ZTK | Duble.

Geçtiğimiz hafta Süper Lig'de şampiyonluğunu ilan ederek, kulüp tarihinin 20. lig şampiyonluğuna imza atan ve 4. yıldızı logosuna takan Galatasaray, geçtiğimiz sezon şampiyon olarak tamamladığı Ziraat Türkiye Kupası'nın finalinde Bursaspor ile karşılaştı. Bursa Atatürk Stadyumu'nda oynanılan karşılaşma müthiş bir çekişmeye sahne olurken, Hamzaoğlu'nun öğrencileri 15 yıl sonra duble yaptı. Yeşil-Beyazlı rakibi karşısında Burak Yılmaz'ın üç golüyle sahadan 3-2 galip ayrılan Galatasaray, üstüste ikinci toplamda ise 16. kez kupa şampiyonluğu yaşadı.

Copa America'nın başlayacak olması nedeniyle Fernando Muslera'nın takımdan ayrı kaldığı Türkiye Kupası finalinde takımımız sahaya Sinan Bolat - Sabri Sarıoğlu, Hakan Balta, Semih Kaya, Alex Telles - Felipe Melo, Selçuk İnan, Hamit Altıntop, Wesley Sneijder, Yasin Öztekin ve Burak Yılmaz onbiriyle sahaya çıktı. Geride bıraktığımız Pazar akşamı taraftarıyla çılgın bir şampiyonluk partisi kutlayan Galatasaray, motivasyon ve odaklanma problemi yaşaması muhtemel bir final karşılaşmasında sahaya çıktı. Rakibi karşısında ilk yarım saat neredeyse yokları oynayan takımımız, özellikle maçın başında rakibine ciddi pozisyonlar verdi. Rizespor maçında "Galatasaray kariyerinde son maçını oynadı." diye yorumladığımız Sinan Bolat, profesyonelliğin gerektirdiği bir veda maçı oynadı. Maçın ilk dakikasında müthiş bir reaksiyon göstererek rakip hücumculara gol şansı tanımayan tecrübeli kaleci, her ne kadar bu akşam kalesinde 2 gol görmesine karşın maçın kritik anlarında kritik kurtarışlara imza attı.

Chedjou'nun sakatlığı sonrasında savunma tandemini Hakan Balta & Semih Kaya ikilisi ile kurgulayan ve bundan da son derece verim alan Hamzaoğlu, her ne kadar final öncesi Chedjou'nun iyileşmesine rağmen bu ikiliyi bozmadı. Savunmanın sağında Sabri, solunda Telles; hemen önlerinde Melo - Selçuk - Hamit kurgusu ve sezonun en etkili hücum üçlüsü Sneijder - Yasin ve Burak. İdeal onbir olarak yorumlanacak bir kadro çıkarttı Hamzaoğlu, olması gerektiği gibi. Kupa finali oynuyorsunuz, 15 yıl sonra duble yapma şansınız var ve sadece 3 gün önce şampiyonluk partisi kutluyorsunuz. Sezonun en önemli sekansında şampiyonluk yolunda 6'da 6 yaparak winner karakterini sergileyen Galatasaray, sezonun en önemli finalinde de bu karakteri sergilemeyi başardı. Takımın maça uyuklayarak başlaması soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Orta alanda takımın en kontrollü ismi Hamit'in maçın en çok top kaybeden ismi olması, savunmanın arkasına atılan her topta rakip takımın hücumcularının ceza sahasına girmesi ve Galatasaray savunmasının etten duvar örercesine topun önüne atlaması. Ne söylersen söyle, ne anlatırsan anlat. Final oynuyorsun.. Pazar günü şampiyonluk kutlaması yapmak, rehavete kapılmak, motivasyonunu kaybetmek bunun açıklaması olamaz. Melo'nun saha içinde Sabri ile tartışması sonrasında kenar yönetimin daha da agresifleşmesi, Hamzaoğlu'nun takımı kendisine getirmek için çizgiden bir an olsun ayrılmaması.. "Galatasaray neden büyük takım?" sorusunun en güzel cevabını burada buluyoruz. İlk yarının sonlarına doğru toparlanan, bu maçın final olduğunu hatırlayan Galatasaray devreye Kral'ın golüyle eşitlikle girdi. Bursa savunmasının uyuduğu Kral'ın affetmediği ancak bomboş pozisyonu zora çevirdiği bir gol.. Uzun zamandır gol atamayan Burak'ın üzerindeki baskıyı da attığını söylemek mümkün.

Devre arasında konuşmaların Fatih Terim modunda geçtiğini düşünmek zor olmasa gerek. İkinci yarıda hücumda daha çok isteyen, ısıran, saldıran, önde basan Galatasaray skorda öne geçmesine karşın bir kaç dakika sonra kalesinde beraberlik golünü gördü. Bursaspor ligin en iyi hücuma çıkan, en tempolu ve hücumcu takımı olduğu inkar edilemez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Galatasaray ise, savunmasında yaşadığı sıkıntılar gün yüzü gibi ortadayken Fernando Muslera'nın da olmaması nedeniyle bu etkileri daha fazla hissettik. Orta alanda yapılan top kayıplarının ardından Volkan - Belluschi - Josue - Bakambu ve Fernandao ile bir anda kalenin önüne gelen yeşil-beyazlı takım, cümle alemin gördüğü ancak yan hakemin göremediği ofsayt pozisyonunda skoru 2-2'e getirdi. Ancak bu golün ardından son sözü yine, yeniden Galatasaray söyledi. Golden sadece iki dakika sonra Burak Yılmaz ceza sahasında çaprazdan kaleye sert vurdu ve hat-trick yaparak skoru 3-2'e getirdi. Bu gol aynı zamanda 2005 sonrasında Türkiye Kupası'nda final maçında ilk kez bir oyuncunun hat-trick yaptığı anlamına geliyordu, ki bir önceki rekor Türk futbolunun en büyük golcülerinden Hakan Şükür'e aitti. Burak bu başarıyı tekrarlayarak ne kadar önemli bir figür olduğunu kanıtladı. Aynı zamanda bugün Galatasaray'ın bu sezon tüm resmi maçlarda kaydettiği 99 - 100 ve 101. gollere imza attı. Sezonun finalini yaptı Kral, dublenin başmimarıydı. Profesyonel kariyerinde de 6. kez hat-trick başarısına ulaştı.

Uzun uzun sezonu, kupayı, şampiyonluğu analiz edeceğiz. Ancak bugün şampiyonluğu, 15 yıl sonra dubleyi kutlama zamanı. Kulüp tarihinde 6. kez duble yapan Galatasaray, bu sezon Türkiye'nin en büyüğü olduğunu bir kez daha kanıtladı. Nerede bir kupa varsa, biz onu kazanırız! Bu sezon anladık ki, sadece Mayıs ayları değil Haziran ayları da bizim.. Galatasaray hem ünvan korudu, hem sezonu çifte kupayla tamamlayarak hegomanyasını sürdürdü. Şampiyonlara tebrikler, emeği geçenlere teşekkürler! Yüreğinize sağlık çocuklar.. 3 ay boyunca dünyanın en mutlu insanları bizleriz. Allah sizden razı olsun!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0