Süper Lig: Kusursuz plan!
Süper Lig’de sezonun 23.haftasında deplasmanda ezeli rakibi Fenerbahçe ile karşılaşan Galatasaray rakibi karşısında baştan sona üstün bir oyun ortaya koyarak sahadan 3-1’lik net galibiyetle ayrıldı. 20 yıldır bu stadda kazanamayan Galatasaray’da teknik direktör Fatih Terim’in kusursuz oyun planı maça damgasını vururken, oyunu ciddi manada sürklase eden taraf olmaları dikkat çekti.
TERİM SİSTEMİ DEĞİŞTİRDİ: 4-1-4-1
İki takımın çok ciddi eksikleri olduğu derbi haftasında teknik adamların nasıl kadrolar sahaya süreceği merak konusuydu. Ev sahibi Fenerbahçe'de Ersun Yanal, Emre ve Gustavo'nun yokluğunda Tolgay'a, geçen hafta Ankargücü maçına ilk 11 başlayan Deniz Türüç yerine ise sakatlıktan yeni dönen Hasan Ali Kaldıram'a forma veriyordu. Galatasaray'da ise 5 haftalık galibiyet serisini getiren 4-2-3-1'den Fatih Terim sürpriz şekilde vazgeçip 4-1-4-1 ile sahaya çıkıyordu. Lemina'nın yokluğunda Belhanda forma şansı bulurken, formda isimler Emre Akbaba ve Adem Büyük yerine sakatlıktan kurtulan Henry Onyekuru ve Radamel Falcao görev aldı.
Maça başlayan ilk 11'ler |
Ersun Yanal, Luiz Gustavo'nun yokluğunda Ozan'ın yanında tercih edebileceği pek fazla seçeneği olmayınca uzun süredir süre almayan Tolgay Arslan'ı sahaya sürmek zorunda kaldı. Bir başka seçenek Tolga Ciğerci'yi, Ozan'ın yanında kullanıp yerine safkan bir kanat oyuncusu kullanabilir ya da uzun zamandır stoper olarak görev yapan Jailson'u asıl mevkisine kaydırıp stoperde Falette'ye şans verebilirdi. Ersun Yanal, Tolgay tercihini yaparken muhtemelen Galatasaray'a karşı bir tez değil de antitez üretmek istedi. Sol kanatta Tolga tercihiyle Galatasaray'ın ikinci yarıda en büyük hücum gücü olan Mariano'nun kullandığı Galatasaray sağ kenarına sol bek Hasan Ali ile birlikte ikinci bir düğüm atmak istedi. Tolga tercihindeki bir başka sebep ise Kadıköy'deki yoğun derbi atmosferinde Tolga'nın pres gücü ve ceza sahası içi koşularından oldukça faydalanabilirdi.
Jailson tercihi ise Galatasaray'ın önde baskısında ayağı diğer stoperlerine göre daha düzgün olması ve baskı anında topla oyuna katılıyor oluşundan faydalanmak makul bir sebep gibi duruyordu. Fakat Yanal'ın Jailson tercihindeki teorik sebeplerin farkında olan Fatih Terim bu anlamda Jailson'un oyuna katılımını çok güzel şekilde pasifize etti ve Jailson'un oyuna getirilerini minimuma indirip, oyundan götürülerini ortaya çıkaran bir plan hazırlamıştı. Onyekuru tercihinin altında yatan başlıca sebebin de Jailson'un defansif zaafiyeti olduğunu daha 3.dakikada göstermiş oldu. Fatih Terim, Jailson'u pasifize etmek içinse pres sisteminde ufak bir değişim yapmıştı. Galatasaray sezon ilk yarısında 4-1-4-1 düzeninde geçirdi ve bu düzende pres yaparken orta sahadan bir isim (genellikle Belhanda) forvetteki ismin yanında yer alır ve stoperlere birebir baskı yapıyordu. Dünkü maçta ise Fatih Terim, Belhanda'ya alanını savunarak pres yaptırdı çünkü eğer sezonun ilk yarısındaki gibi bir pres düzeni oluşsaydı o zaman Fenerbahçe'nin topla deliciliği yüksek Ozan gibi, Tolgay gibi oyuncuların topla buluştuklarında koşu alanları bulabilecekti. Keza gole sebebiyet veren penaltı pozisyonu da Ozan'ın deliciği ile geldi. Galatasaray'da merkezden futbolcu baskıya gitmedi ve Fenerbahçe'de 1 stopere sürekli boşta kalacaktı ve Fatih Terim bunu da maç planına dahil etti. Falcao sürekli Jailson'u kapatarak, Jailson'a top aldırmayarak onun oyuna getirdiği tüm artıları pasifize etmiş oldu. Özellikle ikinci yarıda pozisyon gereği Radamel Falcao, ön alanda Serdar Aziz'e baskı yapmak zorunda kaldı. Burada ise Galatasaray'ın orta sahadan eksilerek pres yaptığını görmüş olduk. Bu tarz oluşan pozisyonlarda her seferinde Ömer Bayram'ın alanını hiç düşünmeksizin Jailson'a prese gitmesi bize Fatih Terim'in bunu bir plan dahilinde yaptırdığının kanıtıydı.
