THY Euroleague | Barcelona Serisine Doğru..

Tarihinde 2. kez katıldığı Euroleague'in TOP 16'sında ilk 4'e girmeyi başaran ve böylece tarihinde ilk kez çeyrek final oynama şansı yakalayan Galatasaray Liv Hospital ara vermeden yoluna devam ediyor. E Grubu'nu lider bitiren Barcelona'yla eşleşen takımımız ilk maçına Salı akşamı saat 20.00'de İspanya'da çıkıyor. İlk 2 maçını deplasmanda oynayacak olan Ergin Ataman'ın öğrencileri en azından 1 maç kazanıp saha avantajını ele geçirmek istiyor. Seri öncesi son durumlara ve belirleyici olabilecek noktalara göz attık:

F-4'UN KADROLU ELEMANI: BARCELONA
Barcelona basketbol takımı, futbol takımının 1899'daki kuruluşundan 27 sene sonra bir araya geldi. Tarihinde 17 İspanya Ligi şampiyonluğu bulunan Katalanlar, bu alanda ezeli rakipleri Real Madrid'in ardından ikinci sırada geliyorlar. Avrupa Kupaları tarihine baktığımızda ise müzelerine daha önce 6 tane kupa götürmüş olduklarını görüyoruz. O zamanki isimleriyle 2 Saporta, 2 de Koraç Kupası kazanmalarının üstüne Euroleague ismi/formatına geçildikten sonra ise 2003&2010'da olmak  üzere 2 kez mutlu sona ulaştılar. En son şampiyon olan kadrodan şu anki kadroda hala devam eden 3 isim var: Sada, Navarro, Lorbek. Ayrıca o kadroda sonradan bizim de formamızı giyen Lakovic ve N'dong da bulunuyordu. Barcelona'yı 2007-08 sezonundan bu yana İspanyol antrenör Xaxi Pascual çalıştırıyor. 41 yaşındaki antrenörün yönetimindeki Barcelona son 6 sezonun 5'inde F-4'a kalmayı başardı ve adeta F-4'un kadrolu elemanlarından biri haline geldi. Kalamadıkları tek sezon ise 2010-11'de Obradovic'in Panathinaikos'una play-off serisinde 3-1'le geçildikleri sezondu. Son 2 F-4'da ise boy göstermeyi başaran Barcelona, finale ulaşma şansı bulamadan ilk maçlarda mağlup olmuştu. İspanyollarla 2 yıl önceki ilk Euroleague maceramızda da karşı karşıya gelmiştik. Abdi İpekçi'de oynanan maç müthiş bir çekişmeye sahne olurken 20 sayılık farktan gelen takımımız son anlarda rakibini elinden kaçırmıştı. Deplasmandaki maçta ise 79-50'lik farkı bir mağlubiyet almıştık. 

TOP 16'NIN İLK 12 MAÇINDA 12 GALİBİYET ALAN BİR RAKİP!
Barcelona'da 1 numaralı yıldız olan Juan Carlos Navarro'nun yazın geçirdiği ameliyattan ötürü sezona istikrarsız bir çizgide girmesi, ayrıca Oleson&Lorbek ikilisinin de sakatlıktan ötürü sezonun ilerleyen noktasında takıma dahil olabilmelerinden ötürü Euroleague ilk tur gruplarını tam olarak istedikleri gibi geçiremediler. 10 maçta 7 galibiyet alırlarken grubu Fenerbahçe Ülker ve CSKA Moskova'nın ardından 3. sırada tamamlamışlardı. Sonrasında sakatların dönmesiyle birlikte rotasyonunu toparlayan Katalanlar TOP 16'da güç dengelerinin yakın gözüktüğü E Grubu'nda çok üstün bir performans sergilediler ve ilk 12 maçlarını kazanarak liderliği garantilediler. Son 2 maçlarında ise kötü performanslar göstererek mağlup olduklarını gördük. Ancak bunun liderliğin getirdiği rahatlıktan ötürü bir tür aktif dinlenme olduğunu kabul edebiliriz ilk aşamada. Zaten bu maçlarda Pascual'in rotasyon elemanlarına daha çok şans verdiğini de gördük. Barcelona'da özellikle TOP 16'daki performansıyla yükselen Ante Tomic takımın şu ana kadar en iyisi oldu. Bu süreçte 12.1 sayı - 6.4 ribaund - 2.2 asist gibi ortalamalar yakaladı ve Şubat&Mart aylarında Euroleague MVP'si seçildi ki bunu üst üste 2 ay başarabilen ilk isim oldu. Navarro ise inişli çıkışlı gözüken bir performans göstermesine rağmen çok iyi maçlar da çıkardı ve %45 sahaiçi isabet yüzdesiyle 12.5 sayı ortalaması yakaladı. Onlar haricinde Huertas bu sezon daha büyük sorumluluk alarak oynarken, Oleson da kenardan geldiği maçlarda beklentilerin üstünde katkılar verdi. Yunan yıldız Papanikalou tam olarak rolünü bulamazken, genç yıldız adayı Abrines skorer yönüyle, Sada ve Dorsey gibi isimler de savunmaya yaptığı katkılarla dikkat çekmeye devam ettiler. 

