THY Euroleague | Savunmayı evde bıraktık!
THY Euroleague TOP 16'sında 2. devre maçları başlarken Maccabi deplasmanına çıkan Galatasaray Liv Hospital rakibine 97-81 mağlup oldu ve gruptaki 5. yenilgisini aldı. Karşılaşmaya iyi başlamasına rağmen, özellikle 2. çeyrekten itibaren rakibin dış şutlarına çare bulamayan ve savunmada yeterli direnci ortaya koyamayan takımımız farkın bir ara 25'e kadar çıktığı maçı 16 sayı farkla kaybetti. 6 ismimiz çift haneli skorlara çıkarken Hairston 18 sayıyla en skorerimiz oldu. Bu 6 isim haricindeki oyuncular ise toplamda sadece 4 sayılık katkı verdi.
Karşılaşmaya Arroyo - Domercant - Hairston - Erceg - Macvan gibi hareketli ve hücumcu bir beşle başladık. Bunun karşılığını da özellikle 5 numarada oynayan Macvan'ın Schortsanitis üzerindeki etkili oyunuyla aldık diyebiliriz. İlk 10 sayımız Milan'dan gelirken skoru 20-14'e kadar da taşıdık. Ancak savunmamızın hücumdaki iyi performansa ayak uydurmakta zorlandığı bu bölümde Maccabi bulduğu sayılarla bize yetişti ve çeyrek 23-23 eşitlikle geçildi. İkinci periyot ise filmin kopmaya başladığı bölüm oldu maalesef. Aslında ilk 2-3 dakikayı da iyi oynadık burada ve 28-26 öndeydik. Üstüne Big Sofo devrenin bitimine 6 dakika kala 3. faulünü de alınca işler bizim için iyi gidiyorumuş gibi bir görüntü vardı. Ancak özellikle Sofo'nun çıkışından sonra tamamen dış atışlara yönelik oynayan Maccabi müthiş bir yüzde yakalayarak öne geçti ve farkı git gide açmaya başladı. Savunmamız içeride net bir tehdit olmamasına karşın dış savunmayı bir türlü oturtamadı. Maccabi de iyi top çevirip, bulduğu atışları oldukça yüzdeli sokunca devre bitmeden 48 sayıya ulaştılar ve bu bölümü 48-39 önde geçtiler. Soyunma odasından dönüşte ise işler düzelmesi gerekirken daha da kötüye gitti. Yine aynı 5'le başladığımız bu devrede ilk yarıdaki gibi hücum üretimi sağlayamadık. Bunun yanında zaten savunma zaafları net gözüken bu 5'e karşı özellikle içeride Macvan'ın Furkan'a oranla çok yumuşak kalmasını iyi değerlendirdi rakip. Bunlar da yetmezmiş gibi tempolu ve çabuk gelip dışarıdan da atmaya devam ettiler ve skor bir ara 67-42'ye kadar geldi üçüncü çeyrek ortalarında.. Sonrasında Ender, Sinan, Furkan üçlüsünün oyuna dahil olmasıyla birlikte savunma toparlandı ve hücumda da adeta kan akışını yeniden başlatarak son bölüm öncesi farkı 70-56'yla 14'e indirmeyi bildik. Son periyot ise hep kafamızda bir "Acaba olur mu?" sorusuyla dönüp durduğumuz bölümdü. Oyunun içinde uzun süre kaldık, farkın yeniden 20'lere çıkmasına izin vermedik. Hatta Ender, Arroyo ve Erceg'in dış atışlarıyla birlikte 81-71'le farkı bir ara 10'a kadar da indirdik, ancak Maccabi gerektiği anlarda sürekli heves kıran dış isabetler bulmaya devam etti. Bunun yanında Sofo'yu da içeriden iyi besleyince hücumda iç-dış dengesi olarak adeta dağıttılar bizi. Buna karşı hiç bir savunma hamlesi yapamadığımız son çeyrekte hücumda 25 sayı bulsak da potamızda 27 sayı gördük ve en sonunda karşılaşmadan 97-81 mağlubiyetle ayrıldık.
