STSL | İnat..

Hafta ortasında UEFA Avrupa Ligi'nde evinde oynadığı Lazio karşılaşmasında sahadan beraberlikle ayrılan Galatasaray, ligin 22.haftasında Trabzonspor'u ağırladı. Rakibi karşısında oyununun genelinde üstün bir görüntü çizen Mustafa Denizli'nin öğrencileri, karşılaşmanın hakemi Deniz Ateş Bitnel'in damgasını vurduğu karşılaşmada sahadan 2-1'lik galibiyetle ayrıldı ve puanını 37'e yükseltti. Galatasaray'a galibiyeti getiren goller Lukas Podolski ve penaltıdan Selçuk İnan'dan gelirken, konuk ekibin tek sayısını Erkan Zengin penaltıdan kaydetti. Trabzonspor takımında ikisi son dakikada olmak üzere dört oyuncunun kırmızı kartla oyun dışı kalması haftaya damgasını vurdu.



Mustafa Denizli'nin tecrübeyle sabit bir takım inatları mevcuttur. Hafta içi oynanılan Lazio karşılaşmasında alışagelmediğimiz bir diziliş ile sahaya çıkan deneyimli teknik adam Trabzonspor karşısında da sadece 2 değişiklik (Denayer yerine Olcan, Sneijder yerine Umut) yaparak yine aynı kadro ve formasyon ile çıktı. Muslera'nın önünde Sabri - Hakan - Koray - Carole, orta alanda Donk - Chedjou - Selçuk, ileri üçlüde ise Olcan - Umut ve Podolski onbiri ile sahaya yayılan Galatasaray bir nevi hafta ortasının tekrarını ve aynı zamanda oyununu geliştirme şansı buldu. Ancak bu dizilişin en büyük handikapı kreatif özelliği - dinanizmi ve temposu olmayan Donk & Chedjou ikilisini ortasahanın ortasına gömmek, Selçuk'u ön tarafa itmek oluyor. Bu sezonun genelinde iyi bir oyun sergileyen Selçuk'un, sezonun en kötü iki maçını bu rotasyonda oynaması tesadüf olarak açıklanamaz olsa gerek. Ancak kadronun rotasyonsuzluğundan olsa gerek, Denizli mecburi olarak böyle bir tercihte bulunuyor. Her ne kadar yanlış dahi olsa.. Trabzonspor karşısında kenardan oyuna giren iki isim Wesley Sneijer - Bilal Kısa, oyun aklı olan ve basit oynamasını bilen isimler olunca bir anda oyunun rengi değişti.

Rakibine pozisyon vermeyen, doğru savunma yapan, takım savunmasını yavaş yavaş öğrenen ve gelişmeye başlayan bir Galatasaray izliyoruz. Koray'ın yükselen formu -ki kendisi Galatasaray'ın savunmada geleceği- sevindirici bir durum. Son iki sezonda Hakan Balta'nın içinden 40 yıllık stoper çıktı, muazzam özverinin hakkını vermek gerekiyor. Trabzonspor'un şut dahi atmadığı ortamda, Deniz Ateş Bitnel temasın olduğu pozisyona vermediği penaltıyı telafi etmek adına temas dahi olmadığı pozisyonda beyaz noktayı gösterdi. Lazio maçının en iyi isimlerinden birisi olan Koray, kuşkusuz bu maçın en iyi isimlerinden birisiydi. Devre arasında penaltı pozisyonu nedeniyle ağladığını söyledi takım arkadaşları, bu durum takıma aidiyetinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Semih'in mevcut form durumu, sakatlıklardan dönüşü derken Koray cevher gibi parlıyor. Kademesi müthiş, savunma bilgisi yüksek, zamanlama son derece iyi ve en önemlisi bileklerine hakim. Devrenin tek hakimi Galatasaray'dı, maçın başında Olcan ve Podolski'nin kaçırdığı pozisyonlar vardı ancak yenilen gol sonrasında takımın reaksiyon göstermesi çok zor oluyor. Mental olarak iyi durumda değil oyuncular, bunu sahadan - tribünden - televizyondan net bir şekilde görüyoruz. Bir parantez taraftara açmak lazım.. Golden sonra tepki amacıyla Wesley Sneijder sesleriyle inledi tribünler ancak bu kulaklar vakti zamanında golden sonra girilen "Rerere rarara" veya "Hiçbir şeye değişilmez.." tezahüratlarına şahitti. Takımı iten, düştüğü yerden kaldıran. Tamam, takım bu dönemde kötü ancak zaman zaman kötü takımı taraftar ayağa kaldırır. 

