TBL | KSK deplasmanında hediye mağlubiyet..
Türkiye Basketbol Ligi 12. haftasında Galatasaray Liv Hospital İzmir'de, Pınar Karşıyaka deplasmanına çıktı. Karşıyaka Arena'da oynanan maçın son anlarını iyi oynamayı başaran ev sahibi ekip 84-77 kazandı. 3 çeyrek boyunca rakibine üstünlük kuran Galatasaray Liv Hospital, dar rotasyon sebebiyle bir lig maçını daha hediye etmiş oldu. Maçın fark yaratan ismi 23 sayı ile oynayan, Pınar Karşıyaka oyun kurucusu Bobby Dixon oldu. Ender Arslan'ın 15 sayılık performansı ise galibiyete yeterli olmadı.
Maça Carlos Arroyo-Sinan Güler-Vladimir Micov-Kerem Gönlüm-Patric Young beşiyle başladık. İlk dakikalarda ev sahibi takım seri üstüne seri yakaladı. Bizim adımıza cevap Vladimir Micov'dan geldi. Sırp forvet takımın en iyi frontcourt oyuncusu olduğunu kanıtlar nitelikte sayılar atıyor ve asistler yapıyordu. Ev sahibi takım ilk çeyreğin belli bir bölümü dışında istediği hegomonyayı sağlayamadı. İkinci çeyrekten itibaren Carlos Arroyo'suz beş ve değişmeli savunma sistemimiz, ibreyi bize doğru çevirdi. Arroyo benchteyken Ender Arslan'ın olgun playmaker performansı, formsuz Porto-Riko'lunun yerini doldurmayı başardı. Ender kendisinden hiç de beklenmeyecek şekilde takımı taşıdı. Vladimir Micov, Patric Young, Martynas Pocius ve Zoran Erceg'in de yabana atılmayacak işler yaptığını söylemek gerek. Maç sonu istatistiklerinde skoru çok iyi paylaştırdığımızı görüyoruz. Ama son çeyreğin ortalarından itibaren özellikle çember savunmamız alarm verdi. Bu alarm yorgunluğun bir getirisiydi. Son çeyrekte Bobby Dixon, Jon Diebler gibi skorer oyuncuların sorumluluk almasıyla bizim adımıza çıkmaza giden maç, son dakikalarda yaptığımız basit hatalarla iyice elimizden kaçtı. 3 sayı gerideyken Barış Hersek'in maç boyunca yapamadığı drive+score maçın bitmesine saniyeler kala işe yaradı. 5 sayı gerideyken Ergin Ataman'ın aldığı molada oyun tahtasını elinden fırlatması ise duygularımıza tercüman olur nitelikteydi.
Basketbolun adaleti vardır elbet ama son çeyreği iyi oynayan takım her zaman maçı kazanan taraf olmuştur. 3 çeyrek boyunca istediğimiz her şeyi yaptık. Tempoyu düşürdük, istediğimiz şutları bulduk, değişmeli savunmamız işe yaradı, Jon Diebler'i minimum skorda tuttuk vs vs.. Ama maçın son anlarına nefesimiz yetmedi. 8 kişilik rotasyonla zorlu İzmir deplasmanından çıkmamız hayal bile olamazdı. Ama KSK yabana atılacak bir takım değil. Seyircisi önünde olmaları onlar için elbette büyük bir avantaj ama kadro yapılanmalarına bakınca tek güçlerinin taraftar olmadığını anlıyorsun. Barış Hersek takımımıza gelse bazı çatlak sesler çıkabilir, ama KSK yapılanmasında çok önemli bir rolü var. Bizim Erceg'i kullandığımız gibi Hersek'i kullanabiliyorlar. Çoğumuzun burun kıvıracağı Barış Hersek 18 sayıyla takımının en skorer 2. ismi olarak maçı tamamladı. Pocius, Micov, Arroyo, Erceg, Gönlüm gibi çok kaliteli oyunculara sahibiz. Tecrübe olarak baktığımızda onlardan çok daha üstünüz. Ama onların 10 kişilik rotasyonu yani bizden sadece 2 oyuncu fazla olmaları bile maçın son bölümüne daha dinamik girmelerini sağladı. Belki sezonun en formda oyuncularından Sinan Güler sadece 4 sayıyla kalmasa, sezon başından beri gösterdiği performanslardan bir resital sunsa şu an daha farklı konuşabilirdik. Ama olmadı, hücum opsiyonlarımızın içine onu sokmayı başaramadık. Ben şu yenilgi için 8 aslan yürekli adama kesinlikle darılmadım. Karşıyaka bizi içerde yenebilecek düzeyde bir takım. Maçın başından sonuna kadar Ergin Ataman'a küfreden bir topluluğu da işin içine katarsak, işin parke dışında kalan bölümünden de iyi anlıyorlar. Her ne olursa olsun bahaneye gerek yok. Şu takımın rotasyonu 2 oyuncu daha geniş olsaydı şu maçı alamama gibi bir şey söz konusu bile olmazdı. Canınız sağolsun.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.