THY Euroleague | Hayata Dönüş..

Tamam ya da devam ifadesinin tam karşılığı olan bir maça, Krasnodar deplasmanında Lokomotiv Kuban karşısında çıkan Galatasaray Liv Hospital rakibini 66-67 yenmeyi başardı ve adeta hayata geri döndü. Müthiş bir giriş yaptığı maçın sonrasında Kuban'ın oyuna ortak olmasına izin vermiş olsak da son bölümde Arroyo'nun winner'lığı ve savunma gayretimizle maçı kazandık. Ekim ayından sonra ilk resmi maçına çıkan Manuchar Markoishvili müthiş bir geri dönüş yapıp 19 sayı atarak yıldızlaşırken Arroyo da 14 sayı - 4 asistle oynadı. 

Maça tam olarak istedeğimiz tempoda başladık. Oyunu yarı saha hücumlarına hapseden ve rakibinin ritm bulmasına izin vermeyen takımımız hücumda ise Markoishvili'nin müthiş başlangıcıyla öne fırladı. İlk 6 dakikayı 18-4 gibi bir skorla üstün geçerken Marko 10 sayıya ulaşmıştı bile. Sonrasında Kuban oyuna ısınmaya başlarken özellikle Derrick Brown'ı etkili kullanıp farkı eritmeye başladılar, ancak bu bölümü yine de 22-15'le önde geçmeyi bildik. İkinci periyotta ilk çeyrekteki hücum performansımızdan uzaklaştık. Rotasyondan gelen oyuncuların yeteri kadar üretken olamaması (başta Ender, Domercant) skor üretimimizi düşürdü. Buna karşılık Kuban'a istediği hücüm ritmini vermesek de Derrick Brown'ın iyi oyununu sürdürmesi ve yanına Kalnietis'in eklenmesiyle birlikte farkı erittiler ve devre bitmeden 3'e indirdiler: 29-32.. Aslında kötü oynamadığımız bir devreydi, özellikle Kuban'ın dış atışlarda 0/6 kalması savunmamızın başarısıydı. Ama hem Erceg'in kötü hücum performansı, hem kenardan skor katkısı alamamak farkı daha da açmamıza engel oldu. İkinci yarıda da yakın oyun devam etti. Kuban'ın hamlelerine karşılık hep bir şekilde önde kalmayı başardık, özellikle Malik'in potaya gidişleri etkili oldu. Ancak yine de Likhodey'in üçlüğüyle 38-38'te yakalandık. Sonrasında Kuban hücumda rahat sayılar bulmaya başlarken Kalnietis etkili oldu ancak yine de öne geçmelerine izin vermediğimiz bu çeyreğin sonucu 48-48 olarak belirlendi. Son bölüme Markoishvili'nin üçlüğüyle giriş yapmış olsak da Arroyo'nun kenarda olduğu dakikalarda hücumda yaşanan problemler ve bunların dönüşte savunmaya yansımasıyla Kuban maçta ilk kez öne geçti. Bu dakikalarda oyunun kontrolü elimizden kaçıyormuş hissi verse de Arroyo&Markoishvili ikilisi sorumluluk almaya devam ederek bizi maçın içinde tuttu ve bunun yanında savunmamız da direncini arttırdı. Sonlara girerken rakipte sakatlığının etkisiyle normalden az süre alan Krunoslav Simon etkili olmaya başladı ancak son dakikaya yine de önde girdik. Burada hücumdan boş dönüp, Bonsu'nun yaptığı basit faulle geri düşsek de 17 saniye kala Arroyo'nun turnikesi bizi yeniden öne geçirdi. Ve son hücumda mola alan Kuban'a karşı istedikleri pozisyonu vermekzen Zubkov'un orta mesafesini kaldılar. Bu da isabetli olmayınca karşılaşmadan 66-67'lik skorla galip ayrıldık. 

Kuban maçında galibiyetin anahtarlarına gelirsek, ilk olarak top kayıplarını sınırlamamız ve ilk maçta olduğu gibi rakibe fast-break şanslarını çok fazla vermemiş olmamız dikkat çekiciydi. Bu maçı 9 top kaybıyla geçtik, rakibin açık alan bulduğu anlar oldu ama ilk maçtaki kadar can yakmadılar. Ayrıca hücumda da çok dengesiz oynamayıp, ribaundu net alıp geçiş hücumlarıyla da fazla sayı bulmalarına izin vermedik. Yarısaha hücumuna hapsettiğimiz Kuban karşısında da maçın büyük bölümünde de iyi savunma yaptık diyebiliriz. Sadece 3. çeyreğin sonları ve 4. çeyreğin başlarında normalden rahat sayı bulabildiler. Ancak bu genele oranladığımızda çok önemli değildi. Tüm bunların toplamında direkt ve dolaylı olarak yaptığımız savunmayla Kuban'ı 66 sayıda tutmuş olmak galibiyetin anahtarı oldu. Belki Bonsu yine yeterli sertliği sağlayamadı pota altında, belki ribaundlarda üstünlüğü onlara verdik(39-30) ama özellikle Markoishvili'nin dış savunmaya kattığı enerji, Malik'in iyi bir gününde olması, uzunların birebir savunmada çok iyi olmasalar bile ikili oyunlarda doğru pozisyon almaları ve iyi yardımlaşmayla birlikte defolarımızı da örterek gerekli savunmayı yaptık. Zaten haftalardır dediğimiz üzere, bu takım atma yarışına girerek değil savunma disiplinini ve konsantrasyonunu öne çıkararak oynamalı. Tabi Bonsu böyle olduğu sürece ve Furkan daha uzun süreler sahada kalmazsa bunu sağlamak bizim için kolay olmayacak ama hem onlardan daha iyi verim alarak, hem de takım olarak bu maçtaki gibi iyi yardımlaşarak oynayabilmek sezonun geri kalanı için de önemli.. Tabi Ersin'in dönüşü de bu anlamda önem taşıyor. Savunma böyle olduğu zaman hücumda bir ritm ve momentum bulmak bizim için daha kolay olacaktır. 

