Eurocup | Galiptir bu yolda mağlup..

Eurocup final eşleşmesi ilk maçında Rhune Sports Arena'da Strasbourg ile karşılaşan Galatasaray Odeabank, çok tedirgin başladığı maçta 3. çeyrekte farkı 9 sayıya kadar çıkartmasına rağmen rakibinin yaptığı atağa karşılık veremeyince sahadan 66-62 mağlup ayrıldı. Organize ve takım halinde hücum etmekte zorlandığımız maçta yaptığımız 9 asist sezon boyunca bu alanda kaldığımız en düşük 2. rakam oldu. Kupa yolunda ikinci maçı taraftarının büyük desteğiyle birlikte 27 Nisan Çarşamba gecesi mabedi Abdi İpekçi'de oynayacak olan Galatasaray Odeabank, Fransa'dan mağlup olmasına rağmen avantajla geri dönüyor diyebiliriz.

Karşılaşmaya Errick McCollum, Sinan Güler, Blake Schilb, Vladimir Micov ve Stephane Lasme ilk beşi ile başlayan temsilcimiz maça oldukça tutuk başladı. İlk iki hücumda McCollum ile top kayıpları yapan Ergin Ataman'ın öğrencileri ilk basketini karşılaşmanın başlamasından 3 dakika sonra bulabildi. Savunmada Kyle Weems'e hazırlanan şutlara engel olmak dışında rakibini iyi durduran Galatasaray Odeabank, hücumda ise aynı etkinliği gösteremedi. İkili oyunlarda yapılan yüksek show uplara çözüm üretmekte zorlanan temsilcimiz potanın çok uzağında kalırken, Chuck Davis'in oyuna girmesiyle pota altında onu etkili kullanmaya başladı ve skorda üstünlüğü eline aldı(7-8). Curtis Jerrells ile son toptan faydalanamayan temsilcimiz ilk çeyreği 7-8 önde tamamladı. İkinci çeyreğe Micov&Lasme ikilisi ile hızlı giren Galatasaray Odeabank, bu dakikalarda Lasme ile çemberi çok iyi korudu ve hücumda ise Micov'un potaya gidişlerini iyi değerlendirerek ritmini yakaladı. Lasme'nin çaldığı top sonrası tüm sahayı geçip yaptırdığı basket faul ile 7 sayıya çıkaran Yenilmez Armada(12-19) bu dakikadan sonra hücumda duraksadı ve Collins'in hızlı hücumdan bulduğu sayı ile karşılaşmaya eşitlik geldi(21-21). Bu dakikalarda hücumda organize olamayan temsilcimiz McCollum'un birebirlerinden sonuç alamayınca skor üretmekte oldukça zorlandı ve ilk yarı Galatasaray Odeabank'ın 23-24 üstünlüğü ile geçildi. İlk yarıda 0/9 üçlük atan temsilcimizde Micov attığı 8 sayı ile öne çıkan isim oldu. 
Üçüncü çeyreğe yine Micov&Lasme ikilisini etkili kullanarak başlayan temsilcimiz, bu ikiliye McCollum ve Schilb'inde katılımı ile rüzgarını arkasına aldı ve Micov'un bulduğu basket ile rakibine molayı aldırdı(26-34). Maçtaki ilk üçlük isabetimizi mola dönüşü Blake Schilb ile bulurken, Strasbourg'da bu dakikalarda Collins potaya gidişleriyle etkili oldu ve Leloup'un üçlükleri farkın açılmasına engel oldu(37-41). Mola dönüşü oyunu dengeleyen Galatasaray Odeabank, karşılıklı basketlerle geçilen çeyreğin son dakikalarından sonra karşılaşmasının son periyotuna 43-45 önde girdi. Son çeyreğe Blake Schilb'in üçlüğü ile giren Yenilmez Armada bu dakikadan sonra 37'lik guard Louis Campbell'ı durdurmakta zorlandı. Oyunun ritmini arttıran ve hücumda kolay sayılar bulan Strasbourg karşısında hücumda hiç organize olamayan temsilcimiz, Schilb ve McCollum'un bire birlerinden de sonuç bulamayınca minik çaplı bir krize girmesine rağmen yine bu ikilinin yarattığı bir pozisyonda Schilb'in asistinde köşeden üçlüğü bulan McCollum ile nefes aldı(58-57). Son iki dakikaya girerken Chuck Davis'in 5. faulünü yaparak kenara gelmesinden sonra bir kez daha Campbell ile tempoyu arttıran Strasbourg, son 1.30 dakikaya girerken farkı 8'e kadar çıkardı(66-58). Maçın bitimine 30 saniye kala Lasme pota altında çok uygun bir atışı değerlendiremezken en azından ribaund mücadelesinde topu bize kazandırdı ve pota altından çıkarılan topta Schilb basket faulü aldırdı(66-62). Kaçan serbest atıştan sonra bir kez daha ribaundu karıştırarak topun bize geçmesini sağlayan Lasme, adeta kaçırdığı o boş atışın diyetini fazlasıyla öderken bitime 15 sn kala Jerrells ile müsait bir pozisyondan yararlanamayan Yenilmez Armada son topta rakibine potayı göstermeyince karşılaşmadan 66-62 mağlup ayrılan taraf oldu.  

