Soru & Cevap | Erkan Karahan: Biz bu kupayı alırız!..

Kötü ve unutmak istedğimiz bir sezondan sonra daha düşük bütçelerle yeniden yapılanan ve sezona Eurocup’ta ve ligde şampiyonluk hedefiyle giren Galatasaray Odeabank, sezonun sonlarına doğru hedeflerine yaklaşmış durumda. Eurocup’ta yarı finalde Gran Canaria ile eşleşen, ligde ise zirve takibini yakından sürdüren Yenilmez Armada’nın son durumu hakkında spor medyasının değerli isimlerinden Sports TV çalışanı ve Yarısaha basket yazarı Erkan Karahan ile ufak bir röportaj gerçekleştirdik. Eurocup’ı, tribün kültürünü ve Ergin Ataman’ı konuştuğumuz röportajı aşağıda okuyabilirsiniz..  

Sezon başında Eurocup’a şampiyonluk hedefiyle giren bir Galatasaray Odeabank vardı. Geldiğimiz noktada da yarı finale kadar çıktık ve Gran Canaria ile eşleştik. Eurocup’ta şampiyonluk gelir mi? O sene bu sene olur mu?
O sene bu sene olur tabi ki. Şu anda diğer 3 takıma baktığımızda kağıt üstünde bu kupanın en büyük favorisi biziz. Gran Canaria’dan da daha iyi bir takımız. Bizim buraya kadar geldiğimiz yola bakarsak eğer Gran Canaria zorluk olarak bizden bir tık daha aşağıda bir yoldan geldi ve daha kolay rakiplerle oynadılar. Ama sonuçta onlarda iyi bir sistem takımı. Örnek vermek gerekirse Beşiktaş’ta oynadığı zamanlarda herkes DJ Seeley’e burun kıvırırken oraya gitti ve önemli katkı vermeye başladı. Bizimde artılarımız veya eksilerimiz var ama geniş perspektiften bakarsak eğer en büyük korkum, Kevin Pangos. Bizim o tarz bir oyuncumuz yok. Errick McCollum çok iyi bir oyuncu ama 1 numara değil. Münih maçında bir pozisyon vardı hatırlarsanız, benim için en kritik noktalardan birisiydi, basketten sonra topu çalmıştık Errick hiç beklemeden topu potaya attı. Orada takıma dur diyebilecek, sakinleştirecek bir oyuncumuz yok. Onlarda ise bu işi yapan Kevin Pangos var. Rakiple ilgili tek korkum bu nokta. Bir diğer önemli konuda ilk defa ilk maçı içeride oynayacağız ve en az 10 sayılık bir farkı yakalamamız gerekli. Bu takımda bir gerginlik yaratabilir. Münih maçında bu vardı ve takıma yansımıştı, potaya adeta tuğla atıp Micov dışında üçlük isabeti bulmakta oldukça zorlanmıştık. Ancak bu sezon belki de ilk defa savunmamızla kazandık Münih maçını. Aynı savunmayı Canaria’ya karşı yaparsak ve şut tedirginliğini yaşamazsak, biz Canaria’yı eleriz, bu kupayı da alırız.  Ama tabiki maçlar sahada oynanılmadan kazanılmıyor, Canaria’yı geçsek bile karşı taraftan hak ederek gelen bir takım olacak. Ne olursa olsun demek ki formda ve iyi bir takımlar ki onlarda finale kadar gelebilmişler. En büyük favorilerden biri olduğumuzu düşünüyorum ama yinede temkinli olmak gerekli bu yüzden.

İlk maçı Abdi İpekçi’de oynamanın yaratabileceği tedirginlikten bahsetmişken, Abdi İpekçi kültüründen bahsetmeden olmaz. Artık bir tribün kültürü yarattığımızı düşünüyorum orada. Sence de böyle mi bu durum?
Evet, kesinlikle. Hatta uzun bir süredir var bu durum bence. Bizden önceki abilerimiz bunun Spor Sergi Sarayında olduğunu söylüyorlar, orası tabi ki farklı bir atmosferdi herkes sadece basketbol maçı izlemeye giderdi ama Abdi İpekçi’ye dönersek, özellikle internette forum kültürünün yaygınlaşmasıyla Galatasaray’ı ve basketbolu seven insanlar bir araya geldi, birbirleriyle tanıştılar ve bir birliktelik doğdu oradan. Oktay hoca ile bu durum iyice zirveye vardı çünkü o staff kadrosu taraftarlarla direk iletişime geçti. Bu da bizi baya bir ileri itti o dönemde. Ergin hoca döneminde ise koç ve Galatasaray’ın ana taraftar grubu arasında biraz sürtüşme oldu orada bir kırılma yaşandı, o sırada yaşanan talihsiz olaylar, maddi sıkıntılarda etkiledi tabi bu durumu ama şu an yeniden iki tarafta arayı toparladı ve yeniden tribünde bir kenetlenme oldu. Başarıda tetikledi burayı işleri daha kolaylaştırdı. 
Taraftar olarak biz Abdi İpekçi’yi çok iyi kullanıyoruz. Orada Fenerbahçe’de oynadı, Efes’te, Beşiktaş’ta oynadı ama hiçbiri bizim gibi etkili kullanamadı orayı. Cska Moskova galibiyeti aldık biz oradan taraftarın gücü ile. Barcelona, Real Madrid kolay kolay çıkamadılar. Şu an Avrupa’da her takım oraya çekinerek geliyor bu bir gerçek. Avrupa’da bir marka haline geldi Abdi İpekçi ve Galatasaray tribünü.