Bu zorlu gözüken deplasmanda mağlubiyetin en temel sebebi şüphesiz ki skor tabelasında yazan 97'den belli oluyor. Maccabi deplasmanında ya da herhangi bir deplasmanda 97 sayı yiyip kazanma şansımız olduğunu düşünmüyorum. Hücum anlamında da belki müthiş bir sınav vermedik ama 81 sayı kötü bir miktar değil, kaldı ki beklenilenden kötü şut attığımız bir maç olduğunu da hatırlamakta fayda var. 7/28(%25) gibi hakikaten kötü bir yüzdeyle üçlük attık. Eğer kendi yüzdemize çıkıp misal 10/28 gibi ortalama bir şut performansı gösterseydik skor olarak 90'ı da bulacaktık, daha ne olsun? Belki skoru çok iyi dağıtmadık, sadece 6 adam (Arroyo-Ender-Hairston-Erceg-Macvan-Bonsu) 81 sayının 77'sini attılar ve kenardan ekstra katkılar alsak(Domercant-Cenk) daha da iyi olabilirdi. Bunların hepsi tabi ki sorun ama birincil sorun değiller. Esas sorun savunmadaydı. Bu şekilde birileri daha ekstra katkı verse güzel olurdu diyip, maçın karşılıklı olarak atma yarışına dönmesine razı olursan Maccabi gibi evinde ritmini bulduğu zaman herkesi yenebilecek bir rakibe karşı çok şansın kalmıyor. En azından azami ölçüde savunma yapman lazım ki bir şansın olsun ama biz bunu yapamadık. İsrail temsilcisi bizle aynı sayıda dış atış denemesine rağmen bizden tam 9 isabet daha fazla kaydetti(16/28). Ve bu fark zaten skordaki farkı da açıklamaya yeter da artar bile. Burada topu çok rahat çevirip kolay atışlar buldular. Öyle ki sahada, yıllardır aynı oyunu oynayan bir takımın ilk kez bir araya gelip savunma yapan takıma karşı hücum etmesi gibi bir tablo çıktı ortaya, neredeyse. O kadar etkisiz kaldık TOP 16 seviyesi düşünüldüğünde.. Savunma rotasyonlarını, yardım zamanlamalarını hiç ayarlayamadık. Agresif olamadık buralarda.. Bunun devamında Maccabi de bulduğu şutları çok yüzdeli soktu, hatta birkaç ekstra şut da attılar. Atamayabilirlerdi ama attılar. Eğer Maccabi'ye karşı hele hele kendi seyircisi önünde böyle bir ritm bulma şansı verirsen, savunman hem birebirde hem de yardımlaşmalarda bu kadar yumuşak ve yetersiz kalırsa rakip de sana böyle cezayı keser işte. Sonra 90 sayı değil ancak 100 sayı falan kurtarır seni ki bunun da bu seviyelerde çok gerçekçi bir hedef olmadığını biliyoruz. Buna ek olarak savunma-ribaund konusunda şu an açık ara en iyi uzunumuz olan Furkan da daha fazla sahada kalabilirdi bu maç, hatta kalmalıydı. Bu da bir eksi olarak yazılabilir. Ve tüm bunları alt alta topladığında; savunmada sınıfta kalarak maçı da kaybetmiş olduk.
Karşılaşma öncesi rakibin favori olduğu, ama akıllarımızda da "Neden olmasın?" fikriyle çıktığımız bir maçtı ve maalesef beklentilerimizin de altında basketbol oynayarak kaybettik. Özellikle savunmanın bu kadar yetersiz kalması bu maç özelinde öne çıkarken, takım olarak sahaiçi organizasyonda yaşadığımız sıkıntılar da dikkat çekiyor genel anlamda. Kim iyi günündeyse(özellikle hücumda) o sahada daha çok kalıyor, ama bu takımın özellikle işlerin iyi gitmediği zamanlarda güvenebileceği sahaiçi alışkanlıkları yakalamasına da engel oluyor. Belki Ataman'ın koçluk tarzı ve yaklaşımı buna yatkın olabilir ve böylesine sorunlu bir sezonda buna çok fazla eleştiri getiremezsin ama bu konuda daha iyi ayarlamalar yapabileceğini de biliyoruz. Başka tercih hataları da olabiliyor üstelik ve böyle olduğu zamanlarda takım hepsini birden kaldıramıyor... Bu mağlubiyeti ancak bu kadar değerlendirebiliriz, zaten kazansak ekstra olacaktı gözüyle bakıyorduk. Tabi bu gözle bakılan maçlardan en azından bir tanesini alabilsek son haftalara girilirken yapacağımız hesaplarda bize oldukça yardımı dokunabilir ama olmuyor maalesef. Bizden daha aşağıda takımları yenerken bizden daha iyi gözüken takımları bir türlü deviremiyoruz, hep birşeyler eksik kalıyor. Bakalım haftaya oynanacak Real Madrid maçında bu durumu değiştirebilecek miyiz? Bakalım o ekstra galibiyet bu maçta gelecek mi?
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.