Karşılaşmada Vladimir Micov 17 sayı-5 asist ile oynarken, Chuck Davis 11 sayı, Schilb 12 sayı-8 ribaund ile mücadele etti. İki pota altında da sahaya büyük emek koyan Stephane Lasme maçı 7 sayı-8 ribaund-2 top çalma-3 blok ile tamamlarken, bir önceki gün Eurocup normal sezonu MVP'si seçilen Errick McCollum bir türlü içine giremediği karşılaşmayı 8 sayı-3 ribaund-3 asist-3 top kaybı ile tamamladı. Curtis Jerrells kenardan gelip oynadığı kısa sürede kritik katkılar verirken 4 sayı-2 asist ile oynadı. Maçın bir türlü içine giremeyen isimlerden bir diğeri olan ve kendisine yakışmayan bir performans sergileyen kaptan Sinan Güler ise 1/8 saha içi isabeti ile 2 sayı-1 asist-2 top kaybı istatistikleri ile oynarken karşılaşmada çok kısa süre alan Caleb Green 1 sayı, Göksenin Köksal ise istatistik kağıdına 1 ribaund yazdırdı. 
HÜCUMDA ÇOK KÖTÜYDÜK
Maçın analizine geçersek eğer öncelikle maça başlarken oldukça tedirgin ve stresli olduğumuzu söylememiz kesinlikle yanlış olmaz. Maçın başında oynadığımız ikili oyunlarda dikine oynamak yerine yana doğru oynayan temsilcimiz, Strasbourg savunmasını cezalandıramadı ve oyuna bir türlü giremedi. Maç önü analizlerinde bahsettiğimiz gibi oldukça kırılgan olan Strasbourg ön alanını bir türlü geçemeyen Yenilmez Armada'da bu işi ilk yapan isim Vladimir Micov oldu. Daha sonra Chuck Davis'in de devreye girmesiyle hücumda birazda olsa rahatlayan temsilcimiz buna rağmen başlangıçta en azından hücumda maç önü planlarını sahaya yansıtamadı desek yanlış olmaz. Maçın ilerleyen bölümlerinde Strasbourg'un ikili oyunlarımızda pas kanallarını kapatmasına çözüm bulamadık ve hücumda tamamen Chuck Davis'in bire birlerine kaldık. Topu iyi şekilde döndüremediğimiz ve hareket eksikliği yaşadığımız hücumlarımızla Strasbourg savunmasını bir türlü aşamazken adam eksiltemediğimiz ve penetre edemediğimiz için boş şutu bulmakta oldukça zorlandık. Sezon başından beri belkide ilk defa bu kadar deorganize olduk diyebilirim hücum sahasında. Bunun sebeplerine bakarsak eğer topa hükmeden ve karar verici oyuncularımızdan olan Sinan Güler sahada kaldığı 31 dakika boyunca oyunun içine giremedi. Ayrıca özellikle ilk yarıda Blake Schilb ikili oyunlardan sonra yüksek gelen show uplarda savunmayı cezalandıramazken hücumda akışkanlığımızı kaybettik. Yine bir diğer topla oynayan oyuncumuz Errick McCollum ise ikili oyun oynamak yerine bire bir oynamaya gidince hücum ritmimizi bir türlü bulamadık. Deorganize olduğumuz bu dakikalarda Vladimir Micov'u yönlendirici yerine bitirici rolde kullanmamız çözüm üretmemize engel olan bir diğer nokta olarak gözüktü.

