BSL | Her zamankinden daha iyi..

Heyecan dolu geçen bir sezonun ardından yaz arasına giren Spor Toto Basketbol Liginde 2016-2017 sezonunun başlamasına sayılı günler kaldı. Yenilenen yüzü, her zamankinden güçlü takımlarıyla belki de lig tarihinin en iyi sezonu olmaya aday olan bu sezonu Kemal Fırat Yıldız ile değerlendirdik.

** Yeni sezonda geçtiğimiz yıllara göre çok daha zorlu bir lig izleyeceğiz. Üst sıralardaki takımlar çok ciddi yatırımlar yaparak kadrolarını güçlendirdiler. Avrupa liglerine baktığınızda BSL onlarında arasında nasıl bir konumda bulunuyor? Sizce kaliteli bir lig miyiz?
Efsaneleşmiş bir "Avrupa'nın en iyi ikinci ligi" kalıbı vardı eskiden. Şimdi o dönemlere baktığımda Türkiye basketbolunun gerçekten de müthiş bir ilerleme kaydettiğini görüyorum. Yabancı sınırı kuralının esnetilmesiyle birlikte, ligimizin gerçekten önemli seviyeler atladığı aşikar. Eğer bu sınır tamamen kalkarsa, asıl o zaman en iyi lige sahip olduğumuz daha yüksek sesle söylenebilir. Ancak takımların kurduğu kadrolar, getirdiği koçların yanında ayrıntılara da önem vermek gerekiyor. Belirli maçlar dışında seyirci çekememe sıkıntısı başlı başına bir problem. Almanya'da, İtalya'da az seyircinin olduğu maç göremezsiniz. Bunun özellikle irdelenmesi gerekiyor.

İstatistiklerin yanında +/- grafiklerini, oyuncuların verimlilik puanlarını görmek; lige özel bir fantasy oyununa sahip olabilmek muhteşem olurdu mesela. Bunlar basit ve önemsiz gibi görünen ama çok kritik konular. Çünkü böyle böyle ses getirebiliyor ve ilgi çekebiliyorsun. Yeniliklerin zamanla gelmesini dilemekten başka bir çaremiz yok.

** Ligde Play-Off savaşı çok zorlu geçecek. Anadolu Efes, Darüşşafaka Doğuş, Fenerbahçe, Galatasaray Odeabank, Pınar KSK, Beşiktaş SJ, Uşak Sportif ve daha bir çok takım önemli kadrolar kurdular. Sizin ligdeki bu yarış hakkında düşünceleriniz neler?
Son zamanların en heyecanlı ve en dolu sezonuna giriyoruz bence. Uşak, Büyükçekmece gibi küçük bütçelere sahip ama sözünü geçirebilen takımların olması çok sevindirici. Yeşilgiresun'un denenmemiş ve büyük riskler barındıran bir işin altına girmesi heyecan verici. Beşiktaş'ın uyanış sinyalleri vermesi merak uyandırıcı. Pınar Karşıyaka'nın yeni koç ve yeni yapısıyla nerelere geleceği soru işareti. Bu örnekler gibi, her takım özelinde büyük bir beklentimiz ve soru işaretlerimiz var. Playoff yarışı her zamankinden daha zor olacak bu yıl. Ben, Darüşşafaka Doğuş'un normal sezonda geniş rotasyonunun farkıyla bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Ancak bu ligde seyirci farkı çok önemli ve bu, onları şampiyonluktan eden faktör olabilir. İlk 4'ün Darüşşafaka, Fenerbahçe, Efes ve Galatasaray'dan oluşacağına emin gibiyim. Euroleague'de de mücadele edecekler ama yüksek tempoya rağmen bu dörtlünün arasına girebilecek bir takım olduğunu düşünmüyorum. Bu 4 takıma en büyük zorluğu bana göre 5.'lik potansiyeli de yüksek olan Beşiktaş çıkaracak. Banvit ve Pınar Karşıyaka bu yılın hayal kırıklığı yaratan takımları olabilir. Bu ikisinden birinin playoff yapamaması ve Büyükçekmece-Uşak ikilisinin kendisini ilk 8'e atması sürpriz olmaz.


** Anadolu Efes, Darüşşafaka Doğuş, Fenerbahçe, Galatasaray Odeabank hem BSL hemde Euroleague'de mücadele edecekler. Euroleague'in değişen ve daha da zorlaşan formatı sebebiyle bu takımlarımızın ligi kısmen ikinci plana atacaklarını düşünüyor musunuz? Yoksa iki kulvarı da götürebilecek kadrolar kurdular mı?
Euroleague yepyeni formatıyla artık yerel liglerin de düşmanı oldu deyim yerindeyse. Takımların kadrosu her ne kadar kuvvetli veya geniş rotasyonlu olursa olsun, bu sıkışık fikstürde istemeseler bile ligi ikinci plana atmak zorunda olacaklar. Galatasaray Odeabank'ın kasım ayı fikstüründen bir bölümü aktarayım mesela. 11'inde Olympiacos'u ağırladıktan sonra, hafta sonu Fenerbahçe deplasmanına gidecekler. Bu deplasmanın ardından Euroleague'de hafta içi önce Kaunas deplasmanına gidip sonra Darüşşafaka Doğuş'u ağırlayacaklar. Bu da yetmedi, hafta sonu içeride Beşiktaş Sompo Japan'la oynayacaklar. İnsan bunu yazarken ya da okurken bile yoruluyor, ancak her ay böyle yoğun bir fikstürle karşılaşacak Euroleague takımları artık. Bu yüzden, Euroleague'e odaklanma seviyelerini, aynı konsantrasyonla ligde de koruyabileceklerini düşünmüyorum. Bu teknik açıdan imkansız bence.

Ek olarak, Final Four'un İstanbul'da düzenlenecek olması da takımlarımız adına ekstra motivasyon kaynağı. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Tabii tüm bunlara rağmen, 2. soruda dediğim gibi, bu takımlar çıtayı çok yüksek bir seviyeye çekti ve ligi ikinci plana atsalar bile ilk 4'ten dışarı çıkacaklarını düşünmüyorum.

** Sizce yaz dönemini en iyi geçiren ve en büyük hayal kırıklığı yaşatan takımları hangileriydi?
Yaz dönemini en iyi geçiren takım kesinlikle Darüşşafaka Doğuş'tu. Oynadıkları tüm hazırlık maçlarını kazandılar ve yeni sezona girmeden önce gerçekten en hazır takım olarak göze çarptılar. David Blatt'in gelişiyle birlikte geçen yılki durumlarından tamamen farklı bir görüntü çiziyorlar ve eğer böyle devam etmeyi başarırlarsa, ben Final Four sürprizi yapabileceklerine de inanıyorum.

En büyük hayal kırıklığını yaşadığım takım Galatasaray Odeabank oldu. Öncelikle yeni sezona 1 haftadan kısa bir süre kalmasına rağmen, biz bu takımla ilgili hala net yorumlarda bulunamıyoruz, çünkü maçların çok büyük bir kısmını izleyemedik bile. Sadece varsayımlar ve istatistikler üzerinden yorum yapabiliyoruz. Aldıkları sonuçların şu an için pek iç açıcı olduğunu söyleyemem. Ancak bu yılki takımın, tamamen Ergin Ataman'ın istekleri doğrultusunda kurulduğunu düşünürsek, hazırlık kampında beklentileri karşılayamama sıkıntısının, sezona da yansıyacağını düşünmüyorum.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0