UEFA | Avrupa'da havlu attık..
Süper Lig'de haftalar öncesinde yarıştan kopan, Türkiye Kupası'nda ise yoluna devam eden Galatasaray uzun bir aradan sonra yer aldığı UEFA Avrupa Ligi'nde ikinci turun rövanş karşılaşmasında İtalyan ekibi Lazio ile deplasmanda karşılaştı. Karşılaşmanın devrelerinde gece ile gündüz kadar farklı bir oyun ortaya koyan Denizli'nin öğrencileri sahadan 3-1 mağlup ayrılarak Avrupa Ligi'ne veda etti. Galatasaray bu sonuçla UEFA Şampiyonlar Ligi'nde direkt olarak grup aşamasında başladığı Avrupa macerasını, iki numaralı kupa kabul edilen Avrupa Ligi'nde ilk turda tamamlamış oldu.
SATIRBAŞLARI
Orta saha mücadelesi şeklinde
geçen ilk yarıdan gol sesi çıkmadı. İkinci yarıya etkili başlayan Galatasaray
ataklarını Lazio defansı büyümeden önledi. 55.dakikadan sonra kontrolü ele alan
ev sahibi ekip ilk önce Matri ile gole çok yaklaştı. Direkten dönen bu ataktan
sadece 2 dakika sonra gol korner atışında Parolo’dan geldi. Golün sersemliğini
atamamışken Lazio’nun ikinci golünü yıldızı Felipe Anderson kaydetti. Rakibe
rahatlama şansı vermeyen temsilcimizi yanıtı 1 dakika sonra Yasin’den geldi.
Sabri’nin güzel pasında kaleci Marchetti ile karşı karşıya kalan oyuncumuz
farkı bire indirdi. Golden sonra yapmamız gereken reaksiyon bir türlü gelmedi.
Biz beraberlik golünü beklerken rakip kurt golcüsü Klose ile farkı ikiye
çıkardı. Radu’nun pasında topu ağlara göndermekte zorlanmayan Alman golcü bu
sezon ilk kez fileleri havalandırdı. Maçta başka gol olmadı ve skor 3-1 ile
Lazio lehine sonuçlandı.
Takımımız sahaya ilk maça göre
oyuncu olarak 1 , görev yeri olarak 2 değişiklikle başladı. İlk maçta Hakan’ın
yanında stoperde oynayan Koray bu maçta görev almazken , hücum hattında sol
kanatta Yasin kendine şans buldu. Koray’ın ilk maçtaki yerini de Chedjou
alırken kadromuz: Muslera - Denayer –
Chedjou – Hakan – Carole-, Donk – Selçuk , Sabri – Sneijder – Yasin , Podolski
şeklinde kuruldu.
YANLIŞ TERCİHLERE DEVAM
Yukarıdaki kadroyu ele
aldığımızda alışıldıkları yerde oynatılmayan oyuncu sayısının fazlalığı göze
çarpıyor. Burada defalarca yazdığım üzere kendisi de istemediği halde hoca
Denayer’e sağ bekte şans vermeye devam ediyor. İşin garibi aynı Denayer ligde
sağ bekte Linnes oynarken yedek bekliyor. Ben burdan hocanın Denayer’ı stoper
olarak değil , sağ beke bir alternatif olarak gördüğünü anlıyorum. Maçımızı
Manchester City’den görevlilerin izlediğini veya izleyeceğini biliyorum ve
oyuncularını sağ bekte görünce tepkilerini merak ediyorum açıkcası. ‘Sabri her bölgede oynar.’ cümlesi ne
yazık ki Sabri 17 yaşındayken çıkan ve capslere konu olan bir gazete haberinden
fazlası değil. Sabri enerjisiyle takıma güç katıyor; nitekim ilk maçta
golümüzü attı ve bu maçta da güzel bir asistle oyundan alındı. Ama Sabri maç
genelinde fizikli Lazio defansının arasında eridi. Özellikle orta saha
mücadelesi şeklinde geçen ilk yarıda Sabri set oyununu oynayamadı çünkü sırtı
dönük top alma veya ilerde pas alışverişi gibi özellikleri yok. Sabri ,
önündeki boş alanları iyi kullanabilen , enerjisiyle hücümda ve savunmada
yararlanabileceğinizi iyi bir sağ bek bana göre. Sabri’yi sağ bek dışında bir
pozisyonda oynatmak bence mantıklı değil. İleride enerji istiyorsanız elimizde
bunları yapabilecek Olcan var. Eldeki kadronun verimli bir şekilde kullanması
üzerine güvenilip görev verilen hocamız Denizli ne yazık ki geldiği günden beri
kadroyu düzgün bir şekilde kullanamıyor. Kanat forvet olarak görmeye alışkın
olduğumuzu Podolski bu maçta da santrafor mevkiinde görev aldı ancak bunu bir
hata olarak görmüyorum. Çünkü takımın tek santraforu olarak görünen Umut
Bulut’un performansı çok kötü durumda.
