dakika takviyesi yetişirse Veysel Sarı da düşünülebilir. Umut Gündoğan da formsuz Selçuk'u o bölgede zorlayacaktır. İleride ise Burak ve Drogba'nın yeri garanti, hatta bir forvet daha alınmamasının cefasını çekme ihtimalimiz de kuvvetli. Aşağı yukarı beklenen bu 11'in dışında yedek kadro da Hajrovic gibi, Ontivero gibi scouting ürünü kapalı kutu transferlerle güçlendirildi ve kadro derinliği sağlandı.
Kritik soruya gelelim: "Bu kadro bu sistemi oynayabilir mi?" Kağıt üzerinde cevap, stoper transferi bitirilebilirse "Evet" gibi fakat devre arasında bu seviyede yapılan kadro değişikliklerinin o sezon içinde olumlu meyve verdiği ne yazık ki pek görülmüş şey değil. Oyuncu rotasyonun devam ettiği kamp döneminin de istenilen kadroyla geçirilememiş olması en büyük handikap. Bana kalırsa ileride yapılacak bir de forvet takviyesiyle artık Galatasaray'ın Mancini'nin isteğine uygun bir kadrosu var fakat bu kadronun Mancini'nin istediği sistemi oynayabilmesi için en az bir kamp dönemine ihtiyacı var. İşimiz biraz hayatında direksiyon görmemiş birisinin arabayı kullanırken öğrenmesi gibi, imkansız olmasa da çok zor. Umarım Galatasaray bu maddi külfetin ardından hem kısa vadede hem de uzun vadede başarıyı yakalar ve yoluna en iyi şekilde devam eder.
Terim presli önde baskılı oynattığı sistemin yaş ortalaması neredeyse 30 du bu nasıl bir tezat hala çözemiyorum kendi tecrübesi ve yine tecrübeli takımla 2 yıldır şampiyon oluyorduk ama takımın ömrüde bir hayli kısalıyordu. Şimdiyse çok daha genç bir takım haline geldik özellikle rotasyon çok güçlendirildi Galatasaray maddi açıdan çok güçlü hale geldi bu maddiyat konusuna bu kadar takılmak gereksiz şimdi yapmasak zaten yazın yapacaktık transfer. Zaman kaybetmektense şimdi yaptık yaz kampında iyice oturmuş bir takım haline gelebiliriz. Bu sezondanda umut kesmek çok saçma Ligde 2. bile olsak direk şampiyonlar ligindeyiz bu sene Juventus gibi bir takımın önünde gruptan çıktık. Bence Terim ve o riskli oyunuyla Juve yi asla geçemezdik.. Uzun zaman sonra kupa yı kazanma şansımızda bir hayli fazla bence böyle bir sezonda daha iyi olunamazdı ayrıca Terim in yerine gelebilecek onun yapısında biri ile ligde 10 puan fark olmazdı demişsiniz evet o kadar olmaz 20 olurdu.(şimdi 7 ) Mancini çok büyük bir teknik adam böyle bir yorum yapmak hem ona hem Fatih Terim e ayıp.
YanıtlaSil