ZORLU YOLCULUK, MUTLU SON: ÇEYREK FİNALDEYİZ!
Sezon başı için hedefini çeyrek final oynamak olarak belirleyen Galatasaray Liv Hospital'ın işleri tam olarak istediği gibi gitmedi. Sezon başlangıcından çok kısa bir süre sonra rotasyonda Arroyo&Erceg haricinde belki de en önemli 4 ismin birden kaybedilmesi planları bozdu ister istemez. Ancak Bonsu&Hairston takviyeleri ve bunun yanında takımın psikolojik olarak çok fazla dağılmadan, kazanması gereken maçları kazanabilmesi sorunları minimize etti. İlk 9 maç sonunda 6 galibiyete ulaşmayı başaran takımımız 2.lik biletini cebine koymuş, grubun son formalite maçındaysa Bayern Münih'e mağlup olmuştu. Sakatlıklara rağmen sorunların aşılmış gözüktüğü bu yapı ise maalesef ki çabuk bozuldu. Bonsu'nun vücudunun alarm vermeye başlaması, Furkan'ın o dönemde geçmek bilmeyen hastalığı derken özellikle pota altında çok zayıflamıştık. Bu şartlar altında TOP 16'daki ilk 3 maçını da kaybetti takımımız. Arada Real Madrid deplasmanında verilen gurur mücadelesi alkışları toplamıştı belki ancak, içerideki Maccabi ve Kuban maçlarının kaybedilmesi gruptan çıkma hesapları adına olumsuz gözüküyordu. Bu şartlarda Bayern Münih deplasmanına çıkan Ataman'ın öğrencileri ite kaka bir maç kazanarak ilk galibiyetini aldı. Sonrasında içeride Zalgiris'i de geçen takımımız, CSKA'ya iyi bir mücadele vermesine rağmen mağlup olmuş, ancak üstüne Partizan'ı deplasmanda yenerek ilk maçları 3 galibiyetle geçmişti. 2. maçlar için ise hedef belliydi; Kuban, Bayern, Zalgiris ve Partizan maçları kazanılacak, Kuban'dan ikili averaj alınacak ve bir de ekstra galibiyet alınmaya çalışılacaktı O ekstra galibiyeti alamadık belki, hatta Kuban'ı yenmemize rağmen ikili averajı da kurtaramadık ancak o maçla birlikte Markoishvili'nin yaptığı harika dönüş, takımın sahaiçinde kazanmaya başladığı olumlu görüntüyle birlikte yeniden toparlandık ve kazanmamız gereken maçların hepsini de kazandık. Hatta uzatmalarda kaybettiğimiz CSKA Moskova deplasmanından da neredeyse bir galibiyet koparıyorduk ancak buna gerek olmadı, çünkü son maçta Partizan'ı içeride sayı farkına bakmasızın yenmek işi bitirecekti ve biz de bunu yaparak play-off biletini kaptık. Carlos Arroyo, TOP 16'da 15.1 sayı - 6.8 asist gibi ortalamalarıyla sezon MVP'liği çizgisinde bir oyun ortaya koyarken Erceg 13.8 sayı, Markoishvili de döndükten sonra 11.8 sayı ortalaması yakalayarak öne çıkan isimlerden oldular. Ayrıca Hairston'ın skorer yönünün yanında savunmaya yaptığı ciddi katkı, Furkan'ın kendini buldukça pota altına getirdiği direnç, Sinan&Macvan gibi isimlerin de rotasyonu tamamlamaları dikkat çeken diğer noktalar oldular.