Fenerbahçe geriden pasla çıkışında Galatasaray'ın aldığı pozisyon |
Fenerbahçe, Galatasaray'ın bu planlı presinde geriden pasla pek çıkamadı ve top hep Serdar Aziz'in ayağında kaldı. Ersun Yanal da bu durumu önceden öngördüğü için o da bu plana bir antitez olarak uzun topu planlı bir şekilde tercih etti. Geçen sezon ligin ikinci yarısındaki Rizespor-Galatasaray maçında Okan Buruk, pivot forvet Muriqi'yi savunmacı ve fiziksel özellikleri diğer Galatasaray stoperinden zayıf olduğu için Marcao ile eşleştirmiş ve sürekli Muriqi'ye uzun toplar atarak onun indirdiği toplarla Galatasaray'ı epey zorlamıştı. Ersun Yanal da bu durumu kullanmak istedi ve Serdar Aziz pas opsiyonu bulamayınca rahat dahi olsa Marcao ile eşleşmiş Vedat Muriqi'ye uzun toplar yolladı, uzun toplar isabetli oldukça bu planı tuttu. Vedat Muriqi dün 6 hava topunun 5'ini hepsini aldı ancak ev sahibi ekip Vedat sayesinde geriden çıkarttığı topları iyi kullanamadı. Çünkü maç başından itibaren Fenerbahçe, Galatasaray'ın 3.bölgesinde top tutamadı, bu sebeple çok cılız ataklar ya Muslera'nın kucağında eridi ya da auta gitti.
DERBİDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN İLK KONU: GERİDEN TOPLA ÇIKIŞ
Fenerbahçe'nin toplu oyununa Fatih Terim böyle bir antitez hazırlamıştı ancak asıl maç planı 2.5 senedir sorunu olan geriden pasla çıkışları üzerine kurulmuştu. Ersun Yanal yönetimindeki Fenerbahçe'nin evi Kadıköy'de hele ki böyle bir derbide önde yoğun presle oynayacağını tahmin etmek alimlik değildi ve bunu herkes biliyordu. Fatih Terim, Lemina'nın yokluğunda ise bu presten nasıl çıkacağı asıl çözülmesi gereken problemdi. Galatasaray, sezonun ikinci yarısında geriden pasla çıkarken yukarıdaki görsel gibi yerleşiyordu. Bu çıkışlarda Lemina dışında ortadaki 3'lü (Ömer-Seri-Feghouli) kilit nokta oluyordu. Yeni Malatyaspor maçında Galatasaray adına en büyük sorun da bu ortadaki 3'lü oldu. Galatasaray, Yeni Malatyaspor maçında 4-2-3-1 olarak sahaya çıktı sol kenar Onyekuru, Ömer gibi gelip top alacak kullanacak bir futbolcu değil o yüzden Fatih Terim o maçta sol kanat yerine forvet arkasının (Emre Akbaba) derine inmesi gerekiyordu ancak Emre'nin böyle bir meziyeti yok bu yüzden de Galatasaray, Yeni Malatyaspor maçında oldukça zorlandı. Terim, deplasmanda Fenerbahçe'ye karşı bu problemle maça çıkarsa buradan puan veya puanlar almasının zor olduğunun farkında olduğu için bu düzen içinde birbirinin muadili olan Emre-Onyekuru ikilisinden Jailson'u en zor duruma sokacak ve böyle büyük maçlarda daha çok fark oluşturan Onyekuru'yu tercih etti. Bu tarz büyük maçlarda her zaman topa sahip olamazsınız. Sürekli set oturup hücum edemezsiniz bu yüzden sizin bazen kontra atak futbolu oynamanız da gerekir. Emre Akbaba ise tam olarak topa sahip olma oyununun oyuncusu. Ceza sahası ve çevresinde oldukça etkili olan Emre Akbaba oyunun geri kalanında ise sıkça pasif kalabiliyor ancak Onyekuru'yla kontra atak futbolu oynayabilirsiniz, savunma arkasına sarkmalarından faydalanabilirsiniz.
