Bu bir teşekkür mektubudur..

Çok değil daha bir sezon öncesinde maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle kaçan oyuncularından dolayı tabir-i caizse dereden geçerken at değiştirmek zorunda kalıp kadrosunu yeniden kuran ve bunun yarattığı sorunları fazlasıyla çeken, saha dışı bir çok yönetimsel sorun ile boğuşan ve en önemlisi sahada savaşmaktan vazgeçen bir takımımız vardı. Belki de yatırım yapmaya başlanılan son 10 yılda yaşanılan en kötü sezondu diyebiliriz. Bu tip durumları her kulüp yaşayabilir ancak Galatasaray Odeabank, bu felaket sezonun ardından çok güçlü bir şekilde geri döndü ve Eurocup şampiyonu olarak tarihinde ki en büyük başarıyı yakaladı.. Bunun altında yatan şey ise "aile" olabilmekti..

Bu sezonla ilgili çok fazla taktik ve teknik analiz yapılabilir ancak bence başarımız altında yatan en büyük neden aslında çok iyi bir aile havası yakalamamızdı. Yanda belki de kariyeri boyunca hep "cool"eleman olarak tanımlanan ve üst seviyeye çıkamama nedeni oyunu çok istememek veya hırslı olmamak olarak tanımlanan Blake Schilb var.. Blake kuşkusuz sadece bizim için değil, belki de bu sene Avrupa'da ki en büyük hikayelerden birini yazdı. Amerika'da kanser tedavisi gören kardeşini kaybeden Blake nam-ı diğer Izak, Banvit deplasmanında maç sabahı aldığı bu haberi takımın konsantrasyonu bozulmasın diye takım arkadaşları dahil herkesten gizleyerek maça çıktı ve Aslanlar gibi mücadele etti.. Acısını kalbine gömdü adeta. Maç sonu ise durumu teknik ekibimize açıklayan ve izin alarak ülkesine dönen Izak, kardeşinin defin işlemlerinden sonra tekrar Türkiye'ye gelerek takım arkadaşlarına katıldı ve acısını kalbinde yaşayarak mücadele etmeye devam etti. Belki zaman zaman eleştirdik, maç içinde ki düşük konsantrasyonuna sinirlendik, oyuna ağırlık koymamasına kızdık ama bir şampiyonun kalbini hafife aldık.. Izak bu sezon yazdığı bu özel hikaye ile taraflı tarafsız tüm sporseverlerin kalbini ve saygısını kazandı.  

Bu sezon aslında yazılan hikayelerin sayısı sadece Izak'la sınırlı değil, tam form tutmaya başlamışken elini kıran ve ardından nişanlısı felç geçiren Errick McCollum tüm bunların üstüne sakatlanmadan önceki halinden daha karakterli ve hırslı geri dönerek Pınar Karşıyaka serisini adeta tek başına aldı. Sezon içinde babaannesini kaybeden Vladimir Micov ise sadece 1 gün izin kullanarak ülkesine dönüp babaannesinin defin işlemlerinden sonra hemen geri dönerek maç bile kaçırmadı. Hatta bu haber o kadar duyulmadı ki çoğu kişi bu hikayeyi bilmiyordur bile. Joey Dorsey'in ayrılmasından sonra transfer ettiğimiz Bernard James ise babasının beyninde oluşan ur nedeniyle aldığı parayı iade edip özür dileyerek ülkesine döndü. Yaşadığımız bunca talihsizliğe rağmen soyunma odasında kurulan arkadaşlık o kadar üst seviyedeydi ki, herkes kendini evinde hissetti. Twitterdan birbirlerine mention atan Lasme ve Schilb, teknolojiden çok anlamayan Micov'un tabletine film atan Sinan Güler, sahada bir olay olduğunda birbirlerini kollayan oyuncularımız ellerinden ne geliyorsa adeta kanlarının son damlasına kadar mücadeleden kaçmadı. Bu isimlerden bir diğeri de sezon öncesi transfer etmek için görüştüğümüzde "basketbolu bıraktım" diyerek teklifimizi reddeden Chuck Davis'ti. Caleb Green'in sakatlığının ardından transfer ettiğimiz Davis, ilk başta tüm taraftarın tepkisini çekse bile sezon ilerledikçe ne kadar önemli bir ekleme olduğunu gösterdi. Eurocup'ta Lasme ile birlikte uzun rotasyonunu tek başına geçen "Chuck baba" şampiyonluğa giden yolda hayati bir rol oynadı. 

Bu kadar özel hikayeler barındıran sezon tabi ki çok özel anlara da sahne oldu. Eurocup yolculuğunda Vladimir Micov'un Canaria deplasmanında yaptığı blok, Curtis Jerrells'ın çaldığı top ve en kritik yerde attığı beş sayı, Pınar Karşıyaka serisinde Errick McCollum'un ortaya koyduğu karakter, Bayern Münih maçının son topunda adeta takım halinde son şutu savunmamız ve Abdi İpekçi'de ki unutulmaz final gecesi.. Bu anlar daha çok arttırılabilir ancak bu sezon Yenilmez Armada'nın bize yaşattıkları asla unutulmaz.. 

İyi ki Galatasaray'lıyım, iyi ki böyle karakterli adamlardan kurulu bir takıma sahibim. İdari yönetiminden, teknik ekibine, oyuncusundan, masörüne, şoförüne kadar herkesin maksimumunu verdiği, emek koyduğu, çaba harcadığı bu sezon Galatasaray tarihine altın harflerle yazılacak ve bu isimlerde şanlı tarihte yerinizi alacak.. İyi ki varsınız, kendim adına yaşattığınız tüm güzellikler için teşekkür ediyorum.. Ama bir yere gitmeyin seneye daha birlikte yazacağımız çok fazla tarih var. Vakit Yenilmez Armada ile yeni başarılara yelken açma vaktidir artık. 



Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0