STSL | Savun-ma.
Süper Lig'de yokuş aşağı gitmeye devam eden Galatasaray, ligin 27.haftasında deplasmanda Eskişehirspor ile karşılaştı. Kümede kalma mücadelesi veren rakibi karşısında son derece kötü bir performans ortaya koyan ve maçta 2 kez öne geçmeyi başaran takımımız sahadan 4-3'lük mağlubiyetle ayrıldı. Ev sahibi takıma galibiyeti getiren goller Bokila, Nadir, Hadzic ve Kaan'dan gelirken; takımımızın golleri Bilal Kısa, Yasin Öztekin ve Semih Kaya'dan geldi. Alınan mağlubiyetten ziyade, ortaya konulan kötünün de ötesinde oyun akşama damgasını vurdu.
Denayer, Hakan, Selçuk, Sneijder gibi önemli eksiklikleriyle Eskişehir deplasmanında sahaya Muslera - Linnes, Semih, Donk, Carole - Emre, Bilal, Jose - Podolski, Yasin ve Umut onbiriyle çıkan Galatasaray'da formanın üzerindeki logoyu çıkarttığınızda ne ortaya çıkan futbol, ne de 1-2 oyuncunun dışındaki kadro kalitesi sahadaki takım Galatasaray gibi göstermedi. Bilal Kısa'nın yaklaşık 30 metreden attığı gol sonrasında geriye çekilen, ortaya hiçbirşey koyamayan bir takım izledik. Gole kadar bangır bangır oynadığımız söylenemez ancak topa hakim olan ve oyunu yönlendiren bir takım görüntüsü vardı. Gole kadar %65'in üzerinde topa hakim bir oyun ortaya koyan Galatasaray, golden sonra devam eden 5 dakikalık sekansta aynı oran %40'lara düştü. Geriye çekilmek, sezon boyunca yapılamayan bir savunma.. Podolski forvet arkasında daha serbest, Emre ve Yasin'in kanatta oynadığı ortasahanın merkezinde Bilal ve Jose Rodriguez. Biraz daha 4-4-2 formasyonuna yakın bir diziliş tercih etti, sezonun beşinci teknik direktörü Jan Olde Riekerink.
Galatasaray kötü bir savunma takımı, savunma yapmayı bilmeyen ve sezon başından beri takım oyunu oynayamayan bir oyun kimliği var. Galatasaray'ın bugüne kadar savunma yaparak, geriye çekilerek, geriye yaslanarak oyunu tuttuğu nerede görülmüş? Bugüne kadar temel prensibi hücum üzerine olan ve Avrupa'da da bu oyun felsefesi üzerinden başarılara giden bir takımın tüm karakterini değiştirmek oldukça zor. Bunu geçen sene şampiyonluk döneminde gördük. Galatasaray son 10 haftalık bölümde tek farkla kazanıyordu ancak inanılmazları başaran bir Muslera izliyorduk. Hücumda bir şekilde golü bulup, hücum oyunu üzerinden oyunu önde tutuyorduk. Ancak bu sezon ne hücum, ne savunma ne de takım kimliği var.
3 gol atıp sahadan beraberlikle veya mağlubiyetle ayrılıyorsanız ciddi problemleriniz var demektir. Bu sezon defalarca gördük, dün akşam tekrarını izledik. Bir takım deplasmanda 3 gol atıp, sahadan mağlubiyetle ayrılıyorsa sorunu sadece teknik - taktik olarak düşünmek biraz masum olur. Mental olarak ciddi bir sıkıntısı var Galatasaray'ın, ki bu sorun Florya'dan başlıyor. Futbolu yöneten kim? Takımla kim ilgileniyor? Hangi yönetici takımla birlikte seyahat ediyor? Kimse kusura bakmasın. Galatasaray'da futbol "Oyuncuyu ben mi sakatladım? Burak zaten gitti, forvet yok." şeklinde yönetilmez. Yönetemiyorsanız, çeker gidersiniz. Bu takım geçen sene ama öyle, ama böyle 3 kupayı kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde sezon başında iddia sahibiydi, 4.maç sonunda gruptan çıkma şansı %50'ydi. Bugün dibe vuruyorsa, birileri şapkasını önüne koyup düşünsün. Ligi 8.bitirdiğimiz 2010-11 sezonundan daha beter durumdayız ve geleceğe dair herhangi bir ışık yok.
Galatasaray kötü bir savunma takımı, savunma yapmayı bilmeyen ve sezon başından beri takım oyunu oynayamayan bir oyun kimliği var. Galatasaray'ın bugüne kadar savunma yaparak, geriye çekilerek, geriye yaslanarak oyunu tuttuğu nerede görülmüş? Bugüne kadar temel prensibi hücum üzerine olan ve Avrupa'da da bu oyun felsefesi üzerinden başarılara giden bir takımın tüm karakterini değiştirmek oldukça zor. Bunu geçen sene şampiyonluk döneminde gördük. Galatasaray son 10 haftalık bölümde tek farkla kazanıyordu ancak inanılmazları başaran bir Muslera izliyorduk. Hücumda bir şekilde golü bulup, hücum oyunu üzerinden oyunu önde tutuyorduk. Ancak bu sezon ne hücum, ne savunma ne de takım kimliği var.
3 gol atıp sahadan beraberlikle veya mağlubiyetle ayrılıyorsanız ciddi problemleriniz var demektir. Bu sezon defalarca gördük, dün akşam tekrarını izledik. Bir takım deplasmanda 3 gol atıp, sahadan mağlubiyetle ayrılıyorsa sorunu sadece teknik - taktik olarak düşünmek biraz masum olur. Mental olarak ciddi bir sıkıntısı var Galatasaray'ın, ki bu sorun Florya'dan başlıyor. Futbolu yöneten kim? Takımla kim ilgileniyor? Hangi yönetici takımla birlikte seyahat ediyor? Kimse kusura bakmasın. Galatasaray'da futbol "Oyuncuyu ben mi sakatladım? Burak zaten gitti, forvet yok." şeklinde yönetilmez. Yönetemiyorsanız, çeker gidersiniz. Bu takım geçen sene ama öyle, ama böyle 3 kupayı kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde sezon başında iddia sahibiydi, 4.maç sonunda gruptan çıkma şansı %50'ydi. Bugün dibe vuruyorsa, birileri şapkasını önüne koyup düşünsün. Ligi 8.bitirdiğimiz 2010-11 sezonundan daha beter durumdayız ve geleceğe dair herhangi bir ışık yok.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.