Galatasaray'ın pasla çıkışlarında yerleşimi |
Galatasaray dün en büyük tehditlerini Fenerbahçe'nin ön alan presinden çıkışlarında bulduğu alanlarla yakaladı. Fenerbahçe, ön alanda pres yaparken adam adama eşleşerek pres yapıyor. Vedat Muriqi, stoperlere baskı yaparken yanında Kruse oluyor ve Fenerbahçe 4-4-2 gibi yerleşerek yaptığını gördük. Galatasaray sezonun ikinci yarısında geriden pasla çıkışlarındaki yerleşimde hep 3-5-2 şeklinde pozisyon alıyor bu yüzden adam adama eşleşmeli bir pres düzeninde Muriqi ve Kruse baskısında stoperler 1 fazla olmayı sağlayabildi. Orta sahada ise Ozan-Tolgay ikilisi sağ kanattan merkeze inen Feghouli ile Galatasaray orta sahasına karşı hep 1 eksik kaldı. Zaman zaman ise Feghouli çizgiye basarken Mariano merkeze girdi ve Galatasaray, yine merkezdeki 3'lüyü hep sağladı. Bu Galatasaray'ın geriden pasla çıkarken ana planı bu maça özel bir durum olmadı. Yine Yeni Malatyaspor maçında Galatasaray farklı futbolcularla Feghouli'nin sağ çizgiye bastığı, sağ bek Şener'in merkeze girdiği bir pozisyonda golü attı. Galatasaray presle çıkışlarında ilk yarı böyle büyük bir üstünlük sağladı ve Fenerbahçe ön alan presini kırdı. Galatasaray bu baskıdan başarılı bir şekilde çıktıktan sonrası için Fatih Terim'in ilk planı Onyekuru'yu sorunlu Isla-Jailson hattına sarkıtmaktı. Bu plan kapsamında Falcao ısrarla Serdar Aziz ile eşleşti Jailson'un yanına hiç uğramadı. Galatasaray uzun topla çıkmak zorunda kalsa dahi Falcao hava toplarında daha zayıf olan Jailson'u değil Serdar ile eşleşmeyi tercih etti. Serdar, Radamel Falcao tehdidi sebebiyle çok fazla Jailson'un kademesinde bulunamadı. Fenerbahçe'nin burada yapabileceği Galatasaray'ın presten çıkışlarını kesmekti. Kanatlardaki isimlerin çok iyi alan daraltması ile çözülebilirdi ancak Fenerbahçe alan değil de adam adama savunma yaptırdığı için kanat oyuncuları bekleri kovaladı ve Galatasaray oyunu istediği gibi genişletip büyük alanlar buldu. Ersun Yanal ikinci yarıda bu zaafiyetin farkına vardığı için ön alanda pres yaptırmayı bıraktı ve Galatasaray'ın oyun üstünlüğünü dengelemeyi başardı.
55.dakikada yukarıda anlattığım teorik planın pratiğe dökülmüş halini izledik. İki takımda birebir bu şekilde pozisyon aldı. Ozan, önce Belhanda'ya sonra mecburen Seri'ye kadar pres yapmak zorunda kaldı çünkü geride yerini boşaltmıştı ve Seri'nin rahat top kullanmaması gerekiyordu. Ozan'ın ikinci bölgede Jean Michael Seri'ye kadar uzanan presinde Seri, çabuk bir şekilde pasörlüğünün nimetlerinden Galatasaray'ı faydalandırıp Feghouli'yi buldu. Burada Hasan Ali Kaldırım, alanını boşaltıp Feghouli'ye pres yapıp yapmama konusunda biraz kararsız kaldıktan sonra baskıya gitti. Alanını boşaltınca Galatasaray lehine siyahla işaretli bölgede büyük bir alan doğdu. Feghouli'nin ağır kalması sebebiyle bu pozisyonda Galatasaray bu alanı kullanamadı ancak maç boyunca Galatasaray'ın yerleşimindeki üstünlüğü en güzel anlatan biriydi.
