Sporda menajerlik gerekliliği ve örnekleri

Futbol menajerlik şirketleri günümüzde belki de transferlerin en büyük rolünü üstlenen birimleri. Profesyonel sporcular günümüzde kontrat görüşmelerinde menajerler aracılığı ile temsil ediliyorlar. Geçmişten günümüze sayısı iyice artan menajerler ise futbolcuya daha çok kazandırırken, kendileri de bu işin ekmeğini yiyorlar.

2015’te, Amerikan Ulusal Futbol Ligi’nde ilk tur seçimi Ereck Flowers, New York Giants takımı ile olan görüşmeye herhangi bir menajer tarafından temsil edilmeden katıldı. Yine bir Amerikan Futbolu oyuncusu Russell Okung, geçtiğimiz sezon profesyonel bir atletin kendini temsil edebilecek kadar donanımlı olduğunu savunmuş ve “Atlet, yeteneğini ve değerini herhangi bir menajerden daha iyi bilir” demişti. Okung, bir menajerin müşterisine hak ettiği değeri vermediğini de savunmuş. Günümüzde bir çok menajer mevcut. Bu da oyuncuların temsil edilebilirliğini geçmişe göre artırmış durumda. Fakat bugün bir oyuncuyu temsil etmek, onun değerini ve temel bilgilerini bilmekten çok daha fazlasını istiyor.

Okung atletlerin eğer kontrat görüşmelerinde kendilerini yeterli olarak temsil edemediğini düşündüklerinde bir kontrat avukatı kiralama gibi bir yola gidebileceklerini tartışıyor fakat yine bu görüşmeler temel bilgilerden öte spor kaynaklı bir sürü başka bilgi istiyor. Bir oyuncu menajeri, oyuncunun giderlerini, harcama alışkanlıklarını ve potansiyel harcamalarını tahmin edebilen ve kontratı ona göre şekillendirebilen yapıda olmalı.

Spor menajeri Scott Boras, bugüne kadar Amerikan Ulusal Beyzbol Ligi’nde 2,3 milyar dolarlık kontrat görüşmesi gerçekleştirdi. Bu da işin ehli bir menajerin sporculara kattığı değeri gözler önüne seriyor.

Kontrat pazarlıkları genelde çok karmaşık olur. Bir atletin hayat boyu gelirinin büyük bir kısmı aktif spor yaşamında gelir. Dolayısıyla bu görüşmelerde oldukça büyük oynamak gerekir. Takımlar ise bu görüşmelerde değerlendirmeleri çok hassasiyet göstererek yapar. Oyuncunun yaşı, sakatlık geçmişi, kişisel geçmişi, istatistikler derken bir sürü kalem işin içinde rol oynar. Menajerler yüksek bütçeli sporcuları karşılaştırsalar da farklı pozisyonların kontratları da şaşırtıcı bir şekilde farklı olabiliyor. Oyunun içinde daha fazla yer alan bir pozisyon daha fazla meblağlar ile ilgilenirken geri plandaki bir oyuncu ne kadar iyi olursa olsun kontratta bahsedilen sayılar belli bir miktarı geçemeyebiliyor. Bu sayıları konuşmak da ciddi bir takip ve pozisyon bilgisi istiyor. Dolayısıyla menajerler bu konuda oldukça deneyimli iken, Okung’un bahsettiği avukatlar bu konuda yetkin olmayabilir.

Çoğu zaman kontratlarda yüksek değerleri konuşurken bazen de dibe vuruşun veya oyuncunun kariyerinde oluşan bir hasarın neticesinde kontratta yapılacak olan yapılandırma gündeme gelebilir. Yine bir Amerikan Futbolu takımı Minnesota Vikings oyuncusu Adrian Peterson, cezalı geçirdiği tüm sezonun ardından kontratını uzatma karşılığında neredeyse 2 milyon dolarlık bir meblağdan vazgeçti. Yine de oyuncunun menajeri bu durumdan memnundu çünkü hem oyuncunun bulunduğu pozisyon hem de aldığı cezadan ötürü oluşan bu kontrat oldukça makul bir opsiyon olmuştu.