BELİRLEYİCİ NOKTALAR: YEDİĞİNDEN FAZLASINI ATMAK?
Barcelona'nın sahaiçindeki yapısına bakarsak hücum ritmini bulduğu zaman oldukça tehlikeli ve durdurulması güç bir takıma dönüştüklerini görüyoruz. Bu durumda hem içeriden, hem dışarıdan sahip oldukları silahları ortaya çıkarabiliyorlar. Bu yüzden onların bu akışkanlıklarını bozmak gerekecek. Tabi Ergin Ataman, rakibi düzen dışına çıkarma konusunda uzman bir koçtur. Hatta Xavi Pascual'in aklına bir şekilde girmeyi başarırsa onu alt etme ihtimali azımsanmayacak kadar yüksek. Ancak bu o kadar kolay olmayacak, zira hem Pascual hem de Barcelona takımı buraları oynama konusunda çok tecrübeliler. Özellikle bu seviyeler için zayıf gözüken pota altımıza yükleneceklerini düşünüyorum, buna alacağımız ekstra önlemler de belirleyici olacaktır. Eğer ULEB anlaşılmaz bir biçimde maçları hemen değil, 1 hafta sonra başlatsaydı Bonsu&Dudley ikilisini de pota altı rotasyonuna ekleme şansımız daha yüksek olabilirdi, bu da ayrı bir konu. Tüm bunlara rağmen biz bir şekilde Barcelona'yı bozup, belli bir sayı barajının altında tutabiliriz. Ancak sorun şu ki Barcelona da konsantrasyonunu yükselttiği zaman iyi bir savunma takımı oluyor. Bizim de ne kadar iyi savunma yaparsak yapalım, hücum da sınırlı kalma durumumuz var. Burada bir kere Arroyo'ya alacakları önlemlere karşı diğer isimlerin ona ne kadar yardımcı olabileceği önemli. Bazı maçların başında P&R'ları Arroyo'ya değil Malik'e oynatarak ilgiyi Carlos'un üstünden almaya çalışıyoruz ama bundan daha fazlasını yapmamız gerekecek bu seride. Ender'in organizasyona yardımı, özellikle içeri yardım getirmeyi seven Barcelona'ya karşı savunmayı delip yapacağı asistler de bizi oldukça rahatlatabilir. Ve tabi pozisyonlar hazırlandığı kadar, bitirilmelidir de.. Bu konuda da yine başta Carlos olmak üzere ana isimlerimizin yanında(Marko, Erceg, Hairston) yardımcı isimlerin(Sinan, Domercant, Macvan, Furkan)'ın da sorumluluk almasını bekleyeceğiz. Bu isimlerin yanına eklenecek bonus isimlere de kimse hayır demez herhalde..

Bunlar şimdilik öne çıkan noktalar.. İşimiz ilk bakışta çok zor gözüküyor ve kabul etmek lazım ki rakip bize kıyaslandığında favori. 3 tane maç kazanmamız lazım sonuçta onlara karşı ve bu kolay değil. Ancak takımın son haftalarda çıktığı oyun kalitesi, motivasyonunu bulduğu zaman hemen herkesle çarpışabilecek hissini vermesi de bizleri ümitlendirmiyor değil. Eğer ilk 2 deplasman maçından 1 galibiyet çıkarabilirsek, sonrasında İstanbul'da oynanacak 2 maçta oluşacak atmosferi hayal etmek bile şimdiden keyif veriyor! Ergin Ataman'a, Carlos'a ve takımın geri kalanına bu zorlu seride başarılar diliyoruz.

Maç Programı: 
15.04.2014 - 20.00 // Barcelona - Galatasaray Liv Hospital
17.04.2014 - 22.00 // Barcelona - Galatasaray Liv Hospital
20.04.2014 - 20.00 // Galatasaray Liv Hospital - Barcelona
22.04.2014 - 21.45 // Galatasaray Liv Hospital - Barcelona(Gerekirse)
25.04.2014 - 21.45 // Barcelona - Galatasaray Liv Hospital(Gerekirse)

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0