Deniz Türüç-Tolgay Arslan değişikliği sonrası Fenerbahçe hücum düzeni |
Kazanmak zorunda olan ve işlerin iyi gitmediği taraf olan Ersun Yanal ilk önce hamle yapan isim oldu. Sahanın hayal kırıklıklarından olan Tolgay Arslan kenara gelirken Deniz Türüç oyuna girdi. Bu değişiklikle birlikte Fenerbahçe'de sol kanat Tolga Ciğerci, merkeze geldi. Dirar sol kanada giderken Deniz Türüç sağ kanatta oynamaya başladı. Bu ilk başta enteresan bir tercih gibi gözüktü ancak oyun sürdükçe Ersun Yanal'ın planı ortaya çıktı. Dirar sol kanatta çizgiye basarken Deniz daha merkezi bir pozisyon aldı ve onun açtığı alana giren Isla'yı görmeye başladık. Hasan Ali ise daha savunmacı kalarak Isla'nın özgürlüğünü arttırıyordu. 10 dakika boyunca bu şekilde izlediğimiz Fenerbahçe hem skor gereği Galatasaray'ın yavaş yavaş topu reddetmesi ve Fenerbahçe'nin galibiyete olan ihtiyacı sebebiyle biraz daha fazla topa sahip olan bir takım hüviyetine kavuştu fakat set hücumundaki sıkıntılar ve ne yaptığını bilmeme durumu sürekli Galatasaray ceza sahasına kanatlardan yapılan ortalara ve Muslera'nın ellerinde eriyen toplara dönüştü. Bu değişiklikten yaklaşık 10 dakika sonra çıkarken kaybedilen bir topta yine Isla-Jailson hattına sarkan Onyekuru'ya Jailson penaltı yaptırdı. Penaltıyı gole çeviren Radamel Falcao, Galatasaray'ı öne geçirdi. Bundan sonrası ise tamamen kaos ortamına döndü önce takımlar 10 kişi kaldı. Doldur boşaltların başladığı skor avantajıyla Galatasaray'ın tamamen geriye yaslandığı bu bölümde taktiksel anlamda pek bir şey olmadı.
SONUÇ: TERİM DÖNEMİNİN EN İYİSİ!
Galatasaray 21 yıldır kazanamadığı deplasmandan sağlam ve iyi bir oyunla 3 puanı almayı başardı. Fatih Terim, kendisinin sorgulandığı çok sıkıntılı geçen sezonun ilk yarısından sonra Galatasaray'ı büyük ölçüde toparlamış durumda.. Terim'in burada büyük bir alkışı hak ettiğini söylemek gerekiyor. Devre arası kampında sadece 15 günlük bir süreçte takımın çehresini çok büyük ölçüde değiştirdi. Fenerbahçe maçında da Galatasaray'ın Terim'in 4.dönemindeki en iyi maçlarından birini seyrettik. Fatih Terim'in maç planı tuttu ve bu plan yukarıda bahsettiğim gibi tek maçlık bir plan değil. Galatasaray, 2 sezondur yumuşak karnı olan geriden pasla çıkışlarını halletmiş gibi gözüküyor ancak oyun sete oturduğundaki sıkıntılar devam ediyor mu onu bu maçtan kestirmek zor. Her iki tarafında topa hemen hemen eşit derecede sahip olduğu maçlarla, topu tamamen reddederek oynayan takımlara karşı oynanacak olan maçlar bir olmuyor. Bu sebeple Galatasaray çok çok önemli bir virajı döndü ancak hala soru işaretleri olan bir oyunu bulunuyor olabilir..
malatya maçında sette gayet iyi pozisyonlar bulmuştu GS,set oyunu nedir tam olarak bilmiyoruz bence,herkes tutturmuş bir set oyunu,takım 7 maçtır kazanıyor ve bu maçlarda 21 gol attı,bende kusursuz oynuyoruz demiyorum ama ligin en iyi takımları dediğimiz takımlar bile(bşk,ts)o kadar da abartılcak kadar iyi değil,bu takımlardan daha organize goller atıyor GS
YanıtlaSil