TBL | Yenilmez Armada son nefeste!

Türkiye Basketbol 1. Ligi 5. haftasında, takımımız Galatasaray Liv Hospital Abdi İpekçi Spor Salonu'nda Anadolu Efes'i konuk etti. İlk dakikasından son saniyesine kadar heyecan dolu, basketbol zevki yüksek olan maçta takımımız, Dusan Ivkovic yönetimindeki Anadolu Efes'i 77-76 mağlup etmeyi başardı. Son zamanların formda oyuncusu, Neptunas maçının en skorer ismi Sinan Güler attığı 17 sayıyla yine maçın fark yaratan ismi oldu.

Maça klasikleşmiş beşimiz Carlos Arroyo, Sinan Güler, Vladimir Micov, Zoran Erceg ve Furkan Aldemir ile başladık. Maçın ilk dakikalarında Anadolu Efes Doğuş Balbay ve Dario Saric ile yarısahayı hızlı geçip skor üretmeye çalıştı. Doğuş'un savunmasındaki Arroyo'yu yıpratmak amacıyla rakip potaya hızla ilerlemeyi amaçlayan Dusan İvkovic, özellikle ilk çeyrekte istediğine ulaştı. Skor üstünlüğünü eline geçiren Anadolu Efes'e Zoran Erceg'in şuta dayalı skor opsiyonlarıyla cevap verdik. Çeyreğin sonlarına doğru Sinan Güler'le öne geçtik ve bu dakikadan sonra oyunun hakimiyetini ele geçirdik. İkinci çeyrekte Vladimir Micov ve Sinan Güler başta olmak üzere içeri drive ederek skor ürettik. Rakip pota altında Nenad Krstic'in olmaması, İvkovic'e net bir pivot olmayan Milko Bjelica'nın savunma dezavantajı riskini göze almak durumunda bırakmıştı. Bu durum en çok Sinan Güler gibi içeri girmeyi seven oyuncularımıza yaradı. Anadolu Efes ise kısalara dayalı hücum oyunlarımıza yine yarısahayı hızlı geçip sayıya gitme yoluyla cevap verdi. Bu sisteme önlem almak için Kerem Gönlüm ve Furkan Aldemir'i aynı anda sahada tutma yoluna gittik ve agresif uzun savunmasıyla farkı daha da açtık. İvkovic'in molası sonrasında Stratos Perperoglou'nu arkası dönük kullanan Anadolu Efes, Yunan forvetin skorer oyunuyla farkı kapatmaya başladı. Temposundan ödün vermeyen takımımız ilk yarıyı önde kapatmayı başardı. Üçüncü çeyrekte Milko Bjelica ve Dario Saric'in boyalı bölgeden bulduğu sayılara Carlos Arroyo ve Furkan Aldemir ile cevap verdik. Savunma konusunda istediğini bir türlü bulamayan Anadolu Efes, daha agresif ve temaslı müdafaa yapmaya başladı. Özellikle Zoran Erceg bu durumu çok iyi avantaja çevirdi ve Dario Saric, Stratos Perperoglou gibi oyuncuları faul problemine soktu. 4. çeyreğin başında rakip takım adına maçın en iyi ismi olan Perperoglou oyun dışı kaldı ve rakip takımın skor alternatifleri azaldı. Bundan kısa bir süre sonra Saric de 5 faulle oyun dışı kaldı. Deniz Kılınçlı'nın oyuna girmesiyle Furkan Aldemir'i daha efektif kullanmaya başlayan takımımız, içeri çok daha rahat girmeye ve skor üretmeye başladı. Carlos Arroyo ve Vladimir Micov'un sorumluluk alması, Sinan Güler'in Stephane Lasme'ye rağmen sol turnikelerine devam etmesi maçı tamamiyle lehimize çevirdi. Maç 66-57 iken genç şutör Furkan Korkmaz'ın bulduğu isabetler maçı yeniden ortaya getirdi ve son anlar nefes nefese geçti. Bu dakikalarda tecrübeli isimlerinden çok iyi faydalanan Galatasaray Liv Hospital, Cedi Osman'ın kaçırdığı faul atışlarından sonra maçı 77-76 kazanmayı bildi.

Neptunas maçından sonra iki yerli oyuncumuzdan bahsetmiştim. Sinan Güler ve Furkan Aldemir, yürek koyan performanslarına aman vermeden devam ediyorlar. "Pasaport değil, yetenek oynar" tabirinin en iyi iki örneği olarak göze çarpıyorlar. Biraz da pasaportla iyi oynayanlardan bahsedelim. Vladimir Micov.. Preston Shumpert, Joshua Shipp, Nihad Djedovic, David Hawkins, Manuchar Markoishvili dahil olmak üzere bu kadar zeki, oyun bilgisi yüksek, fundamental ve fizik olarak basketbol oynamaya bu denli elverişli bir kısa forvetimiz olmamıştı. Yukarda bahsettiğim çoğu oyuncu bizi skor ve oyun olarak çoğu zaman tatmin etmiş olabilirler. Ama Micov'un parkede pozisyon alışı, ne zaman tempo yükseltip düşürmesi gerektiğini bilmesi, boy ve kol uzunluğunu çok yerinde kullanması, hücum ve savunma ribaundlarını kovalaması, sorumluluk almaktan çekinmemesi onu çok daha özel ve komplike bir forvet haline getiriyor. Carlos Arroyo ile basketbolun bir sanat olduğunu yeni yeni kavramaya başlamıştık, Micov ile çok daha şiirsel hücumlar izlemeye başladık. Özellikle son iki maçta Arroyo sorumluluk alıp yararlı olamadığında Micov'a topu gözü kapalı teslim etti. O güveni daha sezon başında Arroyo ve tüm takıma vermiş durumda. Basketbolu çok iyi bilen ve oyun zekası Türkiye Ligi standartlarının üstünde çok nadir bulunan bir forvete sahibiz. Sinan Güler hızı ve enerjisi ile, Martynas Pocius şutları ve savunmasıyla, Pietro Aradori ve Carlos Arroyo skorer özellikleriyle, Vladimir Micov ise her şeyden biraz biraz yapmasıyla kısa rotasyonumuzda genişlik sağlıyor. Furkan Aldemir'in her maç çift haneli skor üretmesi ve Erceg'in üç sayı tehditini isabetlere çevirmesiyle hücum gücü korkutucu bir takıma evriliyoruz. Olympiakos ve Fenerbahçe Ülker maçlarında da gücümüzü sahaya yansıtıp, 2'de 2 ile geçmek istiyoruz. Bunu yapabileceğimizi, hücum olarak kimseden eksiğimizin olmadığını gösterdik. Biraz daha konsantre savunma yapmamız ve Jawai'ye fazla bulaşmadan oynacağımız maçlar ile çok daha iyi bir ivme yakalayabiliriz. Umarım bundan sonraki yazıda da aynı neşe ve mutlulukla cümleler kurarım.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0