STSL | Kazanırken kaybetmek..
Milli ara öncesinde ligde Konya deplasmanından farklı galibiyetle ayrılarak 3 puanı cebine koyan Galatasaray, ligin 4.haftasında iç sahada Mersin İdmanyurdu'nu ağırladı. Rakibi karşısında ilk yarıda oldukça etkisiz bir görüntü çizen Hamzaoğlu'nun öğrencileri, ikinci yarıda geriye düşmesine rağmen rakibine çabuk cevap verdi ve 1-1'lik eşitlikle sahadan iki puan kaybederek ayrıldı. Galatasaray'ın tek sayısı Lukas Podolski'den gelirken, karşılaşmanın son dakikasında hakem Mete Kalkavan'ın başrol oynadığı pozisyonda Selçuk İnan kırmızı kartla oyundan ihraç edildi. Bu sonuçla birlikte Galatasaray ligde puanını 5'e yükseltti.
Mersin İdmanyurdu karşılaşması öncesinde sakatlıkları devam eden Aurelien Chedjou, Hamit Altıntop gibi isimlerin yanı sıra, kırmızı kart cezalısı Lionel Carole ve transfer sürecinde yaşananlardan dolayı Kevin Grosskreutz karşılaşmada forma giyemezken; Hamzaoğlu sahaya olabilecek en ideal onbir ile çıktı. Muslera; Sabri - Hakan - Semih - Olcan; Jose - Selçuk; Podolski - Sneijder - Yasin ve Burak formasyonunu sahaya süren Hamzaoğlu, orta alanda Melo'nun alternatifi olarak genç İspanyol oyuncuyu belirlediğini anlamış olduk. Fiziksel temastan kaçınmayan, birebir mücadeleye giren, agresif ve sert bir oyuncu Jose. Oyun bilgisi yüksek, teknik becerisi keza aynı şekilde. Bu nedenle orta sahada Jose'yi kullanmak gerekecek, sezon içerisinde ligde zamanla performansı yükselecektir ancak Şampiyonlar Ligi'nde bu formasyon yerine daha kalabalık bir ortasaha seçmemiz gerekiyor. Bu anlamda defansif görevi Jose, merkezi Selçuk ve hücumu Sneijder'a vermek yerine orta alanda iki merkez oyuncu ile oynamak daha sağlıklı olabilir. Sneijder'i biraz daha geriye çekebiliriz, tabii burada hücumda organizasyonu sorunu yaşamamız muhtemel. Bunu da yaşadı Galatasaray. İlk yarıda rakibi karşısında yarım saat boyunca organize bir atak gerçekleştiremedi ancak savunmanın arkasına atılan toplara Burak'ı kaçırarak pozisyon bulsa da bunları değerlendiremedi. Yasin'in savunmanın arkasına sarktığı ve rakibinin müdahalesiyle yerde kaldığı pozisyona da orada pozisyonu takip eden 3 hakem penaltı çalma cesaretini bulamadı. Hazır bu pozisyondan bahsetmişken, karşılaşmanın hakemi Mete Kalkavan hakkında da bir çift kelam edelim. 2013 yılında Beşiktaş - Fenerbahçe maçında gösterdiği yönetim sonrasında Süper Amatör'e gönderilen Kalkavan, geçtiğimiz sezon Mayıs ayında da UEFA tarafından U17 Avrupa Şampiyonası elemeleri kapsamında davet edilmiş ancak UEFA testlerini geçemediği için atama iptal edilmişti. Bunun yanı sıra ilk yarıdaki penaltı pozisyonu bir kenara, sadece kalecinin ayakkabılarını bağladığı pozisyonda 2 dakika durmasına rağmen oyun Kalkavan ilk yarının sonuna sadece 1 dakika ilave etti. Karşılaşmanın son dakikasında yaşanan pozisyonda ise Selçuk'un kırmızı kart görmesinde başsorumlusu olduğunu söylemek mümkün. Ali Sami Yen'e oynatmamak ve zorluk çıkartmak için çıktıkları aşikar, Kalkavan ve triosunun. Bu davranışlar artık "tesadüf" olmuyor, artniyet oluyor. Tribünlerin eski gücünden uzak olduğunu söyleyebiliriz. Eskiden hakemler düdük çalmaya korkardı. Tribün kabus gibi çökerdi üzerine.. Şimdi at koşturuyorlar!
