12 Dev Adam son 16 takım arasında..

FIBA İspanya 2014 Dünya Şampiyonası'nda grup süreçleri tamamlandı. Amerika Birleşik Devletleri, Finlandiya, Dominik Cumhuriyeti, Yeni Zelenda ve Ukrayna'nın olduğu gruptan 3 galibiyet, 2 mağlubiyet alarak 2. sırada çıkan 12 Dev Adam, bir sonraki turda Avustralya ile eleme maçı oynayacak.

GRUP SÜRECİNDE 12 DEV ADAM KLASİĞİ: HEYECAN!
Grup süreci başlarken ilk iki sırada grubu tamamlamanın ilk hedefimiz olduğu milli takım staff'ı ve kamuoyu tarafından benimsenmişti. Nitekim Ukrayna mağlubiyeti dışında geri kalan tüm rakiplerimizi yenerek bu hedefimize ulaştık. İlk maçımız Yeni Zelenda'ya karşı oldu. Yeni Zelenda isabetli üçlük sayılarıyla maça üstün başladı. Bizim de Ömer Aşık'ı ve Emir Preldzic'i efektif kullanamamamız sebebiyle skor olarak çoğunlukla geride kaldık. Webster'ın skorer oyunu, rakipte uzun kısa demeden herkesin üçlük atması derken son periyoda kadar zorlandık. Son periyotta Sinan'ın Webster üzerindeki baskısı ve hücumda Oğuz Savaş önderliğinde işlerin olumlu gitmesi ile maçı kazandık. Bir sonraki Amerika maçında ise beklenilenden çok daha farklı bir milli takım vardı. Finlere 60 sayı fark atan Dream Team, millilerimizi de zor duruma düşürür diye bekliyorduk. Fakat Ergin Ataman'ın doğru savunma tercihleri ve oyuncuların özverili basketbol oynamaları ABD karşısında 3 periyot başa baş oynamamızı sağladı. Son periyotta yediğimiz alley-oop basketlerle savunma direncimizin kırılması, ABD'nin atlet oyuncularının son periyotta daha da istekli oynaması maçı rakip takım lehine sonuçlandırdı. Bu maçtan sonra milli takımın bu gruptan daha rahat çıkacağına inandık. Lâkin bir gün sonra ağzımızın payını aldık. Ukrayna maçında da aynı senaryo devam edecek gibi duruyordu ama işler yolunda gitmedi. Ukrayna'da Mishula ve Jeter'ın skorer oyunları, takım olarak iyi üçlük atmaları bizi zor duruma düşürdü. Emir ve Ömer dışında net bir skorer çıkaramamamız Yeni Zelenda geri dönüşü yapmamızı engelledi. Son dakikalarda Ukrayna'nın bulduğu kritik üçlük isabetleri ile maçı kaybettik. Grup aşamasının en heyecanlı ve zor maçını Finlandiya ile oynadık. Maçın başından itibaren Petteri Koponen'in maestrovari takımı yönetmesi, turnuva boyunca istediği yüzdeyi yakalayamayan Sasu Salin'in üçlük bombardımanına başlaması farkında 14'e kadar çıkmasına neden oldu. İkinci yarıda Cedi Osman'ın Koponen savunması ve Emir, Ender gibi hücumda fark yaratan oyuncularımızın sazı ele alması farkı kapatmamızı sağladı. 3 sayı gerideyken Koponen'in kaçırdığı serbest atışlar sonucu Cenk Akyol'un sağ dipten bulduğu üçlük isabetiyle maç uzadı. Uzatma periyodunda tecrübe konuştu. 36 yaşındaki Kerem Gönlüm pota altı savunmasında ve hücumdaki ikili oyunlarda fark yarattı ve galibiyeti getiren isim oldu. Gruptan çıkmanın rahatlığıyla Dominik Cumhuriyeti ile çok rahat geçen bir maç oynadık. Garcia dışında net bir skorer oyuncusu olmayan Dominik'i; Oğuz Savaş, Kerem Gönlüm, Ömer Aşık ve Furkan Aldemir'in -kısacası uzunlarımızın- kurduğu pota altı baskısıyla farklı geçtik.

YENİ RAKİP JOE INGLES'LI AVUSTRALYA!
Grup aşamasında gördük ki Dünya Kupası gibi turnuvalarda hiçbir rakip küçümsenmemeli, her takıma karşı aynı basketbol isteği ve özverisiyle mücadele edilmeli. Çaprazdaki grubumuzun kolay gibi gözükmesi ve grubumuzda ABD dışında dişli bir rakibin olmaması bize yarı-final hayali kurduruyor. Avustralya'nın bizden eksiği olduğunu düşünmüyorum. Joe Ingles, Aron Baynes gibi formda oyuncuları var. Ayrıca David Andersen, Nate Jawai gibi tanıdık ve tecrübeli uzunları var. Kadro kalitesi olarak millilerimiz daha önde gibi gözükse de, takım olarak iyi basketbol oynamadığımız zaman o kaliteli isimlerin hiçbir faydasını göremiyoruz. Takımımızda 3 tane önemli nokta var. Bunlardan birincisi takım savunması. Bireysel olarak savunma zaafı çok olan oyuncumuz yok. Aksine Sinan Güler, Cedi Osman, Ömer Aşık, Kerem Gönlüm, Furkan Aldemir gibi işin savunma yönünde daha çok efektif olan oyunculara sahibiz. Bu zamana kadar üçlük savunması hariç takım savunmasında sıkıntı çekmedik. Avustralya karşısında aynı direnci gösterecek isteğe ve morale sahibiz. 2. nokta yaratıcı oyuncularımızın fark yaratıp yaratmadıkları. Emir Preldzic bu takımın hücumsal atraksiyonlardaki en önemli oyuncusu. Daha sonra Ender Arslan ve Sinan Güler geliyor. Bu 3 oyuncunun sahada olup skorerleştiği her maçı kazanırız. En son bu üçlü ABD karşısında iyi oynadı ve olanları gördük. Sinan savunmacı gibi gözükse de, içeri penetre özelliğinin olması ve son play-off'larda skorer kimliğe bürünmesi onu milli takımın fark yaratan oyuncularından yapıyor. Ender yıllardan beridir ne yapıp ne yapamayacağı belli olan, bu ülkenin en değerli oyun kurucularından biri. Emir, 2.06 boyu ve basketbol fundamentalıyla turnuvanın istatistiksel bazdan en iyi oyuncularından biri konumunda. Anlatmak istediğim üç oyuncunun da farklı özellikleri ve yetenekleri var. Tek isteğim ABD maçından sonra bu oyuncuların turnuva bitmeden aynı anda skora etki edecek düzeyde performans sergilemesi. Bizim uzunlarımız skora yatkın uzunlar. Onları kullanmayı yönelik oynayan oyuncularımızın performansları bu oyuncuların ne derece oyuna etki edeceğine karar veriyor. Yani hücumda ne kadar efektif olup olamayacağımıza bu üç oyuncu başta olmak üzere bütün kısalarımız karar veriyorlar. Zaten Cenk Akyol dışında saf skorerimiz yok. Bizim her maçımızı takım olarak iyi oynayarak kazanmamız gerek. Avustralya'ya karşı da aynı parolayla sahaya çıkıp, takım olarak iyi oynayarak maçı kazanmalıyız.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0