Nasıl olsun istiyorsunuz?

Ziraat Türkiye Kupası'nın finalinde karşılaştığı Akhisar Belediyespor karşısında sahadan 3-1'lik skorla ayrılarak şampiyonluğa ulaşan Galatasaray, sezonun ilk kupasını müzesine götürürken karşılaşma sonrasında sosyal medyada özellikle belli kişiler tarafından algı operasyonu başlatıldı. 

Sivas 4 Eylül Stadyumu'nun ev sahipliği yaptığı mücadelenin hakemi Suat Arslanboğa dün akşam final maçında son derece iyi ve düzgün bir yönetim sergilerken, skandal bir yönetim yada fahiş bir hatanın yapılmadığı mücadele sonrasında elbette sosyal medya trolleri/tetikçileri olarak adlandıracağımız kimselerin ortalığı yangın yerine çevirmesinin tek sebebi Galatasaray'ın kupa kazanmasıydı. Algı yapmak isteyenlere dikkat edildiğinde son dönemde ya spor basınında görev alamayıp kendisine Youtube kanalı açanlar ya da spor basınından uzaklaşmasına rağmen hala kendisini kanaat önderi sananların olması dikkat çekiciydi. Yani aslında spor basınında şuan herhangi bir yeri olmayan ve tek derdi sosyal medya üzerinden reklam yaparak gündemde kalmak olan kimseler! Ancak dikkat çeken ikinci bir nokta, maç öncesinde malum kitleler tarafından yaratılan algı operasyonuna Akhisarsporlu isimlerin katılmasıydı ki teknik heyetin kenarda bazı pozisyonları inceleme şansı varken bu pek hoş bir durum değil. Saha içinde yaşanan mücadelenin vermiş olduğu adrenalinden kaynaklı olsa gerek diyerek konuyu noktalayalım.. 

Ortalığı yangın yerine çevirenlerin eldeki tek argümanı, karşılaşmanın hakemi Suat Arslanboğa'nın vermiş olduğu penaltı kararları. Dikkatinizi çekiyorum, penaltı kararları. Peki neydi bu kararları getiren pozisyonlar? Karşılaşmada Galatasaray 1-0 geride durumdayken, 62.dakikada sol kanattan ceza sahasına doğru hareketlenen Martin Linnes ceza sahasını sınırlayan kenar çizgisi üzerinde savunmanın müdahalesiyle yerde kaldı. Karşılaşmanın hakemi Suat Arslanboğa bu müdahale sonrasında VAR'ın da onayıyla penaltı kararını verdi. Şimdi burada ne olsun istiyorsunuz? Ceza sahası çizgisi üzerinde, rakip savunma oyuncusu tarafından illegal bir hareket yaparak faule maruz kalan bir oyuncu olduğunda penaltı kararı verilmesin mi? Yoksa kendi takımınız için, ofsayt pozisyonunda topa hareketlenen oyuncu yere düştüğünde penaltı kazandığında ve bu penaltıyla da maçı kazandığında da aynı yorumları yapacak mısınız?

Gelelim, kaybedenin değil de sosyal medyadaki tetikçilerin sesinin en çok çıktığı pozisyona.. Yazının görselinde olan, Miguel Lopes ve Mbaye Diagne arasındaki pozisyon.. Karşılaşmada skor yine Galatasaray aleyhine 1-0 durumdayken, savunmanın arkasına atılan topa hareketlenen Mbaye Diagne rakip oyuncu Miguel Lopes'in arkadan müdahalesiyle ceza sahası içerisinde yerde kaldı ve oyun devam etti. Karşılaşmanın hakemi Suat Arslanboğa, kendisine gelen VAR uyarısı sonrasında pozisyonu izledi ve Miguel Lopes'in ceza sahası içerisinde faul yaptığını tespit ederek penaltı noktasını gösterdi. Bu pozisyon sonrasında "ben yaptım, ben" diye hakeme kabadayılık taslayan Miguel Lopes önce itirazlarından dolayı sarı kart gördü, ki o itirazların şiddeti bir hayli fazlaydı. İlk sarı karttan sonra elindeki su şişesini yere fırlatıp, topa hışımla vurup hala hakemin üzerine oynayınca da ikinci sarı karttan dolayı kırmızı kartı gördü. Şimdi burada gayriresmi olan ne? Ceza sahası içerisinde bir pozisyon var, orta hakem devam ettiriyor. Belli ki, pozisyonda kararsız kalıyor. Daha sonrasında kenardan VAR hakemleri kendisini uyarıyor, Lopes'in müdahalesinin penaltı olduğu yönünde görüş bildiriyor ve hakemi izlemeye çağırıyor. Ardından da hakem pozisyonu izleyerek, yardımcılarıyla da görüşerek penaltı kararına hükmediyor. Şimdi burada ne olsun istiyorsunuz? Ceza sahası çizgisi üzerinde, rakip savunma oyuncusu tarafından illegal bir hareket yaparak faule maruz kalan bir oyuncu olduğunda penaltı kararı verilmesin mi? Ha diyebilirsiniz ki, müdahale temiz. Hayır, değil. Lopes'in ayağına iyi bakın.. Topa değil, Diagne'ye dokunuyor. Diagne topa doğru koşarken bu müdahaleyle de yere düşüyor. Hadi diyelim, dediğiniz gibi olsun Lopes topa dokundu. Diagne ilk hamle sonrasında topa doğru hareketine devam ediyor ve Lopes'in sol ayağıyla yaptığı temasın ardından yerde kalıyor. Yani bir penaltı pozisyonu içerisinde iki tane kritik pozisyon var.

Karşılaşmanın hakemi ilk anda gördüğünde emin olamadığı için penaltı kararını veremiyor, ki eğer pozisyonu tekrardan izlerseniz hakem Suat Arslanboğa'nın pozisyon sırasında göstermiş olduğu bir vücut refleksi var. Hatta karşılaşmanın yorumcusu Erman Toroğlu, maç sırasında yayında belirtiyor "Penaltı verecek gibiydi ama emin olamadı." diye. Sonrasında kendisine kenardan gelen uyarıyla birlikte penaltı kararını veriyor, ki VAR hakemlerinin de tamamı aynı fikirde. Pozisyonda bulunan 3 hakem var, üçünün de kararı penaltı olduğu yönünde. Ama bizim sosyal medyadaki tetikçilere bakarsanız, bunun penaltıyla hiç alakası yok! 

Sosyal medyada algı yaratarak olmayandan mağdur yaratmaya çalışan ve kendi başarısızlıklarının üzerini örtmeye çalışan malum kimselere hatırlatmak lazım.. Beyler, kusura bakmayın. Futbolda, ceza sahası içerisinde savunma oyuncusu tarafından yapılan illegal hareketlere penaltı kararı veriliyor. Bu uzun süredir böyle.. Afrika'nın balta girmemiş ormanlarında da, medeniyetin beşiği Kuzey ülkelerinde de yada futbolun anavatanı İngiltere'de de olmak üzere bu böyle. Ha siz bilmiyor olabilirsiniz yada kazanan taraf Galatasaray olunca işinize gelmiyor olabilir. Doğrudur. Ama siz istiyorsunuz yada işinize gelmiyor diye de, yüzyıllardır oynanılan oyunun kurallarını yeniden dizayn edemeyiz. 

Bu arada koskoca 90 dakika içerisinde, kesinlikle doğru olan bir pozisyon üzerinden sosyal medyadaki tetikçilerle algı yaratmaya çalışmak da.. Ne bileyim. Sadece başarıya odaklı hazımsızlık olmasa gerek. Başka bir korkunuz mu var?