BBL | Derbiden çıkarılacak dersler..
Beko Basketbol Ligi'nin 24. haftasında Fenerbahçe Ülker'e konuk olan Galatasaray Liv Hospital, rakibine 77-52'lik skorla kaybetti ve bu sezon ligde 9. mağlubiyetini aldı. Kadro olarak eksiklerle çıktığımız ve rotasyon elemanlarına daha fazla süre verdiğimiz bu maçta Ersin Dağlı da uzun bir aranın ardından forma giyerken ikinci çeyreğin ortasından itibaren açılan farka karşı cevap veremedik. Arroyo'nun 20 dakika forma giydiği bu maçta Sinan Güler ise 17 sayıyla en skorer ismimiz oldu.
Maça Fenerbahçe Ülker kendi seyircisinin önünde daha hızlı bir başlangıç yapıp 17-7'yle öne fırladı. Sonrasında oyuna giren Domercant oldukça iyi bir görüntü çizerken onun art arda bulduğu zor isabetlerle birlikte dengeyi kurduk ve bu bölüm 17-17'yle geçildi. İkinci çeyreğin ilk bölümü de yakın giderken sonrasında Fenerbahçe'nin alan savunmasına dönmesi ve bizim de Domercant harici skorerleri bulamamış olmamız hücumu kitlerken Fenerbahçe tempoyu arttırıp bulduğu açık alan sayılarıyla farkı açtı. 15-0'lık seri yediğimiz bu bölümde; dengede gibi giden skor kısa süre içerisinde rakip lehine bozuldu ve ilk yarıyı 42-25 önde bitirdiler. İkinci yarı ise takımın hiçbir reaksiyon göster(e)mediği ve rotasyonda az süre alan oyuncuların sahada daha çok kaldığı bölüm oldu. Öyle ki Sinan Güler hücumda en fazla sorumluluk alan isimdi ve 17 sayıyla da takımın en skoreri oldu. Fark kapatmak için herhangi bir reaksiyon gözlemlenemezken, Fenerbahçe Ülker son çeyrekte maçın iyice kopmasından ötürü genç oyuncularına şans verme şansı buldu. Biz de bu dakikalarda Doğukan'ı kullandık. Derbi atmosferinden oldukça uzakta oynanan bu karşılaşmayı Fenerbahçe Ülker 77-52'lik skorla galip bitirdi. Maçın özelinde çok fazla konuşacak birşey yok aslında. Son haftalarda Euroleague'deki toparlanma sürecini hızlandıran adam Markoishvili, sakatlığı süren Bonsu yokken; Arroyo 20 dakika süre almışken ve hepsinden önemlisi esas süre alan rotasyondaki isimler kafa olarak maçtan bu kadar çabuk kopmuşken teknik-taktik olarak konuşmak kolay değil. Burada bekleyebileceğimiz tek şey, bu çok süre alan oyuncuların biraz daha iyi performans gösterebilmesiydi, ancak Sinan haricinde bir kıvılcım bile görmekte zorlandık. Bu şartlarda, bu maça bizden çok daha motive çıkan Fenerbahçe Ülker karşısında böyle bir skor almak da büyük bir sürpriz sayılmaz. Bizim adımıza maçın en güzel noktası ise Ersin'i uzun süre sonra parke üzerinde görmek oldu herhalde. Henüz tam hazır olmadığı belli ancak yine de oynayabilecek duruma gelmesi ve birkaç hafta içinde form tutma ihtimali, şimdiden olumlu bir nokta olarak gözüküyor.
Kadro olarak, kafa olarak, oyun olarak daha iyi durumda olup bu derbiye güzellik katabilmeyi ve en azından rekabetçi olabilmeyi hepimiz isterdik ama zamanlama olarak bu maçın sıkışık bir döneme denk geldiğini atlamamak gerek. Keşke daha iyisini yapabilecek durumda olsaydık, ama Euroleague'de böylesine kritik haftalar içindeyken ve rotasyonu iki tarafa birden yetiştirmek kolay olmadığı için bu mağlubiyeti de çok umursamamak gerek.. Ancak yine de ders olarak çıkarabileceğimiz iki nokta olduğunu düşünüyorum: Birincisi Sinan ve biraz da Furkan haricinde formda diyebileceğimiz yerli oyuncumuz yok. Ender bir süredir düşüşte gözüküyor, Cenk bir süredir ortalıkta bile gözükmüyor zaten.. Göksenin yetersiz, Engin'i hiç kullanamadık ve Ersin'in de zamana ihtiyacı var. Bu isimler ilk bakışta belki şampiyonluğu getirecek temel isimler gibi gözükmeyebilir ama rotasyonu tamamlamalarına ihtiyaç olacak. Geçen sezon Cenk'in özellikle sezonun ikinci yarısında ne kadar önemli katkılar verdiğini hatırlıyoruz, keza diğer isimlerin de.. Normal sezonun geri kalan haftalarında Ataman'dan bu oyuncuları da biraz daha devreye sokmaya yönelik hamleler bekleyebiliriz, play-off'lara hazırlık olması için.. İkinci nokta ise, Fenerbahçe karşısında nasıl oynamamamız gerektiğini ve play-off'lardaki olası bir eşleşmede nelere dikkat etmemiz gerektiğini sahaiçinde uygulamalı olarak gördük. Temponun artmasının, yarısahalara çabuk geçilmesinin onların işine geldiğini gördük. Özellikle hücum ribaundlarına ekstra önem göstermek de Fenerbahçe'nin ritmini bozmaya yönelik bir hamle olabilir. Ataman ve ekibi tüm bunları yeniden not almıştır diye düşünüyorum, ama şimdilik önümüzde çok daha önemli bir CSKA maçı var.. Alabileceğimiz en iyi skoru alıp, kaybetsek bile farkı düşünerek oynamamız gerekecek. Öncelik orada..
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.