İkinci yarı başında Denizli'nin iki değişiklik yapması bekleniyordu, ki dakikalar 55'i gösterdiğinde Sneijder - Bilal ikilisi kenara geldiğinde oyunu önde tutmak - oyun aklıyla hücum etmek - ikinci şansları değerlendirmek adına en doğru hamleydi. Olcan ve Koray kenara geldiğinde değişiklik sonrasında Galatasaray'ın sahadaki formasyonu Sabri - Chedjou - Hakan - Carole; orta alanda Donk - Selçuk - Bilal - Sneijder ve çift forvet Podolski - Umut varyasyonuna döndü. Biraz daha baklava dizilişini gördük. Kazanmak için risk alması gereken Galatasaray önce rakibinin 10 kişi kalmasıyla Podolski'nin şapkadan tavşan çıkarttığı pozisyonda beraberliği buldu. Ardından oyunu tek kaleye çevirdi. Umut'un dünyaları kaçırdığı dönemde son dakikada penaltıyla alakalı olmayan bir pozisyonda çalınan penaltı sonrasında Selçuk'un klas vuruşuyla üstünlüğü ele aldı ve sahadan galibiyetle ayrıldı.

Maç yazısı yukarıdaki gibi.. Teknik - taktik veya formasyon üzerine çok şey söylenebilir. Ancak bundan sonrası gerek Türk futbolunun çirkin yüzüne, gerekse dün geceden beri ortalığı karıştıran spor basınına söylenecek çok şey var. Deniz Ateş Bitnel kötü bir hakem, dün gece sadece kırmızı kart veya penaltı pozisyonlarıyla değil bir çok pozisyonda hatalı kararlar verdi. Marko Marin'in çizgiye indiği pozisyonda Sabri'nin müdahalesiyle yerde kalmasına devam diyen Deniz Ateş Bitnel ve yardımcıları; Koray Günter'in temas dahi etmediği pozisyonda Erkan Zengin'in yerde kalmasıyla penaltı kararı verdi. Oyun içerisinde hatalı verilen bir çok faul pozisyonu var veya hatalı kesilen avantaj uygulamaları oldu. En az 7 dakika uzaması gereken karşılaşma sadece 1 dakika uzatıldı ve uzatma dakikalarının sadece 20 saniyesi oynanmasına rağmen mücadeleyi bitirmesi bile hakemin ne derece kötü bir psikolojide olduğunu gösteriyor. Ancak ne hikmetse bu hakem arkadaşın adı, bir kaç hafta önce Konyaspor - Fenerbahçe maçında sarı lacivertli takım lehine çaldığı penaltı sonrasında "Gelecek vaadeden, önemli, başarılı" sıfatlarının ardında yerini alıyordu, yine aynı spor medyası tarafından.

İlk yarıda aşırı itirazdan sarı kart gören Özer Hurmacı faulden ikinci sarı kartla oyun dışı kaldı. Özer'in ne ilk kartı, ne de ikinci kartı tartışılır. İkinci kart için "Pozisyonda faul yok." denilebilir ancak o pozisyonda (arkadan kayarak müdahale) faul çalıyorsanız kartı da vermek zorundasınız. Faul pozisyonunda hakeme itiraz etmek için neredeyse 50 metre depar atan Aykut Demir, ikinci pozisyonda Podolski'yle topsuz alanda didişince ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Podolski'nin de bu pozisyonda kart gördüğünü, haftaya cezalı duruma düştüğünün dipnotunu belirtmek gerekiyor. Gelelim, dananın kuyruğunun koptuğu yere.. Karşılaşmanın 86. dakikasında Cavanda'nın müdahalesiyle Umut Bulut yerde kalınca, hakem beyaz noktayı gösterdi. Cavanda pozisyon sonrasında hakeme itiraz ederken fiziki temasa başvurunca kartın rengi kırmızı oldu. Oyunun gerginliği, şu - bu diyebilirsiniz ancak bir pozisyon sonrasında (karar ne kadar hatalı olursa olsun) kalkıp hakeme bu şekilde bir müdahalede bulunuyorsanız atılmanız çok normal. İlk yarıda aynı durum Koray'da oldu, Marin'de oldu veya bilimum verilen kararlarda oldu. Ve son.. Amaçsız bir şekilde kahraman ilan edilen Salih Dursun. Karşılaşmanın hakeminin elinden kırmızı kartı çekip alan ve hakemi oyun dışına göndermeye çalışan Salih. Bugün her ne kadar birileri tarafından kahraman ilan edilse de, bu hareketin hiçbir izahı yok. 

Trabzonspor başkanı dün akşam basın toplantısında "Penaltı pozisyonunda aşağıya haber göndermek istedim, Onur kaleyi boşaltsın diye." şeklinde bir cümle sarfetti. Sayın başkana sormak lazım, ilk yarıda Erkan Zengin'e de haber göndertmek istemiş mi? Koray'ın müdahalesi olmamasına rağmen kazanılan penaltıyı kullanırken... 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0