Bu maçtaki hücum performansımıza geçersek, ilk çeyrekteki 22 sayılık oyun haricinde diğer bölümlerde zorlandığımızı söylemek mümkün. Bireysel performanslar üzerinden gittiğimizde; geri dönüşün adeta kralını yapan Markoishvili 7/10 isabetle 19 sayıyla oynadı ve galibiyette direksiyona geçen isimlerden biri oldu. Direksiyona geçmek demişken; Arroyo özellikle maç sonunda aldığı sorumlulukla birlikte 14 sayı - 4 asistle maçı tamamladı ve winner karakterini ortaya koydu. Ve Malik Hairston da özellikle geçen haftaya kıyasla daha verimli bir oyun oynarken 10 sayı üretti. Onun performansı papatya falı gibi olmaya başladı zaten, bir hafta iyi bir hafta kötü. Bu hafta iyi olması işimize geldi şüphesiz ki.. Umarım istikrar kazanacak performansında. Bu üçlü haricindeyse takımda öne çıkabilen bir isim yoktu. Zaten bu üçlü 17/30 sahaiçi isabetle 67 sayının 43'ünü üretirken takımın geri kalanı 9/32(%28) gibi çok düşük bir yüzdede kaldı. Burada şüphesiz ki en çok göze batan isim 0/10'la oynayan ve sadece faul atışlarından 4 sayı üretebilen Zoran Erceg'ti. Önceki haftalarda takımın en önemli 2 skor opsiyonundan biri olan Sırp uzun, bu maçta bir türlü istenilen şutları sokamadı. Onu içeriden kullanma çabalarımıza da yanıt veremeyince sahaiçi isabet bulamadan maçı tamamladı. Hücumda sayı atmadığı sürece yük haline gelmeye başlayan bir isim olmasına rağmen sahada 35 dakika kalması da bu maç özelinde Ataman'ın sorgulanabilecek tek tercihiydi. Onun haricinde 'hocam'ız da iyi maç çıkardı. Ayrıca geçen haftalarda Arroyo'nun sahaiçinde en büyük yardımcısı olan Ender'in de sakatlık etkisiyle de birlikte 9.5 dakika oynayabilmesi ve 2 sayı üretebilmesi de hücumda elimizi daralttı diyebiliriz. Erceg-Ender'in böylesine verimsiz olduğu, ekstra ya da sürpriz bir skorer bulmakta da zorlandığımız bir maçta hücum problemleri yaşamak normal. Ama burada tekrardan Markoishvili'nin hakkını teslim etmek lazım. Hiç kimse, belki Ataman bile bu kadar iyi oynamasını beklemiyordu. Yüzdeli atarak sayı buldu, yardım savunmasına gelip blok koydu, dış savunmayı yukarı çekti, her topa elini soktu, alamayacağı ribaundlara bile agresif girip rakibin rahat almasını engelledi. Neredeyse herşeyi çok iyi yaptı ve galibiyete büyük katkı sağladı. Onun da bu çok yönlü oyununu da özlemişiz, hoşgeldin Paşam!

Haftalardır heyecanla beklediğimiz, ligdeki kayıpları bile önemsemeyip "Yeter ki şu maçı alalım" gözüyle baktığımız Kuban deplasmanından genel hatlarıyla iyi bir sınav vererek ve hepsinden önemlisi kazanarak dönüyoruz. Ve dolayısıyla iddiamız da sürüyor. Eğer aksi bir sonuç alsaydık, işler en azından bizim için bitme noktasına gelecekti ama son sözümüzü henüz söylemediğimizi yeniden ispatladık bu maçla.. Takımın bu maçın hakkını verecek bir psikolojiyle sahada yer aldığını görmek de güzeldi. Buradaki tek eksiklik maçı 1 sayı farkla kazanmamızdı belki de.. Eğer 2 sayıyla kazanıp ikili averajı da alabilseydik o zaman avantajımız büyüyecekti ama buna da eyvallah. Artık genel averajın daha önemli olacağının bilinciyle, geri kalan maçlarımızda sadece kazanmayı değil kazanabileceğimiz en farklı şekilde kazanmayı düşüneceğiz. Hatta kaybediyorsak bile farkı olabildiğince en aza indireceğiz, bunun için savaşacağız. Çünkü son 1 sayıya veya son 1 baskete bile ihtiyaç olabilir. O 1 basket geçen sene Eurocup'taki kaderimizi tayin eden noktalardan biri olmuştu hatırlarsak ve rakip yine Kuban'dı.. Ancak bu sefer gülen tarafın onlar olmasına izin vermeyeceğimize inanıyorum. Ve haftaya çok kritik o Bayern Münih maçıyla başlayarak son düzlüğü en iyi geçen taraf olmaya çalışacağız. Yapabileceğimizi biliyoruz, neden olmasın ki?

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0