Rakibi karşısında ilk yarıda Wesley Sneijder'in uzaktan şutları, Burak'ın birebir pozisyonda boş kaleye açısı daraldığından atamadığı pozisyon derken golü bulamayan Galatasaray, hızlı hücumlarda da rakibine fırsat verdi. Nakoulma ve Wellington'un etkili olduğu dakikalarda özellikle Semih ve savunmaya yardıma gelen Jose'nin müdahaleleri dikkat çekiciydi. İlk yarının son 10 dakikasında oynmaya başlayan takımımız, devre arasında teknik direktör Hamzaoğlu'ndan sert bir fırça yemiş olsa gerek ki ikinci yarıda santrayla birlikte ön alanda rakibine baskı yapmaya başladı. Ancak bu baskının getirdiği hücumlardan birisinde geriye dönmekte zorluk yaşayınca Wellington ceza sahası çizgisi üzerinde plase vuruşla fileleri havalandırdı. Muslera için ayrı bir parantez gerekiyor. Geçtiğimiz sezon şampiyonluğun en büyük mimarı olan Uruguaylı eldiven halen sezona başlamamış gibi görünüyor. Mental olarak bir yorgunluk yaşadığı aşikar, bu durum net bir şekilde yansıyor. Sezonun kırılımı, şampiyonluk maçları, sonrasında Copa America, dönüşünde tatil yapamadan kamp çalışmaları ve sezon başında yediği gollerden dolayı kendisini sorumlu hissetmesi muhtemel. Nando zor bir dönemden geçiyor ve mühim olan ona destek olmak.
İkinci yarıda golü erkenden kalesinde gören Galatasaray, beraberlik golünü hemen bulunca maç yeniden başladı. İlk yarıda 30 dakika etkisiz bir görüntü çizen takımımız, 49'da golü yedi ancak 50'de cevap verdi. Geriye kalan 40 dakika aslında galibiyet golünü bulmak için fazlasıyla yeterliydi ancak girdiğimiz pozisyonları da değerlendiremedik. Burak'ın hemen hemen her forvette bulunan bencilliği, Yasin'in isabetsiz şutları, Sneijder'in istediği şutları bulamamasına rağmen sürekli kaleyi yoklaması, Podolski'nin sürekli olarak denemesi.. Galibiyeti istedi takım, aksini iddia edemeyiz. Ancak öyle bir maç oldu ki, galibiyet golünü ararken kalemizde 2 veya 3.golü görmemiz hiç uzak bir ihtimal değildi. Biz tribünde - ekran başında maçı izleriz izlemesine de, kenarda bulunan teknik heyetin 83. dakikaya kadar maçı izlemesinin herhangi bir açıklaması yok. Son haftalarda ilk onbir çıkan Umut'un maçın son dakikasında oyuna girmesi; 83. dakikada oyuna Sinan Gümüş ve Emre Çolak'ın girmesi; iç sahada oynanılan ve berabere devam eden karşılaşmada ilk değişiklik için 83. dakikakaya kadar beklenmesi ve takımın ikinci forvetinin 90. dakikada oyuna girmesi. Hamzaoğlu'nun hanesine koca bir eksi, oyuna müdahale kapsamında. Elbette bu demek değildir ki, Umut oyuna girse skor farklı olacak. Böyle birşey söylemiyoruz elbette ancak böyle bir karşılaşmada ikinci forvet 90. dakikada mı oyuna girer?
Galatasaray kazanması gereken bir maçta 2 puan bıraktı. İç sahada yaşanan 2.puan kaybı ve işin doğrusunu söylemek gerekirse hafta içi Atletico Madrid maçı oldukça sıkıntılı olacak. Ya takım kendi performansının üzerine çıkacak, aslanlar gibi oynayacak.. Ya da bize kabus dolu bir 90 dakika izletecekler. Karar ve tercih onların.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.