Kendi evimizde defans hattının
önünde Donk – Chedjou ikilisiyle oynarken bu maç ilk maça nazaran daha ofansif
bir kadroyla sahaya çıktık. Bunun tam tersinin olması gerekmez miydi? İkinci
maçta gole ihtiyacımız olduğu için daha ofansif bir kadro ile çıkmamız
gerektiği doğru bir düşünce ancak bunu Arenada taraftarlarımız önünde daha
coşkulu şekilde yapmamız gerekirdi. Yazarken kendi yazdığıma ben bile
inanmıyorum aslında. İkinci maç için kullandığım daha ofansif yerine daha az
defansif ifadesi daha iyi durur bence. Çünkü defansif oyuncu ağırlıklı
kadrolarla sahaya çıkıyoruz. Bunun daha iyi defans yapacağımız anlamına
gelmediğini de yediğimiz gollerden anlamak zor değil. İlk maçtaki gibi yine
duran toptan gol yedik. Diğer yediğimiz 2 golde de oyuncular Anderson ve Klose
topu sadece kaleye yuvarladılar, yani yuvarlayacak kadar uygun pozisyonlarda
topla buluştular. Çok defans oyuncusuyla iyi defans yaparım düşüncesi ne yazık
ki FM gibi oyunlarda bile işlemiyor.
AVRUPADA KAYIPLARDA!
Kurucumuz Ali Sami Yen’in
belirttiği üzere kulübün kuruluş amacı olan yabancı takımları yenmek hedefini
son yıllarda gerçekleştiremiyoruz. Bu sezon oynadığımız 6 Şampiyonlar Ligi , 2
Avrupa Ligi mücadelesinde tek galibiyeti evimizde Benfica’ya karşı aldık. Geçen
seneki tecrübemizde de grupta tek beraberlik 5 mağlubiyetle ayrıldığımızı
düşünürsek son yıllarda Avrupa kupalarında başarısızız sözü eksik kalır.
Avrupa’da son 16 maçta tek galibiyetimiz bulunmakta.
TEK HEDEF TÜRKİYE KUPASI!
Ligde şampiyonluk yarışından
koptuk. Avrupa’ya da veda ettik. Artık en önemli hedefimiz Ziraat Türkiye
Kupası’ı en iyi şekilde bitirip önümüzdeki sezon Avrupa kupalarına katılma
şansını elde etmek. Bunu başarırsak olası bir Avrupa kupalarından men cezasını
kötü geçirdiğimiz bir sezon sonrası geçirebiliriz. Kupada yarı final mücadelesindeki
rakibimiz karşısında ilk maçta avantajı ele geçirmiştik. Artık sezonun tek
hedefi Türkiye Kupası’nı alıp kötü geçen sezonu kupayla noktalamak.
Oktay HAYKIR
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.