Sistemi bilmemek, uygulamamak..

Ülkemizde son günlerde yabancı sınırı tartışması aldı başını gidiyor. Lucescu'nun "Ben sahada kimi izleyeceğim.'' diyerek başlattığı tartışma, son olarak şeytan lakablı eski bir futbolcunun ''Sahada İstiklal Marşı'nı okuyan yok.'' demesiyle daha da arttı.

İlk olarak futbolcunun yerlisi-yabancısı olmaz. Takımın teknik direktörü kadro yaparken, antremanda kim iyiyse onu oynatır. Yerli, yabancı ayrımına girerek kadro yapanların, takım içinde güvenilirliği kalmaz ve sonunda başarısız olurlar. Kimse başarısız olmayı istemeyeceği için antremanda iyi olan çıkar oynar. Eğer sahalarda az Türk futbolcu varsa bunun sebebi yabancı kuralı değil, futbolcuların çalışmamasıdır. Türk Futbolunun gelişmesi için yapmanız gereken yabancı kuralının kaldırmak değil, futbolculara çalışması gerektiğini öğretmek.. Türk futbolcularının çalışması için de rekabet ortamı olmalı. Bunu da yabancı kuralı olmadan sağlayamazsanız. Yani bir insan yaşamak için ekmeğe, suya nasıl muhtaçsa, Türk Futbolu da gelişmek için yabancı kuralına öyle muhtaç. Bugün yabancı sınırı gelsin diyenler de bunu çok iyi biliyorlar. Çünkü bir çoğu geçmişte futbolumuzun gelişmesi için, avrupayla mücadele edebilmek için yabancı sınırının kalkması gerektiği savunmuşlardı. Mesela şeytan lakablı Rıdvan Dilmen, daha geçen sene "Yabancı futbolcu kesinlikle serbest olmalı. Yerli futbolcunun önünü açar." sözlerini söylemişti. Çok da haklıydı o sözlerde. Bugün ne değişti de fikirlerinde 180 derece değişikliğe gitti, bilemiyoruz.

Gelelim en önemli hususa; sistemin bilinmemesi, uygulanmaması.. Türkiye'de ne yazık ki futbolu yorumlayanların %90'ı mevcut sistemin ne olduğunu ya unuttular ya da bilmiyorlar. Uunutmaları da bilmemeleri de ayıp bir şey değil. Atalarımızın da dediği gibi ''bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.'' Fatih Terim'in futbol direktörlüğü yaparken ekibiyle beraber hazırladığı bu sistem, bana göre yapılabilecek en iyi sistemdi. Hatta bence Fatih Terim'in Türk Futboluna kazandırdığı en iyi şey, bu sistemdi. Peki bu kadar övdüğüm sistem neydi? Öncelikle TFF, bu sistem, tanıtırken, bu sistemin yanında ''Yerli Futbolcu Teşvik Sistemi'' adında bir sistem de tanıtılıyordu. Hatta bu sistemden dolayı Federasyon başkanı yabancı kuralını anlatırken ''Biz buna yabancı kuralı değil, yerli kuralı diyoruz.'' açıklamasında bulunuyordu. Bu tanım çok da doğruydu ancak Federasyonumuz bu sistemi tam uygulamadı. Bu sisteme göre siz aldığınız her yabancı futbolcu için TFF'ye ödeme yapacaktınız. Bu ödemeler 100bin TL'den başlayıp,kadroda 14 yabancı futbolcu bulunması durumda 6 milyon TL çıkacaktı. Burada toplanan para da, bir fona aktarılacak ve fonda biriken para yerli futbolcu oynatan, milli takıma gönderen kulüplere teşvik için ödenecekti. Buna da Yerli Futbolcu Teşvik Sistemi adı verilmişti. Fakat TFF önce yabancı futbolcu için ödenen parada değişikliğe gitti. Ödemeler 40bin TL'den başladı ve 14 yabancı durumunda ödenmesi gereken miktar 6 milyon TL, 2.5 milyon TL'ye indi. Yapılan bu fiyat düzenlemesini yanında TFF, Yerli Futbolcu Teşvik Sistemi'ni hiç uygulamadı. Futbolu bilenler size yapılabilecek en iyi sistemlerden birini yapıyor ancak siz bunu hiç uygulamıyorsunuz. Hadi Federasyon atanmış olduğu için, birilerinin yönlendirmesiyle, emriyle hareket ettiği bu sistemi uygulamıyor bunu anlıyoruz, görüyoruz ama yorumcular neden bu sistemin uygulanmamasını hiç sorgulamıyor? Neden bunu sorgulamak işinize gelmiyor? Haklarını vermek lazım bu sorgulamayı geçen sene Fuat Aktağ ve Mehmet Demirkol yapmıştı. Bu ikili dışında yapan olmadı, olduysa da ben görmedim. Rıdvan Dilmen ve onun gibi düşünenler, istiklal marşından girip, insanları milli duygusunu kullanmaya çalışmak yerine bu sistemin neden uygulanmadığı sorgularsa Türk Futboluna çok daha yararlı bir iş yaparlar. Dertleri gerçekten Türk Futboluysa bu sorgulamayı yapmalarını bekliyoruz.

Sonuç olarak önce sistem tam anlamıyla uygulansın, sonrasında duruma bakılır. Tabi duruma baktığımız zaman da milli duygulara oynamak için şov yapmayı bırakıp, doğru eleştirilerle gelmeniz de gerekir.