Final Four Bükreş | Bizim Takım!

Geri sayım bitti, yarın Alba Blaj ile oynayacak Galatasaray F4'e start veriyor. Biz de yazılarımızda buraya nasıl geldiğimizi ve rakipleri sizlere anlatmıştık. Bugün ise sırada en önemli öge olan takımımız ve oyunumuz var. Gelin, bizlere bu sevinci yaşatan takımımızı hep beraber tanıyalım.

Okuyanlar bilecektir, bu tarz organizasyonlar öncesi sık sık anlatırım bu takımın hangi yollardan geçerek ne aşamalara geldiğini. Bir kez daha özetlemekte bir kusur yok. Süreç birkaç sene öncesinden başlıyor. 2012'de benim o zamanlar için takdirimi kazanan antrenör Dragan Nesic ile bu tarz üst kademe oyunun önü açılmıştı. Kadroya yapılan güzel hamleler ile CEV Cup Finali görülmüş, fakat hep başımıza gelen ilk maçı içeride kazanıp, dışarıda altın set ile mağlup olma durumuna yakalanmıştık ve kupayı müzemize kazandıramamıştık.

Nesic ile gelen bu başarı iştahları kabartmış, zamanın yönetimi hatrı sayılır bir yatırım ile takımın başına Massimo Barbolini'yi getirmişti. Barbolini'nin yardımcısı ise tanıdık bir isim, Ataman Güneyligil'di. Barbolini döneminde gelen rakiplere karşı daha arzulu oynama, Avrupa'da daha iddialı şekilde mücadele etme bir türlü başarı ile süslenememişti. O dönemde Galatasaray Şampiyonlar Ligi Final Four'a ev sahipliği yapıp son sırayı alırken ligde hiçbir zaman final görememişti. Sürekli dördüncülüğün getirdiği Vakıfbank eşleşmelerinin kurbanı olduk desek daha doğru.

3 sezon süren Barbolini döneminden sonra bayrağı devralan Ataman Güneyligil'in hırsı ve iyi oyuncu yönetimi ile takım tam bir aile havasına dönüştü. Geçtiğimiz sene yakalanan ligde final başarısı bu havanın meyvesi. Yine finalde kaybedilen bir CEV Cup var ki, CEV Cup şanssızlığımıza girmek dahi istemiyorum. Finallerin takımı olan Galatasaray, CEV Cup finalinde iki defa mağlup olarak bu konuda biraz şanssız duruyor.

Şimdi takımdan biraz bahsetmek istiyorum. Aslında bu sezon, benim daha önce hiç düşünemeyeceğim kadar iyi bir yatırım yapıldı takımımıza. Bunun sonucunda iyi transferler geldi. İlk olarak sanırım benim olduğu kadar herkesin hayali gerçekleşti ve Neslihan Demir son sezonunu takımımızla geçirdi. Bunun yanında şu an şanssız bir sakatlıktan dolayı F4'te mücadele edemeyecek yeryüzündeki en başarılı vuruculardan olan Tatiana Koshaleva da kadroya katıldı. Daha önce takımımızda yer alan Bulgar oyuncu Dobriana Rabadzhieva da son yabancı transfer olarak takıma katıldı. Bunun dışında takıma bu sezon katılan yerli olarak da Vakıfbank'tan gelen Cansu Çetin, libero Buse Kayacan ve sezon arası takıma katılan Gizem Karadayı göze çarpıyor.

Diğer oyuncularımızı ise kısa profillerle tanıtacak olursam, Bulgar orta oyuncu Hristina Ruseva uzun kolu ve bence iyi blok hissiyatı ile benim hatrımda. Bize Şampiyonlar Ligi'nin en değerli oyuncularından biri olarak iki sene önce katılan Sinead Jack ise hücum katkısı asla gözardı edilmemesi gereken bir diğer orta oyuncumuz. Genç İlkin Aydın, Su Zent ve Bihter Dumanoğlu'nun yanı sıra pasör konumunda Gamze Alikaya ve Nursevil Aydınlar rotasyonumuz var. Gamze'yi tartışmaya gerek yok, Milli Takım seviyesinde kaliteli bir pasör. Nursevil ise uzun boyu ve esasen hücum özelliği de olan bir diğer pasörümüz. Yine orta oyuncu pozisyonunda, takımın neşe kaynağı diyebileceğimiz mücadelesi ile öne çıkan Aslı Kalaç var, bir diğer köşemiz de yıllarca Fenerbahçe kaptanlığı yapmış etkili smaçları ile dikkat çeken Seda Arslanyürek.

Galatasaray genelde köşe hücumları ile oynayan bir takım. Sadece ben değil, bir çok voleybolseverin de ortak eleştirisi aslında bu. Orta hücumunu fazla kullanamadığımızı düşünüyorum. Sinead Jack ve Aslı Kalaç gibi efektif silahlarımız varken her sıkıştığımızda smaçör veya çapraz tercihi yapmamız bazen oyunun sıkışmasına sebebiyet veriyor. Ki bu da biraz Galatasaray maçı izleyen bir kişinin hemen bileceği üzere Galatasaray'ın en büyük dezavantajı. Çünkü iki-üç sayı arka arkaya kaybettiğimizde hemen düşüyoruz ve bir anda seti kaybedecek havaya bürünebiliyoruz.

Takımımız çok karakterli ve duygu yüklü. Az önce bahsettiğim gibi anlık inişlerin tam tersi olarak, anlık çıkışları da en fazla yaşayan takımlardan biri olabiliriz. Birden set içinde yükselen formumuza oyuncu farketmeksizin uyuyoruz ve o an karşımızdaki ister alt seviye ister üst seviye takım olsun fark etmiyor. Bu oyundan taviz vermemek benim en büyük beklentim Galatasaray adına. Savunmada ise zaten mücadele eden bir Galatasaray'ın üzerine biraz daha iyi blok performansı ekleyebilirsek bence imkansız diye bir şey yok. Önce final gelir, sonra da kupa.

Galatasaray'ı tanıyan herkes biliyor, bu kupayı en çok Galatasaray istiyor. Takım konsantre ve hazır bir şekilde Romanya'ya gitti. Kupa için sonuna kadar mücadele eden bir ekip göreceğimize ben kefilim, ve onları canı gönülden destekliyorum.

Başarılar kızlar, başarılar teknik ve idari kadro, size güvenimiz sonsuz!

5 Mayıs Cumartesi
TSİ 19:00
Galatasaray - Alba Blaj
Yayın: Spor Smart

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0