Bir tükürük meselesi ve Obradovic..

Zeljko Obradovic. Avrupa basketbolu denildiğinde son 20 yılda yaptıkları, kazandıkları veya kariyer hikayesiyle son derece başarılı bir coach. Tüm dünya onu saha içi başarılarından ziyade agresifliği, motivasyon tarzı, sert tutumu, oyuncu ve tribünle olan diyaloglarıyla tanıyor. Fenerbahçe'nin başına geçtiği günden itibaren Abdi İpekçi Arena'da oynadığı 9 maçtan mağlubiyetle ayrılan Sırp çalıştırıcı, hemen hemen her maç soğuk savaş mantığında yürüttüğü mücadelelerde bir şekilde ortamı geriyor. İpekçi'de daha önce diskalifiye olan, bir kaç kez teknik faulle cezalandırılan Sırp antrenör bugün kaybettiği maçtan sonra "Bu salonda nasıl Euroleague oynanacak, merak ediyorum." dedi. Ve hepsinden ötesi, Fenerbahçe resmi sitesi aracılığıyla "Obradovic'e tükürüldü." diye manşetten girdi. Detay fotoğraf incelendiğinde, coachun yüzündeki sıvı tükürük değil.

Obradovic, nam-ı diğer Obra. Antrenörlük hayatında 1984 - 1993 yılları arasında Partizan, 1999-2012 yılları arasında Panathinaikos'ta görev yapan Sırp çalıştırıcı 2013 yılından itibaren Fenerbahçe'de görev yapıyor. 8 kez Euroleague şampiyonu olan Obradovic kariyerinde daha önce OAKA, Kombank gibi atmosferler görmüş; Partizan - Kızılyıldız rekabetine, Olympiakos - Panathinaikos kavgalarına tanık olmuştu. Sırbistan ve Yunanistan'da kariyerinin en ateşli günlerini geride bırakan Sırp çalıştırıcı, son 9 maçta boynu bükük ayrıldığı Abdi İpekçi Arena'nın ardından "bu ortamda basketbol oynanmaz" safsatalarıyla kendi başarısızlığına kılıf yaratmaktan çekinmedi.

Takvim yapraklarını 2011 ve 2012 yıllarına saralım. Panathinaikos takım otobüsü Pire'de oynayacağı maç için salona hareket ederken rakip takım taraftarların saldırısına maruz kaldı. Panathinaikos takım otobüsünün camları patladı, kırılan camlardan dolayı ufak tefek çizikler dışında ciddi yaralanmalar olmadı ve maç ertelendi. 2012 yılında İstanbul'da düzenlenen Final Four karşılaşmasında bir kez daha takım otobüsüne saldırıldı. Finallerde boy gösteren Panathinaikos ve Olympiakos taraftarları üç gün için düzenlenen organizasyonda şehrin altını üstüne getirmişti! 2010 yılında oynanılan Olympiakos maçında OAKA'da meşaleler yanmış, tüm salon duman altında kalmıştı.

Sevgili Obradovic. Pionir, Kombank, OAKA, Pire ve bilimum salonda maça çıktın. Abdi İpekçi Arena'dan daha çok yanıcı ve yabancı maddenin yer aldığı, daha şiddetli çok olayların sahne aldığı, tribün kavgalarından dolayı maçların tatil edildiği ortamlarda sahaya çıktın. O salonlarda nasıl ki Euroleague maçları oynanıyorsa, bu salonda da oynanacak. Tribüne parmak sallayan, hareket çeken, formasını gösteren, küfürlerden eden oyuncuların Euroleague'de nasıl oynuyorsa; bu salonda da öyle oynanacak. Üçüncü çeyrekte çıkan olaylarda Melih Mahmutoğlu'nun hemen yanında tekmelediği ayran şişesini de es geçmeyelim.. Yani ortamı germeye dünden razı arkadaşlar gördük sahada.

Bu arada bir dipnot ile yazıyı tamamlayalım. Abdi İpekçi Arena'da oynanılan karşılaşmada sahaya atılan maddeler vardı. Bu tür eylemlere hiç gerek yok, baştan sona maçı önde götüren takımımızı ister istemez olumsuz etkiliyoruz. Sırp antrenöre edilen küfürler, atılan maddelerin kabul edilebilir yanı yok. Ancak sahaya atılan bir şişenin (muhtemelen ayran gibi görünüyor?) hocanın hemen yanında patlaması ve yüzüne gelmesi sonrasında "Tükürüldü." diye algı yaratmanın kimseye faydası yok. Obradovic, yazının başında da yazdığımız gibi "agresifliği" ile bilinen bir karakter ve kendisine 1 metreden tükürüldüğünde göstereceği reaksiyonu tahmin bile edemezsiniz. Kendisinden habersiz ve izinsiz selfie çekmek isteyen taraftarı kovan bir adamdan bahsediyoruz.


Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0