Birazda takımdan bahsedersek son 1 aylık dönemde takımda büyük bir ivme ve kenetlenme görüyoruz. Oyuncular çok daha fazla mücadele ediyor, sahaya karakter koyuyorlar. Bunun nedeni nedir sence? Sadece başarı geldiği için mi bu şekilde takım yoksa oyuncular arasında da kaynaşma ve birliktelik üst seviyede mi?
Şöyle bir şey söyleyeyim bu konuda, Münih maçından sonra salondan hemen ayrılmadım. Basın toplantısından sonra yeniden sahaya döndüm. Birkaç arkadaşımla sohbet edelim diye, herşey bittikten sonra oyuncular, aileleri ve staff sahaya geri döndü. Orada ben şunu farkettim, herkes birbiriyle inanılmaz sıcak. Schilb geliyor Lasme’ye takılıyor, Micov onlara takılıyor, Sinan geliyor şakalaşıyorlar falan birbirleriyle orada çok net anladım, bu takımda kenetlenme ve takımdaşlık ruhu var. Ergin hocada sezon başında kadroyu kurarken buna çok fazla önem verdi, hep karakterli oyuncuları tercih etti. Bir tek Dorsey burada sorun yaratmıştı ama onunda ayrılmasıyla takımda hava çok iyi durumda şu an. Ergin hocanında tekrardan form tutmasıyla herkes sahada mücadele gösteriyor. Mesela maçta yukarıda bahsettiğim Errick’in pozisyonunda Micov çok fazla kızıp tepki göstermişti ama McCollum’da bunun ne için olduğunu anlayabiliyor, herkesin takım için aynı amaç için mücadele ettiğinin farkında. Bu tip olaylar hiç büyümüyor hatta artıya dönüşüyor takım içinde. Karakter olarak, insanlık olarak çok iyi oyuncular var kadroda. Bütün takım hatta bu şekilde diyebilirim. Çok doğru ve düzgün insanlardan kurulu bir takım Galatasaray Odeabank. Yakından da gözlemlediğim için rahatlıkla söyleyebilirim bunu; bu takım birbiriyle çok iyi anlaşıyor ve kenetlenmiş durumda herkesin içi rahat olsun.

Takımı yakından gözlemleyebildiğini söyledin, hemen bir şey sorayım Micov gülüyor mu?
Gülüyor J Maçtan sonra oğlu da sahadaydı çok tatlı bir oğlu var, eşi de oradaydı. Hatta birkaç taraftarla diyaloğa bile girdi. Adam gülüyormuş bende o zaman farkettim o kasları çalışıyormuş yüzünde.
Son olarakta Ergin hocadan bahsedelim biraz. Koç son zamanlarda yeniden bildiğimiz haline geri döndü. Başarı için çok motive olmuş durumda. Sen ne düşünüyorsun bu konuda? Ayrıca bilindiği gibi milli takımla ilgili de dedikodular var, senin düşüncelerin neler bu konuda koç seneye de bizimle kalır mı?
Milli takım mevzusunda şahsi görüşüm koçun önümüzde ki senede bizimle olacağı ve Ufuk Sarıca’nın milli takımın başına geçeceği yönünde. Çünkü koç çok iyi bir Galatasaraylı ve bu takım için çok fazla fedakarlık yaptı, çok büyük emek koydu ortaya. Belki bazı taraftar grupları, koç ile sürtüşme halinde olduğu için bunun farkında değil ama Ergin Ataman elini taşın altına koydu ve eğer başımızda olmasaydı şu anda bu takımda kurulmayacaktı. Çok daha düşük bütçelere 2 milyon $, 3 milyon $ gibi bütçelere takım kuruyor olabilirdik.  Birde Ergin hoca uluslararası düzeyde bir marka. Bugün Galatasaray futbol takımı uluslararası düzeyde bir antrenör arıyor ama yok, getiremiyor. Ergin Ataman ise şu an Avrupa’da saygınlığı olan, kendini kanıtlamış bir koç. Avrupa’da isteyipte çalıştıramayacağı bir takım yok. Bu sebepler yüzünden iki tarafında birbirinden vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.

Ergin hocanın sene başında biraz mental yorgunluğu vardı, milli takımın üstüne hiç dinlenemeden buraya geldi çalışmalara başladı hatta bir basın toplantısında da ben bu konu hakkında soru sormuştum kendiside bunu açıklamıştı ama şu anda kafasını toparladı ve takıma konsantre oldu. Özellikle Karşıyaka maçlarında kendisine gösterilen tepkiyle hocanın kendisine geldiğini düşünüyorum. Tribünde bu tarz kişiye özel gâliz küfürleri hiç tasvip etmesemde, Karşıyaka taraftarının gösterdiği tepkilerin hem koça hemde taraftara soğuk duş etkisi yaptını ve iyi geldiğini düşünüyorum. Böyle motive olduğu zamanlarda da oynattığı basketbolla büyük keyif veriyor Ergin Ataman. Hele ki bizim gibi taraftarı olan bir camiada ise onu izlemesi, oynattığı oyunu izlemesi büyük keyif.

Bu keyifli röportaj için teşekkür ederim, umarım podcast programımız Eurostep’e de konuk ederiz sizi.
Bende teşekkür ederim. 

1 yorum:

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0