İKİNCİ MAÇ NE YAPABİLİRİZ?
İlk olarak kesinlikle ve kesinlikle tepe ikili oyunlarını yüksekte oynamalı ve savunmalarını açmalıyız. Bu noktada ikili oyunu oynayan ve topu yönlendiren oyuncu driblingini kesmemeli ve ya potaya kadar gitmeli yada topu forvetlere hızlı bir şekilde geçirebilmeli. Set temposunun aşağıda kaldığı hücumlarda Chuck Davis'in sırtı dönük oyunları dışında skor üretmekte oldukça zorlanırken topun döndüğü 3 veya daha fazla pas yaptığımız hücumlarda ise kolay atışları bulduğumuzu gördük. Bu yüzden ikinci maçta seyircimizi de arkamıza alarak set temposunu yukarıya çekmeli ve yarı saha hücumlarımızda yüksek tempo ile topu döndürebilmeliyiz. Bu sayede akışkan hücum ettiğimiz zaman potayada gittiğimiz takdirde zaten savunma sahasında sorun yaşayan Strasbourg bizi durduramayacaktır. İkinci maçın mottosu belli: POTAYA GİT VE HAREKET ET!

SAVUNMADA İYİYDİK 
Avrupa kupalarında evinde oynadığı karşılaşmalarda ortalama 80 sayı bulan Strasbourg'u 66 sayıda tuttuğumuz bir karşılaşmadan sonra kötü savunma yaptık diyemem. Zira zaman zaman konsantrasyonumuzun düştüğü dakikalar veya yaptığımız pozisyon/yardım savunması hataları olsa bile maç genelinde işin savunma kısmında koçun istediklerini sahaya yansıttık diyebilirim. Özellikle ilk ve üçüncü çeyreklerde Strasbourg kısalarının potaya yaptıkları topsuz cutlarda sıkıntı yaşasak bile orada bulunan Lasme'nin caydırıcılığı Strasbourg'un istediği sayıları bulmasını engelledi. Yine topsuz alanda yapılan perdelemelerde sık sık adam değiştiren takımımızda zaman zaman iletişim sıkıntısı oldu ve boş atışlar verdik. Ayrıca potaya giden kısaları karşılarken zaman zaman gereğinden fazla yardım savunması yapan oyuncularımız, pas kanallarını da kapayamayınca Strasbourg'a kolay atış imkanları verdik. İkinci maçta bu noktalara daha çok dikkat edip özellikle penetre savunmasında yardıma gelen oyuncunun rakibinin pas kanallarını da kapamasına özen göstermeliyiz. 

Maç geneline bakarsak eğer hücumda bu kadar kötü oynadığımız bir karşılaşmada rakip karşısında 8 sayıya kadar öne geçmemize rağmen maçı kaybetmek üzücü. Öte yandan yine bu kadar kötü hücum ettiğimiz bir maçtan sonra sadece 4 sayılık bir fark ile Abdi İpekçi'ye dönmemiz ise bizim için kötü günün iyi haberi diyebilirim. 

İkinci maç ise kesinlikle bu şekilde olmayacak. Taraftarının büyük desteğini de arkasına alacak olan temsilcimiz Strasbourg'u yenerek ve Eurocup'ı kazanıp tekrardan olmayı hak ettiği Euroleague arenasına bileğinin hakkıyla geri dönecektir..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0