Tolga Ciğerci: Çocukken Galatasaray'ı tutardım..
Sezon öncesinde transferi gerçekleştiğinde yüksek maliyeti sebebi ile eleştirilen fakat sezonun 6 haftalık kısmında oynadığı oyunla ve alt üst ettiği istatistik değerleriyle tüm taraftarların gönlünü fetheden yıldız oyuncumuz Tolga Ciğerci, Galatasaray Dergisi'nin 159. sayısında Tarık Ünlütürk'e konuştu. Transfer sürecinden, Riekerink ile ilişkisine; çocukluk hayallerinden İstanbul'da ki yaşantasına kadar birçok konuda konuşan Tolga'nın açıklamaları ise şu şekilde..
TRANSFERİM ÇABUK GERÇEKLEŞTİ
Transferim çok çabuk gerçekleşti. Ama futbolda bu da var. Çok çalışırsanız, iyi bir yere gelebilirsiniz. İyi bir yere gelirseniz, sizi transfer etmek isterler. Ben de Almanya’da oynarken teklif aldım ve çok da düşünmeden Galatasaray’a geldim. Şu anda işler iyi gidiyor ama gol ve asist de gelmeli. Benim için o zaman işler iyi gider. Fazlasının daha gelmesi lazım. Oyunumu süslemem lazım.
ALMANYA'DA FUTBOL DAHA TEMPOLU
Türkiye geldiğimde ilk dikkatimi çeken temponun biraz daha düşük olması. Bundesliga’da tempo çok daha yüksek. Bir de Almanya’da futbol sanki biraz daha kompakt ve taktiğe dayalı. Bayern ve Dortmund’un oynadığı futbol ise çok daha farklı. Aynı Galatasaray’da olduğu gibi. Ama diğer takımlar açısından bakarsak böyle bir farklılık var.
HOCANIN GÜVENMESİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Hoca senden ne istiyor, o çok önemli. Ben şu anda ön libero olarak görev yapıyorum. Takımı hızlıca çıkartmalıyım. Sahayı tamamen görmem lazım. Hoca bana güveniyor. Bence futbolcu için en önemlisi bu. Hoca güveniyorsa, futbolcu hata bile yapsa, yine de morali bozulmuyor. Çünkü biliyorsun ki hoca kenarda benim yapmak istediklerimi ve yapabileceklerimi biliyor. Eğer size güven duyulmazsa sadece bir kere denersiniz. Başarısız olursanız bir daha da denemezsiniz. Tüm özelliklerimi gösterebildiğimi düşünmüyorum. Umarım bana olan güvenle birlikte çok daha iyi işlere imza atacağım.
ÇOCUKKEN GALATASARAY'I TUTARDIM
Ailece Galatasaraylıydık. 2000 yılında 8 yaşındaydım. Süper Kupa maçını hatırlıyorum. Mario Jardel’i çok seviyordum. Topla koşarken Mario Jardel diye bağırarak vururduk topa. Almanya’da yaşayanlar için çok güzel duygulardı bu başarılar. Bizleri gururlandırıyordu. Yıllar sonra Almanya’da oynarken hangi takımı tuttuğumu sordular, ben de Galatasaraylı olduğumu söyledim. Söyleyen söyler, tamamen kişinin tercihi. Bir kardeşim daha var, o da Hamburg’ta oynuyor.
XAVI VE INIESTA'YI BEĞENİYORUM
Xavi ve Iniesta’yı çok beğeniyorum. Pasa dayalı, göze çok güzel gelen bir futbol oynuyorlar. Sergio Busquets’i de çok beğeniyorum. Fazla koşmuyor ama oyun görüşü çok iyi. Youtube’da videolarını bazen izlerim. Topu nerede alıyor, nereye dönüyor? Bunlar önemli. Ve bu adamlar çok iyi, ne yaptıklarını iyi izlemem lazım diye düşünüyorum. Tabii, Neymar ve Messi gibi farklı adam da var orada. Onlar kadar iyisi yok bence.
ÇOCUKKEN ARSENAL'DE OYNAMAYI HAYAL EDERDİM
Arsenal’de oynamak isterim. Çocukluğumdan beri bu bir hayal benim için. Galatasaray’da oynamak da bir hayaldi. Çocukken sokakta giydiğim Galatasaray formasını şimdi futbolcu olarak giyiyorum. Bir tanesini gerçekleştirdim, diğeri de neden olmasın.
SPORCU KENDİNE İYİ BAKMALI
İstanbul çok güzel bir şehir. Şu anda fazla bir şey yapmıyorum. Otelde kalıyorum. Orada bir AVM var, inip kahve içmeyi seviyorum. Benim içim en önemlisi futbola konsantre olmak. Yemek yemeyi seviyorum ama bir yandan da sporcuyum. Dikkat etmem gerekir. Nereye gidersem gideyim baklava ve dondurmayla karşılıyorlar. Çok da iyi olmuyor bu durum... Şekeri iyi ayarlamam lazım. İki hafta ya da üç haftada bir kendime izin veriyorum. O zaman şeker yiyebiliyorum. Yaşadığım bir sakatlık vardı. O sakatlık sırasında çok düşündüm ve dikkat etmem gerektiğini anladım. Çünkü sporcunun kendine iyi bakması gerekiyor.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.