STSL | Kaybedebilirsiniz ancak böyle değil..

Spor Toto Süper Lig'de ikinci devrenin ikinci maç haftası olan 19.haftada Galatasaray deplasmanda Osmanlıspor ile karşılaştı. Rakibi karşısında son derece etkisiz bir oyun ortaya koyan Mustafa Denizli'nin öğrencileri, geriye düştüğü karşılaşmada 2-1 öne geçmesine rağmen sahadan 3-2'lik mağlubiyetle ayrıldı. Galatasaray'ın golleri Burak Yılmaz ve Wesley Sneijder'den gelirken, ev sahibi takıma galibiyeti getiren goller Umar Aminu (2) ve Musa Çağıran'dan geldi. Zorlu zemin ve hava şartlarında alınan mağlubiyetten ziyade, takımın ortaya koyduğu kötü ve isteksiz futbol can sıkıcıydı.

Osmanlıspor karşısında kalede Muslera, savunmada Sabri - Semih - Denayer - Hakan, orta alanda Donk - Selçuk - Sneijder ve hücum hattında Sinan, Olcan ve Burak onbiriyle çıkan Mustafa Denizli'nin savunma kurgusundaki ısrarını anlamak mümkün değil. Hafta ortasında Akhisar Belediyesi karşısında birden fazla pozisyonda oynamasına rağmen son derece iyi bir oyun ortaya koyan ve fizik olarak hazır olduğunu, takımdaki bir çok isimden daha iyi bir doğal formu olduğunu gösteren Linnes'in yedek başlaması oldukça tartışılacak bir karardı. Savunmanın solunda ısrarla Hakan Balta'yı oynatmak, Ankara'nın ayazında utanmasa t-shirt ile gezebilecek kadar bu şartlara alışkın Linnes'i de yanında oturtmak nereden bakarsan bak elde kalıyor.

Melo'nun gidişi sonrasında yarım devre üretilen alternatifler sonrasında Donk transferi her ne kadar yüzleri güldürse de, Galatasaray taraftarının alıştığı orta saha sertliği ve hakimiyeti sezon başından beri hasret olduğumuz başlıca konulardan birisi. Lawal adeta tek başına ortasahayı kontrol etti, N'diaye savunmanın arasına her pasında Umar'ı kaleciyle başbaşa bırakıyordu. Galatasaray'ın öyle bir savunma kurgusu ve anlayışı var ki, ortasahada defansif kurgu tamamen Donk'a ait ve ne yardıma gelen var, ne de kademesine giren. Savunmada Denayer dışında 3 tane ağır oyuncuyla oynadığınızda, savunmanın arkasına atılan her top rakip forvetin kaleciyle karşı karşıya kalmasına olanak sağlıyor. Osmanlıspor'un kaçırdığı net 2 gol daha var, birisi boş kale. Böyle bir savunma kurgusuyla ve anlayışıyla elbette öne geçtiğiniz maçları da koruyamıyorsunuz, ki 2-1 öne geçtiğiniz golün santrasından gol yiyorsunuz. Yediğiniz golden sonra bir Allah'ın kulu da reaksiyon göstermiyor, çaresiz kabulleniyor. Mental olarak böylesine bir düşüş kabul edilemez. Tez konusu olsa gerek..

Sezon başında nasıl bir kadro mühendisliği yapılmışsa, takımda bir oyuncunun alternatifini sahaya sürdüğünüzde bazı taşları değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Göreve geldiğinde "Galatasaray'ı bir ağaca benzetiyorum, bazı dalları budayacağız" diyerek misyonunu net bir şekilde açıklayan Mustafa Denizli'nin bu vizyonuna bir kez daha bakması gerekecek. Keza takımdan ayrılan, gönderilen oyuncu sayısı an itibariyle 0. Yazıyla, sıfır..

Hep olumsuzluklar mı var? Maçın büyük bir kısmında olumsuzlukları gözlemlesek de, sevindirici bir yanı daha var. Sinan Gümüş büyüyor. Geçen sene U21 Ligi'ne bir beden büyük gelen genç oyuncu yavaş yavaş A takım düzeyine doğru çıkıyor. Osmanlıspor karşısında da atılan 2 golde katkısı çok büyük, asistten bir önceki pası veren isim yada pozisyonu hazırlayan isim olarak karşımıza çıktı. Podolski'nin iyileşmesiyle birlikte öndeki dörtlü Burak - Sinan, Sneijder, Podolski şeklinde olacak büyük olasılıkla ki o zaman daha ofansif bir Galatasaray izleyebiliriz. Ancak bu hücum dörtlüsünün gerisinde nasıl bir savunma kurgusu ve anlayışı olacak merak etmiyor değilim. Bu kurguyla oynamaya devam edeceksek, Sabri - Hakan bekleriyle oynayacaksak eğer öndeki dörtlünün çok esprisi olmayacak..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0