BBL | İyi oyun, net galibiyet..

Zirve yarışından uzak kaldığı Beko Basketbol Ligi'nin 20. haftasında evinde Türk Telekom'u ağırlayan Galatasaray Liv Hospital karşılaşmadan 89-65 galip ayrıldı. İlk yarının 41-41 eşitlikle geçildiği mücadelenin ikinci devresinde rakibe özellikle savunmada büyük sorunlar çıkartan takımımız karşılaşmayı farklı bir skorla kazanmayı bildi ve ligdeki 14. galibiyetini aldı. Zoran Erceg 17 sayıyla en skorer oyuncumuz olurken Mensah-Bonsu da 14 sayıyla ön plana çıkan isimlerden biri olmayı başardı. 

Karşılaşmanın başında birkaç pozisyonda rakibi bozmak adına topa baskı yapan ve hücumda da alışılagelmişin dışında daha tempolu oynamaya çalışan takımımız sayı bulmakta zorlanmadı. Savunmada ise kötü bir performans olmasa da Türk Telekom iyi şut atarak oyunun içinde kaldı ve bu bölüm 23-17 üstünlüğümüzle geçildi. İkinci çeyreğe de etkili bir başlangıç yapan Galatasaray Liv Hospital 31-19'la farkı 12'ye kadar çıkardı. Ancak bu dakikalarda rakipte özellikle Kerem Tunçeri'nin akıllı oyunu ve hücumda ritmlerini yeniden bulmaları sayesinde toparlandılar. Biz ise alan savunmasına döndükleri anlarda sayı bulmakta zorlandık ve bu dakikalarda fark yavaş yavaş eridi. Hatta Murat Kaya'nın devrenin son saniyesinde orta sahadan attığı basketle de soyunma odasına 41-41 eşitlikle gidildi. Devre dönüşünde Türk Telekom Shipp'in 8 sayısıyla skora tutunmaya çalışsa da ilerleyen dakikalarda savunmamızı aşamadılar. Biz ise hücumda Arroyo'nun liderliği, Göksenin&Erceg ikilisinin bitiricilikleriyle birlikte iyi savunmanın karşılığını hücumda da net bir biçimde aldık ve farkı yeniden açmaya başladık. Çeyreğin başında bulduğu sayılardan sonra uzun süre 49 sayıda takılı kalan rakip son hücumda Ümit Sonkol'un basketiyle birlikte skor tabelasında kendi hanelerini değiştirdi ama o dakikaya kadar biz farkı açmıştık: 66-51.. 15 sayılık üstünlükle girdiğimiz son bölümde ise oyun tamamen koptu. Özellikle kenardan gelen Ender&Sinan ikilisi etkili olurken fark da yavaş yavaş açılmaya devam etti ve karşılaşma sonunda 89-65'lik skorla galip gelen taraf biz olduk. 

Türk Telekom karşısında ikinci çeyreğin ikinci bölümünde rakipten yediğimiz 22-10'luk bir seri var. Yaklaşık 5 dakika süren bu seriyi çıkartırsak maçın geri kalanının sonucu tamı tamına: 79-43. İyi bir basketbol oynadığımızı söyleyebiliriz, savunmada direncimizi çok düşürmeyerek hücumda ise genellikle tempoyu arttırmaya çalışarak oynadık. Maçın başında birkaç pozisyonluğuna yaptığımızı topa baskı dikkat çekiciydi ki bu anlarda Telekom'u hataya sürükledik zaten ama bunu pek fazla sürdürmeyip normal savunma anlayışımıza döndük. Bu anlayış da maçın belli bölümü hariç rakibi durdurmaya yetti. Hücumda ise hem gaza daha fazla basarak açık alan kovaladık hem de sete yerleştiğimizde tempoyu yüksek tutmaya çalıştık. Bu da belli oranda başarılı oldu diyebiliriz, 89 sayılık performans ve skorun genel anlamda iyi dağılmış olması bunun göstergeleri.. Erceg 17 sayıyla Bonsu da 14 sayıyla en skorer isimler olarak dikkat çektiler. Onlara Ender, Göksenin ve Hairston da 11'er sayıyla destek verirken, Carlos&Sinan 8, Macvan da 7 sayıyla yine bu skor paylaşımı içinde rol aldılar. Burada Göksenin'in özellikle 2. yarıdaki oyunuyla birlikte bulduğu 11 sayı ve rakibin en önemli ismi Kerem Tunçeri'ye yaptığı savunma baskısının altı ayrıca çizilebilir. Bunlarla birlikte Bonsu hariç forma giyen herkesin en az 1 asist yapmış olmasını da top dolaşımının iyi olduğuna dair bir işaret olarak kabul edebiliriz. Son olarak da ribaundlardaki 39-27'lik üstünlüğümüz ve rakip potada aldığımız 13 hücum ribaundu oyun üstünlüğünü ele almamıza yardımcı oldu. 

Art arda alınan 2 mağlubiyetin üstüne böylesine iyi oyunla alınan bir galibiyet güzeldi. Her ne kadar rakip Türk Telekom gibi sorunlu bir takım olsa da vidaları biraz gevşettiğinizde ceza kesebilecek potansiyelleri olduğunu da atlamamak gerek. Bu anlamda maçın büyük bölümünde hem savunma hem hücumda ortaya koyulan performansla, rotasyondan faydalanabilmek ve top paylaşımı gibi konularla birlikte iyi bir sınav verdiğimizi söylemek mümkün. Bizim galibiyetimiz ve Efes'in dün Uşak'ta kaybetmesiyle birlikte yeniden 3. sıraya yükseldik. Aslında daha önce dediğimiz üzere ilk 2'ye girip en azından yarı finalde saha avantajını alamayacaksak, ki çok zor gözüküyor, 4. olmak daha mantıklı olacak ama bunun hesaplarını şimdiden yapmak da kolay değil tabi. Çünkü Efes'le derecemizin şimdilik aynı olması ve normal sezonun sonuna daha 10 maç kalmış olmasından ötürü neler olacağını öngörmek güç. Umarım ki takım ligi kendisi için en doğru yerde bitirir. Şimdi önümüzde bir Real Madrid maçı var.. Yine rakibin favori olarak geleceği ama Abdi İpekçi'nin cehennem atmosferini tadacağı bir maç olacak. Bakalım TOP 16'daki zor maç kazanma sorunsalını bu sefer aşabilecek miyiz?

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0