Menajerler, takımlar ile olan kontratların yanı sıra, oyuncuların reklam anlaşmalarını da büyük bir profesyonellik ile yürütüyorlar. Burada menajerler oyuncularını sürekli reklam ve tanıtım gibi anlaşmalara iterken hangi pazarlama taktiğinin oyuncusuna daha iyi uyacağını ve potansiyel kazancını iyi tahmin etmek zorunda. Sonuç olarak menajerler çok çeşitli konularla ilgilenerek oyuncunun en doğru ve en iyi şekilde kazanmalarını sağlıyorlar. Fakat burada Okung ve onun gibi düşünen sporcuların kaçırdığı nüans, her zaman bir menajerin bir oyuncu ile uyumunun tutmuyor oluşu. Bunun için de en doğru çözüm, ihtiyacı gideren bir menajer bulmanın doğruluğu olsa gerek.

Menajerler ve Amerika liglerinden örnek vermişken Avrupa Futbolu’u da sarsan menajerlerden bahsetmemek olmaz. Menajerlik kavramını Amerikan ligleri üzerinden tanıtmışken, ünlü menajer örneklerinden iki tanesini ise daha bilindik yerlerden verelim.

Mino Raiola;
49 yaşındaki menajer inanılmaz bir pazarlık yeteneğine sahip. Kendisi ile ilgili en şaşırtıcı bilgi ise eski bir pizzacı olması. Geçtiğimiz sene gerçekleşen ve iki gün önce Neymar’ın transferi ile en pahalı transfer tahtından indirilen Paul Pogba’nın Manchester United’a geçişinden 20-25 milyon pound arası bir parayı kazandığı tahmin ediliyor.

Raiola’yı sadece şanslı olarak adletmek pek doğru olmaz. İnanılmaz pazarlık yeteneği ile karşılaşmaya neredeyse üşeneceğiniz Manchester United başkan yardımcısı Ed Woodward’a en büyük dört yeteneğini pazarlamış durumda. Güç ve para, Raiola bütün futbol menajerlerinin ve pizzacıların yaşamak istediği rüyayı yaşıyor.

En iyi 5 müşterisi; Paul Pogba, Zlatan Ibrahimovic, Henrikh Mhikitaryan, Mario Balotelli, Romelu Lukaku

Gestifute (Jorge Mendes);
1966’da İngiliz Futbolu’na yıllar sürecek bir etki vuracak bir şey oldu, o da elbette Jorge Mendes’in doğuşu. Dünyanın en büyük futbol menajerliği şirketinin başında bulunan bu adam Cristiano Ronaldo’nun kendisi tarafından da “Menajerlerin Cristiano Ronaldo’su” olarak adlandırılıyor.

Bugün sınır tanımayan bir gücü olan bu adamı Jose Mourinho sadece İngiliz futbol camiasına tanıtmakla yetinmedi; Deco, Tiago, Hilario, Ricardo Carvalho, Ricardo Quaresma, Paulo Ferreira gibi bir sürü oyuncuyu da Chelsea’ye kazandırdı.

Fakat temsil etme yeteneğinin bu kadar kuvvetli olması bazen çok kötü transferler de yaptırabiliyor. Mesela Manchester United bugüne kadar Mendes’in oyuncuları olan Falcao, Bebe, Anderson ve Angel Di Maria’dan hiç verim alamadı.

Sadece Cristiano Ronaldo efekti var ki, doğru pazarlamanın en büyük örneklerinden biri. Tahmin edilemez bir şekilde Ronaldo’nun kendini bu kadar geliştirmesinin yanı sıra Mendes de kendisini uluslar arası bir süperstar haline getirdi.

Mendes sadece en efektif menajer olmakla kalmayıp, futbol dünyasının en önemli figürlerinden biri olmayı başardı. Fakat bu iyi mi kötü mü? Bunun kararı sizin.

En iyi 5 müşterisi; Jose Mourinho, Cristiano Ronaldo, Renato Sanches, William Carvalho, Thiago Silva

Not; Bu yazıda Jason Belzer’in “Do Professional Athletes Need To Be Represented By Sports Agents?” ve Huw Davies’in “The 20 Most Powerful Agents in Football” yazılarından faydalanılmıştır.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0